SAVAŞÇI: Melez Okulu & SAVAŞÇI: Yeni Hayat | ♡ (TAMAMLANDI)

YENİ HAYAT ☆ 6

Bölüm.6

Savannah

"Bak Dave, Ashley'in benim kuzenim olduğunu iddia ediyorsun, iyi ama annemin bir kardeşi bile yokken bu pek mümkün görünmüyor. Kaldı ki ben siren miren değilim!" Bu sırada yanımıza dönmüş olan Ashley'in bir syren düzeltmesine daha maruz kalırken Dave'in bıkkınca verdiği solukla gözlerimi devirdim. Evet, zaten sorun bendim ya!

Dave, "İster inan ister inanma fıstık, bu gerçeği değiştirmez. Hem en büyük sorun bu da değil."dedi ciddi bir şekilde kollarını kavuştururken. "Dün gerçekleştiğini anlattığın şeyler de senin bir syren olduğunu kanıtlar." dediğinde ağzım açık kaldı.

"Sahilde çıplak bulunmam hiçbir şey kanıtlamaz!"diye itiraz ettim.

"Evet, ne kadar sapkın olduğun dışında." Gözlerimi kısarak Ashley'e baktığımda o da benzer bir biçimde bana bakıyordu. Bu tatsız bakışmaya son vermemiz için Dave'in adlarımızı birkaç kez uyarıcı tonda söylemesi gerekmişti.

"Hiç söz dinlemiyorsun ufaklık."dedi bana kaşlarını çatarak. Omuz silkmekle yetindim. Neden sonra aklıma bir şey takıldı, muhtemelen önemsiz bir ayrıntı. "Güvenlik poliçesi gibi bir şeyler geveledin. Şu konuyu biraz açsana."

Bunun üzerine dizlerini bacaklarına yaslayıp ellerini tekrar koyu renk saçlarına geçirdi, parmaklarının birkaç tutamı kavradığını gördüm. Tüm bunları yaparken can sıkkınlığını gizlemeye çalıştığını sezdim. "Her Sherise kızına bir tane Ary oğlu yani savaşçı korumalık yapar demiştim, bunu hatırlıyorsun değil mi?"diye sorduğunda başımı salladım. "Ashley, bir syren ve ben de onun korumalığını yapan savaşçısı, nam-ı değer bekçi köpeğiyim." Bakışlarım ikisi arasında gidip gelirken her ikisinin de birbirlerinin gözlerinin içine bakıyor oluşları garipti. Dışarıdan bakan biri olarak bile o bakışların altında pek çok şeyin gizli olduğunu söyleyebilirdim, lakin bu efsaneye körü körüne öylesine inanmışlardı ki... "Başka bir şeyi değil. Olamam da." diye çaresiz bir tonda ekledi Dave. Bunun üzerine elimi omzuna uzatıp sıvazladım. "Bu kadar umutsuz olma, birbirinizden hoşlanıyorsunuz işte!" dedim saf saf.

Dave ve Ashley birbirlerine alık alık bakmaya başlamılardı ki "Hayır, olamaz!" diyerek melodik baritonun kulaklarımda çınlamasına sebep oldu. Beklemediğim ses ile birlikte sıçradım. Jason!..

"Çok iyimser olduğunu daha önce sana söyleyen oldu mu Polyanna?"dedim kinayeli bir ses tonuyla.

"Gerçekçi olmakta fayda var. Biz sadece görevimizi yerine getirmek zorundayız ve hisler sadece işi sıçıp batırmaktan başka bir boka yaramaz." Sarf ettiği kelimelerle, inanamayan gözlerle Jason'a bakakaldığımda onun bunun farkında bile olmadığı aşikardı. Ağzı bozuk, katıksız odun! Hergele!

"Sevgiye hiçbir şey engel olmamalı! Hem aşk her şeyin üstesinden gelir derler." dedim dik durarak. "Az evvel hoşlantıydı hani? Aşka ne ara terfi ettin?"

"Susar mısın, oksijen israfı yapıyorsun! Hem bu aşk, sevgi, hoşlantı insana güç verir yarı yolda bırakmaz!"

"Tecrübe etmiş gibi konuşuyorsun."

"Bu seni ilgilendirmez Jason, ben Dave ile konuşuyorum."

"Böyle saçma fikirlerle başını belaya sokma, bir sarışının bebek bakıcılığını yapmak yeteri kadar can sıkıcı zaten."

"Yapmak zorunda değilsin zaten!"dedim umursamazca omuz silkerek. Jason önce gök yüzüne bakıp bir şeyler mırıldandı. Ne dediğini anlamadım. Ardından başını sallayarak gitti. Bu arada kendi rekorlarını aşıp uzunca bir süre sessiz kalan Dave ve Ashley de ayaklandı. Dave kuzeninin peşinden giderken benim sözde kuzenim de bana yaklaştı. Ashley, "Bunu söylemek bana düşmez." diye başladı burnundan kıl aldırmaz tavrıyla. "Ancak bilmeyi hak ediyorsun. Senin savaşçın, Jason."