1.Bölüm "Sesizliğe Büründü SESLER.."

1.2K 438 323
                                    

İlk hikayem inşallah beğenirsiniz..

İlk kurgum olduğu için eksiklerim var. Zamanla daha iyi olacaktır.. DESTEK OLUN canlarr...

Bölüm şarkısı: Birdy/ People Help The People...

"Bazen de yıldızlar bakar, insanlar kayar hayatımızdan.."

Bu gece daha soğuktu etraf, daha soğuk ve karanlık. Karanlık insanın içine işliyordu. Toprak ölüm kokuyordu. Ağaçlardan bilinmedik bir uğultu yayılıyordu.

İstanbul semalarını kara bulutlar kaplamıştı. Kuvvetli bir rüzgar; yağmur sonrası etrafı saran kokuyla doldurmuştu havayı. Rüzgarla birlikte İlke'nin saçları savuruluyordu dört bir yana.

Kalbi paramparçaydı. Bu gün sadece babasını kaybetmemişti. Canını, en değerlisini kaybetmişti.

Mezara diktiği bakışlarını kaldırdı usulca. Gecenin karanlığına inat masmavi gözleri yaşlarla parlıyordu. Gözyaşları dinmiyordu. Acısı o kadar büyüktü ki masum yüzü solmuştu. Öylesine çaresiz, öylesine boşluktaydı ki ne yapacağını bilemiyordu. Acıyı en zoruyla tecrübe ediyordu. En ağır şekliyle.

Boş gözlerle bakıyordu etrafına.Yapayalnızdı koskoca mezarlıkta. Kimsesizliği canını acıttı.

Her zaman gülen güzel yüzü kedere bulanmıştı. Etrafı sıra sıra servi ağaçlarıyla çevrili mezarlığı hıçkırık sesleri dolduruyordu. Bir baykuş ötüyordu ilerideki mezarın başında. Bu bir çeşit çığlık gibi yankılanıyordu mezarlıkta.

Yorgun gözlerini mezara dikti. Keşke diye düşündü... Keşke bunlar olmasaydı. Eskiye dönebilseler yeniden. Babasıyla beraber yaşadığı apartman dairesine. Babası gelsin erkenden kaldırsın yine. Beraber kahvaltı etsinler. Okula bıraksın yine. Kavga etsinler. Her pazar sahile gitsinler.

Hiç üzmezdi bu sefer babasını.Tabi bunlar mümkün değildi artık. Babası onu yapayalnız bırakıp gitmişti. Hem de bir daha geri dönmemek üzere.

Cenaze biteli saatler olmuş bir saniye ayrılmamıştı babasının mezarının başından. Cenazeye gelmeye tenezzül eden bir kaç kişi de sessizce terk etmişti mezarlığı. Sessiz akan gözyaşları arttı bir süre sonra. Omuzlarında taşıdığı yükün altında eziliyordu genç kız. Bu yalnızlık ağırdı ona. Küçücük yüreği taşıyamıyordu bu yükü.

Daha fazla dayanamadı. O buz tutmuş toprağa dizleri üzerine çöktü. Hıçkırıklara boğuldu. Sarıldı babasının mezarına. "Baba" diye fısıldadı. Daha sıkı sarıldı baba bildiği toprak yığınına. Sıkıca tutundu.

Onun kollarında ağlayabileceği bir babası yoktu artık. Çaresiz ve yapayalnızdı bu kirli dünyada. Onun saf temiz yüreği nasıl dayanacaktı bunca kötülüğe? Bunca zorluğu nasıl tek başına aşacaktı? Başa çıkabilecek miydi?

Sert bir rüzgar esti önce. Rüzgarın uğultusu kızın hıçkırıklarını bastırdı.Kızın yalnızlığına ortak olmak ister gibi birden yağmur başladı. Kasvete büründü ortalık. Sanki yağmur da genç kızın kederine ağlıyordu. Servi ağaçlarının hışırtısı dolduruyordu etrafı. Baykuşta ötmeyi bırakmıştı birden.

Yağmur o kadar şiddetliydi ki İlke saniyeler içinde sırılsıklam oldu. Siyah saçları çamura bulandı. Umurunda değildi genç kızın, babasını yalnız bırakamazdı. Mezardaki toprağı aldı avuçlarının içine.

Umut YıldızıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin