Heryer kanlar içinde, hıçkırıklı bir nefes, kısa bir sessizlik.
"Neden?!" Dedi Veha
"Çü..ç..çünkü.. ab..ablanım" diyerek yere yığıldı Gabrielle.
Veha yerinden kımıldayamadı. Gabe onu kurtarmak için önüne atlamıştı. Bunun şokunu atlatamamıştı. Garrett ise kılıcını bıraktı be dizlerine düştü.
"Hayır.. hayir hayir hayir hayir HAYIR OLAMAZ HAYIR!!" Garrett bağırmaya başlamıştı. Dizlerine düşük vaziyette ağlamaya başladı.
"Garrett.. sen.. sen.. neden?" Diye tekrarladı Veha
"G..g..Garry.." dedi Gabe zorlukla
"Gabe yorma kendini! KIMSE YOKMU!?" Diye haykırdı Garrett
"V...veha.." Gabe'in nefesi gittikçe ağırlaşıyordu.
"Burdayım ablacığım yanındayım lütfen dayan.. gözlerini kapatma" diye ağlıyordu Veha
Birden patlama sesleri duyuldu. Askerlerden bir tanesi odaya girdi
"KRALIM ŞEHIR KUŞATMA ALTINDA! TAHMINLER 10 BIN DEN FAZLA!"
"..çık burdan"
"KRALIM?"
"DEFOL!"
Asker koşar adimla odadan çıktı.
"Garr..ett.. bana.. bir söz..ver..vermelisin.." dedi Gabe
"Gitmeliyiz! Hemen Gabe i kaldiralim!" Dedi Garrett
"Hayir.. benim.. benim için çok geç Garry... bana... söz ver.. Veha'yı koruyacağına... söz.." Gabe gözlerini kapatiyordu.
"Hayir abla hayir gözlerini kapatma bende kal nolur bende kal!" Dedi Veha ağlayarak.
Garrett Gabe'i kucağına alıp kapıya doğru koşmaya başladı. Veha da peşinden geliyordu. Bir anda yanlarında patlama oldu. Bir gülle zindanin duvarini vurmuştu.
Veha bayılmıştı. Garrett onu uyandırmaya çalıştı.
"VEHA UYAN ! UYUMANIN VAKTİ DEĞIL ŞIMDI!!!"
Veha uyanmıyordu. Bir karar vermeliydi. Gabe'i yere bıraktı, Veha'yı kucağına alıp oradan uzaklaşmaya başladı. Son kez arkasını dönerek alevlerin gittikçe yaklaştığı Gabe'e bakarak "Beni affet.." dedi.
--- --- ---
Okgu yerlerde kıvranıyordu, göğsünde bir yanma hissediyordu. Bern ona sakin olmasını söylese de bu bir işe yaramadı. Okgu için zaman durdu, yanında birden başka biri daha vardı.
"Acıyor değilmi?" Dedi Adam
"..sen.. kimsin..?" Dedi Okgu
"Beni tanıyamadınmı? Nankör evlat, ben Usan'i yaratan şahsım, sana güçlerimi vermiştim, neyseki sen canın pahasına onları bana geri getirdin. Iyi bir kuklaydın."
"Ne kuklası? Ben sadece sevdiklerimi kurtardım!"
"Sence bunların olacağını ben bilmiyormuydum? Mattheus beni öldürdüğünü sanıyor.. ama ben ölmem. Bunların hepsini ben planladım"
"Neyi? Neden? Nasıl?"
"Öldürmem gereken tanrılar vardı, ve bunu senin ve babanın aracılığıyla yaptım"
"Tanrılar?"
"BENİM yarattiğim tanrılar. Usan, Ronki, Ulkun, Heraklion birde en önemlisi.. ağabeyin"
"Ne diyorsun sen?"
"Sence baban neden Garrett i sevmiyordu? Çünkü Garrett başka bir babadan! BENden"
"Yalanları bırak!"
"Yalan sòylemiyorum. Garrett bir yarı-tanrı. Gücünü Heraklion adlı urvaya kapattım."
"Ama Heraklion öldü.."
"Buna.. gerçekten inanıyormusun?"
"Evet"
"Heraklion yeryüzünün görmüş olduğu en güçlü varlık. Onu yendiğine bakma, benim emrim uzere yenildi.. Mattheusu benim kuklam yapmak için Heraklion u kullandım"
"Aşağılık.."
"Kes sesini. Artık yolumda birtek ağabeyin var. Ama içindeki tanrı bana tepki veriyor.. ona yaklaştıkça uyaniyor.. ve uyaninca kötü şeyler oluyor.."
"Kötü şeyler?"
"Mesela birkaç dakika önceki ziyaretimde karını öldürdü. Ayrıca Jade Weiss ağır yaralı.. yazık"
"Sen.. hayır.. BANA DOGRUYU SÖYLE!"
"Doğru.. bu ve şimdi sana bir hikaye anlatacağım.."
"Olamaz.. Garry.. neden.."
"BIRAZ.. KÜLTÜR VE DİN OLSA GEREK."
"onu.. onu öldüreceğim.. "
"Aahh evet.. tanrı avcısı Okgu Grauwolf.. diril ve bana yeryüzündeki bütün tanrıların kellelerini getir!"
"Bern.. bern ne olacak?"
"Aah bu oğlan çok yaramaz görünüyor ya.."
"Kabul ediyorum"
"Öyleyse, tebrikler.. yaşıyorsun"
"Bana adını vermedin"
"Usan.. yarattiğim projeksiyon ile ayni ismi taşiyorum ama sen bana ikinci ismimle hitap et. Esbar"
--- --- ---
Garrett Jade in yanına gitti ve Veha yi yanina birakti.
"Onu alıp güvenli bir yere git, ben şehri tutmaya yardım edeceğim" dedi Garrett
"Tamam.. dikkat et" dedi Jade
"Sende.."
Garrett duruma bakmak için şehrin en yüksek kulesine çıktı. Heryerde kuşatma silahları ve ordular vardı. Araduk sancağı altındaydılar.
Garrett tam arkasını dönüp aşağı inecekti ki önünde bir portal açıldı ve Okgu dünyaya ayak bastı. Yüzünün sol tarafı ve sol kolu karanlık idi.
"O..OKGU?!"
"Görüşmeyeli uzun süre oldu Garry."
--- --- ---
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Grauwolf
FantasyWolfsklippe Kalesinin Lordu olan Roderick ll.'nin Kral Usan'a karşı ettiği bağımsızlık isyanı Averia kıtasını savaş içerisine sokar. Bu savaşla büyüyüp 19 yaşına gelen Okgu çocukluğundan beri askeri eğitim almıştır ve babası Roderick onu Sonbahar ov...