Içimdeki kıpırtı, özgüven duygusu.. Benim için yeni bir ev yeni bir hayat demekti. Tıpkı buraya ilk geldiğim gün gibi. Yeni eve taşındığımda da benim için bambaşka bir hayat başlayacak gibi hissediyordum. Burayı özleyecektim. Telefonumun titremesiyle irkildim. Mesaj Min'dendi. Gelmemin uygun olduğunu söylüyordu vakit kaybetmeden üstümü değiştirip evden çıktım. Eve yakın olduğu için çok geçmeden varmıştım hızlı yürümüştüm.
Min iyi bir kızdı. Erken yaşta iş hayatına atılmış ve şimdi özel bir ofisde mimarmış. Babası onu küçük yaşta terk etmiş ama maddi anlamda hala görevini yapmaya devam ediyormuş. Onunla anlaşmam zor olmamıştı. Benden sadece iki yaş büyük olsa da çocuk ruhlu ve pozitif biri..
Odam ile ilgi düşünürken kapıdan benimle aynı anda geçmeye çalışan uzun boylu zayıf birine çarpmıştım elinde kocaman bir kutu vardı ve önünü görmekte zorlanıyor olmalıydı. Eğildim ve özür diledim. Ama o cevap vermeden merdivenleri kullanarak yukarı çıktı.
-Aah cidden dünya da ne garip insanlar var. Saçlarımı karıştırdım ve asansöre bindim. İkinci kata geldigimde Evin kapısı aralıklı duruyordu yavaş bir şekilde tıkladım ve başımı içeri uzattım. Ev hala boştu sanırım eşyaları yeni geliyordu. İçeri girdim. Seslerin geldiği odaya girdim ve Min'i selamladim.
-Tam zamanında geldin. Hadi gel sana odanı göstereceğim.
Konuşmama izin vermeden beni büyük pencereli soluk mavi boyalı bir odaya sürükledi. Güneşin son ışıkları odayı süslüyordu. Bunu sevmiştim.-Nasıl buldun hm.
Başımı onaylarcasina salladım.
-Burayı sevdim benim için uygun ve yeterli.-Ah böyle olmasına sevindim.
Odayı incelerken. Min'in adını seslenen kalın üçüncü bir ses isttigimde bütün dikkatim dağılmıştı boş evde adımları yankılanıyordu ve odaya girdi.-Tanrım ne var bunun içinde.. Min-ah cidden yoruldum ve acıktım.
Elindeki kutuyu bıraktı ve anlına yapışan saçlarını çekip bana baktım.
Bu bana çarpan umursamaz çocuktu. Yutgundum.- Im Min yan odada..
-Sen neden burdasın. Özür dileme işini fazla abarttın.
Kendimi kötü hissetmiştim nasıl açıklayabilirim ki. Neyseki Min odaya girmişti. Avuç içiyle anlına vurdu.
-Ah tabi sizi tanıştırmayı unuttum. Bu benim erkek kardeşim Sehun. Evi taşımam da yardım etmek için burda. Merak etme o yurta kalıyor.
Başımı eydim ve selamladim.-Kim bu. Tok ses tonu beni korkutmuştu.
-O benim ev arkadaşım Jia ve insanlara karşı kibar ol.
Birşey demeden odadan çıkmıştı. Bende Min ile vedalaştıktan sonra evden ayrılmıştım. Soğuk kaba bir o kadar umursamaz. Nasıl kardeş olabilirler ki. Tanrım.. En azından onunla aynı evde yaşamayacağım. Tamam Jia kendini kandırma onu beğendin ama senin sarsıntılı da olsa bir ilişkin var. Neyse zamana bırakmam gerek. Yolda kendi kendime konuşurken omuz silktim. Saat de geç olmuştu. Sessizce içeri girdim ve banyoya geçip kısa bir duş aldım. Şimdi ise kendimi uykunun kollarına bırakacaktım. Yatağıma geçtim ve ışığı kapadım.
Sehun hm aslında aynı evde olmak güzel olurdu..