YENİ HAYAT ☆ 1

4.8K 174 18
                                    

Bölüm.1

Savannah

Nereden başlayacağımı bilmiyorum.

Ah, bu biraz klişe oldu galiba...

O halde şöyle diyeyim: Ben Savannah... Savannah Tamarix.

Bu idare eder şimdilik, değil mi? Her neyse.

Ben, bir sabah kalktığında ebeveynlerinin ayrılmaya karar verdiğini öğrenen milyarlarca çocuktan yalnızca biriyim, ilk olmadığım gibi sonuncu da olmayacağım. Opps! Bir klişe daha! Üzgünüm. Sadece hayatımı klişeleşmiş söz öbeklerinden bağımsız nasıl anlatabilirim, bilmiyorum. O halde bir klişeye daha adımı yazdırıp size ufacık bir spoiler vererek başlayacağım anlatacaklarıma: Bu hikayenin sonu değil baştan, asırlar öncesinden yazıldı. Bu hikayenin başlaması için de sadece ebeveynlerimizin o kadar insan arasından birbirlerini bulup, bizim dünyaya gelmemiz beklendi o kadar. Çok da havalı değil, ha? Ben de öyle düşünmüştüm.

Biliyorum, şimdiden kafanızı karıştırmaya başladım. Ama inanın benim kafam çok daha fazla karışmıştı. Neden mi? Şimdi söylemeye gerek yok, hepsini nasıl olsa birlikte öğreneceğiz. Ben yaşarken benimle birlikte siz de yaşayacaksınız. Güldüğümde belki tebessüm edersiniz, ağladığımda buna sebep olan mağlum kişilerden hıncınızı kelimelerle çıkarırsınız belki. Ben bunu hiç bilemeyecek olsam da içinizde bir şeyler bizim hikayemize tepki verecek ve bu bizi, sizin hayat kumaşınıza bir iki iplik de olsa dahil edecek.

Evet, artık asıl hikayeye geçmemi bekliyor ve istiyorsunuz ve beni yok sayıp saymamak arasında kararsız kaldınız. Belki çoktan çekip gittiniz, dediğim gibi ben bunu asla bilemeyeceğim. Sadece zaman kazanmaya çalışıyorum, bu arada. Kelimeleri toparlamam gerek. Canınızı sıktıysam, üzgünüm. Tekrar. Sanırım nereden başlayacağımı buldum, evet.

Eski evimden, anne-baba-çocuk üçlemesiyle bir zamanlar yaşadığım o cennet köşesinden, getirdiğim iki koli kitabımla tek tek ilgilenmiş tozlarını alarak yeni odamdaki kitaplığımı doldurmuştum. Az ama seçkin bir kitap listem vardı. Ne okuduğuma çok dikkat etmezdim ama elimin altında daima beni baştan ayağa sarsan eserleri bulundururdum. Günümün neredeyse tamamı kitaplarımı düzenlemekle, odamı temizleyip getirdiğim kıyafetlerimi yerleştirmekle geçmişti. Tüm eşyalarımı getirmememe rağmen kıyafetlerimin bir kısmı yeni dolabıma sığmamış, çantalarım ve ayakkabılarım için odamda yer kalmamıştı. Çalışma masası, etajerler, kitaplığım ve yatağımın kapladığı alan dışında bana hareket olanağı sağlayan hatırı sayılır bir alan vardı lakin eski odama kıyasla ben burada pratik yapamazdım -amatör olarak latin danslarıyla ilgileniyordum-. Çok değil, ikinci dönüşümde ya yatağıma çarpar ya da pencereden aşağı düşerdim.

İlk kural:

Olumsuzluk yok!

Güneşin batmasına yakın yeni odamla olan işimi şimdilik bitirmiştim. Kemiklerimin yerlerini göstererek sayabilecek kıvama geldiğimden aşağıya, annemin yanına indim. Merdivenlerin ortasında burnuma dolan kahve kokusuyla mest olurken derin soluklar alarak kokuyu içime çekiyor, diğer yandan kokunun kaynağına doğru yürüyordum.

Annemin sesinin yanında duyduğum bas ses ile bir an tereddüt etsem de yüz ifademi bozmadan eşikten geçtim. Daha ilk günümüz bile dolmadan bir misafirimizin olması beni şaşırtmıştı. Çünkü her şeyden önce annem misafirlerden hoşlanmayan soğuk bir yapısı vardı.

Gerçi annemin hoşlanmadığı, kocalarının paralarıyla hava atan, günlerini güzellik merkezlerinde, deniz kenarındaki dudak uçuklatan fiyatlarla bezeli menülere sahip mekanlarda ya dedikodu yaparak ya da magazinleri okuyarak geçiren ve gelişen estetik cerrahisinin kusursuz birer örneklerini oluşturan kadınlardı. Bunlar kişilikten çok kimliğe önem veren insanlardı. Fikirler önemli sayılmazdı, somut varlıklarla ilgilenirlerdi. Her biri bir diğerinin kocasının yatağını ısıtsa da bunu umursamazlar, ama dışarıdan biri onların kusursuz görünen tablosuna parmak uzatırsa birer ahlak bekçisine dönüşürlerdi. Zavallıydılar. Annem bu insanlarla görüşmemekte haklıydı, onu destekliyorum. Hem belki de gelen eski bir tanıdığıydı.

SAVAŞÇI: Melez Okulu & SAVAŞÇI: Yeni Hayat |  ♡ (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin