13. Bölüm "İncinmeni İstemiyorum." Final..

100 10 5
                                    

Bazen bir insanı tanımak baharın başlangıcı olabiliyor. Bunun güzelliğine inanıyorum.

 Bunun güzelliğine inanıyorum

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

İLKE

Hayat ne garip.
Tam herşey bitti derken, tam pes etmişken karşıma çıkan bu adam herşeyi baştan yazıyordu.

Uzun uzun baktım kederli yüzüne.
Hüzün düşmüştü kara gözlerine.
Hem deli gibi öğrenmek işteyip hem de deli gibi korkuyordum.

Duymaya hazır mıydım?
Bilmiyorum.

Derin bir nefesle döndüm ona. Elleri hala saçlarımdaydı. Yavaşça yüzüme kaydırdı ellerini. Yanağıma hafifçe dokunup omzuma koydu elini.

"Seni üzmek istemiyorum."
Sesi o kadar üzgündü ki o sert bakışları olmasa ağlayabileceğini düşünürdüm.

Derin bir nefes aldı.
"Lanet olsun bunlar seni üzecek ama daha fazla bu yükle yaşayamam."

Yavaşça kalkıp yatağa oturdu. Beni de yanına çekti.
Yan yana oturup bir süre öylece resimlere baktı.

Çerçeveli resmi aldı eline. Ince parmakları usulca resmin üzerinde gezindi.

"Keşke şu güne sıkışıp kalsaydık

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"Keşke şu güne sıkışıp kalsaydık."

Gülümsedi.
Öyle hoş, öyle samimi. Sadece gülümsedi.
"Doğum günündü. Benden tek istediğin bu elbiseydi."

Uzun uzun baktı bana.
"Bu elbiseyi gördüğünde gelinlik gibi demiştin. Bunu giymek istiyorum."

"Ben yurttan çıkmıştım o dönem. Eylülle sana doğum günü sürprizi yapmıştık. Çok mutluydun o gün. Belki de en mutlu olduğun gündü o gün. Gecenin sonunda sanki evlendik demiştin. O gün bana yaşattığın en güzel gündü."

Ellerimi tuttu sıkıca. Gözlerimden yaşlar akmaya başlamıştı bile. Asrın'ı nasıl olmuşta unutabilmiştim? Bunca hatırayı ne unutturmuştu bana?

Uzandım güzel yüzüne. Ellerim yanağını bulduğunda irkildi. Hala burda olmama alışamamıştı belki de.

Ellerimin üzerinde uzun parmaklarını hissetim. Elimi kavrayıp dudaklarına götürdü.

"Ben neden hatırlamıyorum? Her şey birbirine karıştı. Lütfen anlat artık bana."

Usulca başıyla onayladı beni.

Elimi daha da sıkı tutup kaldırdı beni. Tek kelime etmeden beni pencerenin önüne çekti. Eski küçük bir sandık çıkardı dolaptan. Tekrar yatağa oturduğumuzda aramıza sandığı yerleştirdi.

Paslı sandık yer yer yıpranmış yüzeyiyle çok eski duruyordu. Yavaşça sandığın kapağını açtı. Içinde eski bir defter ve çeşitli oyuncaklar vardı.

Deftere uzanıp bana uzattı. Siyah kaplı defterle temas ettiğim an şimşekler çaktı gözümde.

Yağmurlu bir gece o ve ben kocaman bir çınar ağacının altında yeri kazıyoruz. Yanı başımızda bu kutu. Asrına bakıyorum bana gülümsüyor.

Elime değen elleri hissedince sarsıldım. Bana endişeyle bakıyordu.

"Hatırladım"diyebildim zor bulduğum sesimle. Ona baktığımda parlayan gözlerle karşılaştım.

"Çınar ağacının altına gömdüğümüzü ve yağmur yağdığını hatırladım."
Ellimdeki deftere baktım sonra. Öyle tanıdık öyle benimmiş gibi hissettirmesi çok tuhaftı.

Asrın hala gözlerini ayırmadan bana bakıyordu. Ellerimi defterin siyah cildinde gezdirdim. Bu tanıdıklık hoşuma gitmişti.

"Sen gidince onu ordan çıkardım. Birlikte çıkarmak için söz vermiştik ama yapamadım. Seni çok özlemiştim."

Uzanıp sıkıca sarıldım boynuna. Artık tereddütlerim yoktu. Benim geçmişim tam karşımda oturuyordu.

Tek yapmam gereken onun peşinden gitmekti belkide. Sorgulamadan tutmalıydım belkide ellerini.

Hala sarılırken kısık sesle fısıldadım. "Peki ya babam neden anlatmadı bana bunları?"
En çok merak ettiğim buydu. Cesaret edememiştim sormaya. Alacağım cevap beni çok korkutuyordu.

Elleri saçlarımı buldu. Usul usul gezindi uzun parmaklar saçlarımda. Sanki hayal kırıklığına uğramamdan korkar gibi bir hali vardı. Daha da sıkı sarıldı o an bana. Buğulu ses tonuyla "İncinmeni istemiyorum. Bunun benim yüzümden olmasını istemiyorum. Senin gözyaşlarına sebep olmak istemiyorum."

Yavaşça uzaklaştı benden. Elleri hala omuzlarımda yüzüme baktı.... baktı.
Biz orda kelimelere sığmayan bir an paylaştık.

O ve ben. Ne sırlar ne başka birşey.
Hayat'ın bizden ibaret olduğu bir an sadece.

**********

Okuduğunuz için minnettarım.

Bölümüm sonları beni hep üzüyor. Çünkü karakterlerime bir nevi veda ediyorum. Bazen kısa bazen uzun oluyor bu vedalar.
Ama en güzeli bir gün onlara geri dönmek.
Sizler de vedaları uzun tutmayın. Çünkü veda ettiğiniz insanlar sevdiğiniz insanlardır.

Ve vedalar güzeldir geri dönmek için umudunuz varsa.


Umut YıldızıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin