10. Bölüm "Asla Bırakmam Seni"

252 50 39
                                    

Merhabalar!!

Bölümleri daha hızlı yayınlamaya çalışıyorum.

*******************

"Derdim yüreğimde, eller ne bilsin.."

Aşık Veysel

İlke

Kolumdan tuttuğu gibi beni arkasında sürüklemeye başladı. Ne kadar bağırıp, çırpınsam da hala beni arkasında sürüklemeye devam ediyordu.

"Ya hayvan herif bıraksana. Gitmek istiyorum." Birden durmasıyla sırtına çarptım. Bana dönüp öfkeli gözlerini gözlerime dikti.

"Bak kızım ben o hatayı birkez yaptım. Birdaha asla bırakmam seni."

Şaşkın gözlerle ona baktığımı görünce sürükleyişine kaldığı yerden devam etti.

Kütüphane'nin kapısına geldiğimizde aniden durdu. "Gitmeyi aklından çıkardığında seslen yeter."

Ben daha ne olduğunu anlayamadan kapıdan içeri itmişti beni. Kapıyı çekip üstüme kilitlemesinin açıklanılabilecek bi tarafı yoktu. Üstelik saniyeler içinde olan bu olaylara yetişememiştim bile. Üzerime kilitlenen kapıya boş gözlerle bakmaya bir son verip ne kadar bağırsamda kapıyı açmadı.

******

Kapıdaki çekişmeden sonra beni kütüphaneye kilitlemesinin üzerinden 2 saat geçmişti bile. Kendimi parçalamama rağmen kapıyı açmadı üstelik.

Oturduğum minderden kalkıp kapıya yaklaştım. Kapının yanına oturup kapıya üç kez vurdum.

Beni şaşırtan ise karşı taraftan aynı tepkiyi almam oldu. Bu adam onca şeyin üstüne beni kapıda mı beklemişti?

"Asrın." Fısıltıyla dudağımdan dökülen ismiyle sarsıldım. Saçları iki yanından örülmüş küçük bir kız çocuğu geldi gözümün önüne. Ellerini hemen hemen aynı yaşlarda olan bir oğlana uzatmış onu çağırıyordu. Ama kız yaklaştıkça o daha da uzağa gidiyordu. Dudağında hep aynı hecelerle daha da hızlı koşuyordu küçük kız.
"Asrın."

Bu anı bıçak gibi kesen, gözleri kör eden bir ışığa karışmış korna sesleri oldu. Sonrası katran karası bir hiçliğe karışan hıkçırık sesleri.

Gözümden akan bir damla yaşa engel olamadım. Ben o halde yerde otururken birden kapı açıldı. Farkında olmadan ona selenmiş olamlıyım ki bu kadar korkmuştu. Asrın yüzünde ki endişe bulutlarıyla bana bakıyordu.

Ne olduğunu çözmeye çalışıyordu.
Hemen yanıma diz çöküp ellerimi tuttu. "Özür dilerim.
Korktun mu? İleri gittim değil mi? Özür dilerim."

Ardı arkası kesilmeyen özürlerden sonra yüzümdeki yaşları sildi.

Ben bu adamla nasıl anlaşacağımı bilemiyordum artık. Ona adım atmak bile bile yangına kor olmak gibiydi.

Elleri yüzümde, gözlerinde çocuksu bir suçlulukla öylece bana bakarken ona kızamıyordum.

Ellerimi yeni çıkan sakallarında gezdirdim.
"Bana Umut Yıldızı'nın hikayesini anlattın dün gece. Bu kadar gizem yetmez mi? Artık anlat bana."

Umut YıldızıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin