Grimm De Madcount

Prenses Anna-7

Sarayın önüne geldiğimizde hayranlıkla saray kapısını suzdum. Mükemmel bir işciliği vardı. Kapının boyu 10 metreydi. İki tarafıda açılan çift tarafli bir kapıydı. Sağ tarafı altın ipliklerle sol tarafı da gümüş ipliklerle kaplıydı. Kapı açıldı tam o sırada karşımızda mavi elbiseli siyah saçlı, köyü mavi rengi gözlere , bembeyaz bir tene ,beline kadar uzanan dalgalı saçlara sahip mükemmel bir kadın duruyordu. Öfke dolu köyü mavi gözleri benim kahve rengi gözlerime odaklandı . Gözlerindeki öfke gözlerime denk geldigi anda yumuşamış gibi gorunuyordu. Onun evleneceğim kız olduğunu fark ettim. Açıkçası adını bile bilmiyordum. Prenses öfkeyle
-Sen nasıl bir seytansın !?
Dedi. Demek ki yumusamamisti. İç çektim. Nisanlanmaktan o da en az benim kadar rahatsızdı. Prenses öfkeli bir şekilde konuşmasına devam etti.
-Nasil babamı ikna edebildin !?
Dedi. İç çektim. İmparatoru bende anlamıyorum.
-En ufak bir fikrim yok. Babanıza sormanız daha iyi olur.
Dedim. Yalan veya bahane uydurmaya gerek yoktu. Prenses sinirle
-Senin gibi aşağı biri nasıl olurda benimle evlenebilir !?
Dedi. Aşağı ? Hmm Madcount sülalesi en eski hanedanlardan biridir. İmparator Konrad'ın Soyu Elsas'dır. Ki Elsaslar Sadece 40 yıldır varlar . Bizim gibi yüz yillar bile göremediler. Ne aşağısından bahsediyordu bu aptal ?
-Hmm bunu benim demem gerekiyordu. Benim hakkımda hiçbirşey bilmiyorsun. Belki adımı duymussundur. Ama hikayemi bilmiyorsun. Belki yaptıklarımı da ama yaşadıklarımı bilmiyorsun. Bence küçük koyun odana girip saklanmalısin. Ve çobanini beklemelisin inan bana kurdun karşısında ona hakaret etmeye çalışmakla sadece kendine zarar verirsin.
Dedim. Bunu o kadar kibar ve yumuşak bir sesle söylemiştim ki kız yutkundu. Dudağını ısırdı ve koşarak saraya girdi. Umarım tehditim İmparatorun kulağına gitmez . Aa sıktır yanımda 5 tane İmparatorluk şövalyesi vardı. Onlara rüşvet vermeye çalışsam daha beter olurdu. Öldürsem dahada büyük problem olurdu. Acaba imparatoru nasıl atlatacaktim ? Bunu düşünürken Jason
-Efendim. Ahirdayiz .
Dedi.
-Pardon.
Dedim.
Prensesin Bakış Açısı
1 Gün önce
Taht odasına sinirlice girdim. Babam sevgilim olan Baverya Dükü Arlen Winter ile gorusuyordu. Arlen babama çaktırmadan bana göz kırptı. Kizardigimi hissettim. Bir dakika Arlen bu kadar rahatsa Kont Grimm ile nisanlanacagimdan haberi yoktu. Dudağımı endişeyle ısırdım. Arlen gözlerime endişeyle bakıyordu. Beni çok iyi tanıyordu. Babam sert bir sesle
-Dük Arlen Arşidük seçimleri için yarın konusuruz . Çıkabilirsin.
Dedi. Arlen saygıyla eğildi. Kalktıktan sonra bana bakarak tekrar eğildi ve
-Hoşgeldiniz Prenses Anna
Dedi. Referans yaptım. Ve
-Saolun Dük Arlen.
Dedim. Arlen taht odasından çıkarken tamamen onu izliyordum. Ona nasıl söyleyecektim ? Kont Grimm'i öldürürdü. Onu tanimiyordum. Ama kimsenin ölmesini istemezdim. Ablam Lisa'da Saksonya'daydi. O yüzden onada fikir danisamiyordum. Babam sahte bir şekilde oksurdu. Hemen ona döndüm yanaklarım fazlasiyla kızarmış olmalıydı. Kont Grimm aklıma geldi. Öfkeyle
-Beni nasıl taşralı aşağı bir kontla evlendirirsin !? Hemde Dük Arlen'i sevdigimi bile bile !?
Dedim. Babam sakın bir şekilde
-O uygun bir aday . Açıkçası onun nisan teklifine çok şaşırdım. Ama benim için çok iyi bir fırsattı.
Dedi. Sinirle
-Ben senin oyuncağın değilim ! Kizinim ! Baba Arlen'de iyi bir aday hemde Dük neden onunla nisanlanmama engel oluyorsun ?!
Dedim. Babamın sarı kasları catildi
-Evet iyi bir aday . Ama Grimm ondan iyi.
Dedi. Babamın inadını biliyordum. Asla vazgeçmezdi. Beni eninde sonunda evlendirecekti. Göz yaşlarımı tutamadim. Aglayarak odama kostum. Ve kendimi yatağa attım . Ne olursa olsun evliliği engelleyecektim!
Şimdiki Zaman
Yine kendimi yatağa attım. O herif bariz bir şekilde beni tehdit etmisti. Kimse beni tehdit edemezdi. Sinirle yastığı yirtmaya başladım. Yastığı o yakışıklı yüzü olarak görüyordum. Bir dakika yakışıklı mı ? Hayır yanlışlıkla dedim. Dudağımı sinirle ısırdım. O herif bunun bedelini ödeyecekti. Kimse Anna Eliana Elsas'ı tehdit edemezdi!