Muhafızlar diye seslendim. Kapıdaki iki muhafız yanıma geldi. Zayıf olan muhafıza
-Albert'i bul ve yanıma getir.
Dedim, o sırada bir parşömen çıkarıp Rusça " Elçiyi takip et kimlerle konuştuğunu bana rapor et." yazdım. Bu parşömeni iri muhafıza verdim ve
-Bu mesajı baş casus Gotar'a ver.
Dedim. İki muhafız da çıktı. Bu pislik ulağın ne işler çevirdiğini öğrenmeliydim. Sandalyeme oturdum ve gözlerimi kapadım. Ne rezalet bir gündü böyle ! Zaten Ferrara ve Mantua Kontluğu bana yetiyordu !Nereden çıktı bu aptal evlilik !? Gözlerimi kapadım biraz dinlenmek bana iyi gelirdi. Uykuya teslim oldum. Korkuyla gözlerimi açtım. Yine süt annem Katherine'in ölümünü görmüştüm. O Lisa denilen kaltak ( Kendisi İmparatorun kızlarından birisi ) süt annemi zehirlemisti. Hiç annem ve babami taniyamamistim. Kapım çalındı zorlukla gözlerimi açtım. Boynumu ovuşturdum. Hay Lanet!? Boynum tutulmuştu. Sinirle "gir" dedim. Zayıf muhafızla Albert içeri girdi. Muhafıza "git" işareti yaptım. Muhafız çıktı. Albert üzgün görünüyordu.
-Bana fikir vermene ihtiyacım var Albert.
Dedim.Albert üzgün bir sesle
-Benim fikirlerim sadece başını belaya sokuyor. Bence daha zeki birinden yardım istemelisin.
Dedi. İç çektim ve
-Bak Albert üzgün hissetmeni anlıyorum.Ama senin fikirlerin defalarca kez hayatımı kurtardı. ( Defalarca kez de bu fikirler yüzünden ölümden dönmüştüm. Ama bunu Albert'e söylemeye gerek yok.) Herkez hata yapar. İnsanız biz doğamızda hata yapmak var.
Dedim.Albert'in morali biraz daha düzelmiş gibi görünüyordu.Albert neşeyle
-Peki. Bu arada üzgünüm kafama göre bir şeyler yapmamalıydım.
Dedi. Bende
-Bende üzgünüm sana öyle bağırmamalıydım. ( ne kadar haklı olsamda neyse bu kısmıdır Albert'e söylemeyeyim.)
Dedim. Albert gülümüsedi ve
-Neyse bu konuğu halletiğimize göre hadi konumuza geçelim. Ulak ne dedi ?
Dedi. İç çektim ve
-İmparator teklifini kabul etmiş ve gelecek cumartesi günü Nassau'da olmam gerekiyor.
Dedim.Albert şoktan konuşamadı. Bende konuşmaya devam ettim.
-Bu işte bir iş var. Kesin yolda giderken saldırıya uğruyacam.
Dedim.Albert sakin bir sesle .
-Çok karamsarsın. Bence herşey güzel gidicek.
Dedi. Ciddi miydi ? İmparator denen dallamanın bana neler yaptığını o biliyordu. Ailemi onun yüzünden hiç taniyamamistim. İmparator'un kendi kızıyla beni nişanlandırması şüpheliydi. Bunu Albert'de biliyordu.
-Albert ciddi misin ? Gerçekten herşeyin "güzel" gideceğini mi düşünüyorsun ?
Dedim. Albert
-Bence herşey güzel gidecek.
Dedi. Elçinin söylediği "vatanseverler " kelimesi beynimde yankılandı. Normal sesimle
-Eğer öyle diyorsan öyledir. Beni yanlız bırakır mısın Albert ? .
Dedim. Albert şaşırsada "tamam " deyip çıktı. Albert'in hain olma olasılığı hakkında derin şüphelerim oluşmaya başlamıştı. 15 dakika sonra kapım çalındı. "Gir" dedim. Gotar iri cüsessi ve 2 metrelik boyuyla odaya girdi. Yüzünün yarışı sakallarla kaplıydı. Vahşi bir Rus prensiydi. Pskov Knezliğinin gayrimeşru çocuğuydu. Onunla macarlara karşı savaşırken tanışmıştım. Ona Albert'ten bile fazla güvenirdim. Gotar boğuk sesiyle
-Size haberlerim var lordum. Ama hoşunuza gitmeyecek.
Dedi. Kalbim hızlı atmaya başladı. İçimde Albert ile ilgili kötü bir his vardı.
-söyle
Dedim. Gotar derin bir nefes aldı ve konuşmaya başladı.
-Elçiyi takip ettim. Albert'le konuştu bir miktar para verdi. Karanlıkta beni fark etmediler. Ve elçiyle konuşmasını duydum.
Dedi ve sustu. Dişlerimi sıktım.
-Devam et.
Dedim. Gotar
-İmparatora hizmet etmek zayıf taşralı bir konta hizmet etmekten bin kat iyidir. Kendini kötü hissetme.
Dedi. Öfkeyle masama yumruğu geçirdim. Zorlukla konuşarak
-Devam et .
Dedim. Gotar
-Albert'se kendimi kötü hissetmiyorum. İmparator sonuçta bu toprakları bana verecek. Ne kadar onu öldüremesemde.
Dedi. Kulaklarım öfkeden uğuldamaya başladı. O Piç kurusu başından beri topraklarımı istiyormuş. Lanet olsun ! Onu dostum sanıyordum. Aptal ben ! Albert aptal değildi başından beri o "iyiliğin" için yaptığı planlarda beni öldürmeye çalışmıştı. Gotar
-Ne yapmamı istersiniz ? İsterseniz onu acılı bir şekilde öldürebilirim.
Dedi. Gotar'ın tepkisiz yüzünde öfke görmüştüm. Bende enaz onun kadar Albert'in ihanetinin bedelini ödemesini istiyordum. Ama olmazdı. Arkasında İmparator varken ona birşey yapamazdım. Tabi şimdilik.
-Gotar onu takip et . Şimdilik ona zarar verme. Zamanı geldiğinde herşeyin bedelini ödeyecek.
Dedim. Gotar bastırılmış bir sinirle
-İhanetin bedelini ödemeli ! Siz onu o kadar korudunuz o kadar güvendiniz ama o Piç herif sizi arkanızdan bıçakladı. Bedelini ödemeli.
Dedi. Öfkesi beni şaşırttı. Gotar hiç bir zaman duygularını göstermezdi. Buruk bir şekilde gülümsedim.
-Merak etme dostum. Zamanı geldiğinde herşey hallolacak. Zamanı geldiğinde bizzat ben onu idam edicem.
Dedim. Gotar'ın kara gözlerindeki öfke kayboldu.
-Peki lordum. İzninizle.
Dedi ve çıktı.
Sinirle bir kez daha masaya yumruğumu geçirdim. İmparatorda Albert'de bana yaptıklarının bedelini ödeyecekti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Grimm De Madcount
Historical FictionSteinsberg'in genç kontu Macarların korkulu rüyası Deli Grimm de Madcount 'un hayatı... Kont sayıca üstün olan Macar ordusuna baktı . " Tanrı acaba gök yüzünden bana bakıp bu salak ne yapıyor diyor mu ?" Diye iç çekti. Güldü ve "Umrumda değil. Hİ...