Kabus1: Calente

163 13 9
                                    

Kucağım da yatan kadının kahveden sarıya doğru giden saçlarını okşamaya başladım. Onun yayılan mükemmel gül kokusu beynimi uyuşturuyordu. Saçlarını o kadar senkronize bir şekilde okşuyordum ki uyuya kalmıştı. Gülümsedim. Çocuk gibiydi . Hiç kimse bana böyle hissettirmemişti . Hiç kimse bu kadar beni sevdiğini hissetirmemişti. Yanlızdım hep, Katherine olmasaydı eğer kafayi yerdim. Onu düşündüm ölümünü , gözlerim doldu . Gözlerimi kapadım ağlamak zayıflık demekti. Bunu gösteremezdim. Biz ağlayamazdık. Bu çağda buna hakkımız yoktu. Yumuşak ve narin bir eli yanağımda hissettim. Şaşkınlık Calente'ye baktım. Gözlerinde derin bir hüzün gördüm. Fısıldadı
-Ağlayabilirsin. Ben sana zarar veremem.
Dedi. Göz yaşlarım dökülmeye başladı. Gözlerimi kapadım.Calente elini yanağımdan çekti ve sesi acı ve öfkeyle doldu
- Ama sen bana zarar verebilirsin !
Gözlerimi açtım şokla kucağımdaki
Calente'nin cansız bedenine baktım. Kalbinde kılıcım duruyordu. Gözlerinde acı görmüştüm. Yüzü canlılığını yitirmişti. Nefes alamıyordum. Bağıramıyordum. Ağlayamıyordum. Sadece öyle bakıyordum. Sevdiğim ve beni seven tek kişinin canını kendi ellerimle almıştım...

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Grimm De Madcount Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin