O günden beri ondan kaçıyordum. Ama Düşes pesimi bir türlü bırakmıyordu. Ona karşı fazlasıyla sert davraniyordum. "Siktir git" " başka kapıya sürtük " gibi birçok laf kullanmıştım. Ve her hakaretimde kırıldığını görebiliyordum. Neden pesimi bırakmıyordu ? Onu kırmak canımı yakıyordu. Zalim gibi görünebilirdim . Ana insanları kırmaktan nefret ederdim. Biri canımı yakmadığı sürece bende onun canını yakmazdım. Düses'in canının yakmak istemiyordum. Ama sabrımı zorluyordu. Nereye gidersem gideyim her zaman karşıma çıkıyordu. Ama sinirimi bozan şey her fırsatta karışıma çıkması değildi. Asıl sinirimi bozan şey her karşıma çıktığında benimle konuşup bana yapışmasıydı. Tamam güzel bir kadındı ama güzel olması hiç bir şeyi değıştirmiyordu. Ondan uzakta duracaktim. Birşey dikkatimi çekmişti. Nicholas'ı hiç bir yerde göremiyordum. Gördüğüm zamanlarda nedense konuşurken yüzüme bakamıyordu. Ve konuşmayı her seferinde kısa kesiyordu. Storm kardeşlerle 12 yaşındayken tanışmıştım. İlk başlarda arkadaş olmaktan kacinmistim. Ama Nicho'nun şebeklikleri ve Nicholas'ın abi gibi tavırları sayesinde onlarla yakinlasmıştım. Katherine öldüğünde onlar yanımda olmuştu. Bir nevi onlar sayesinde toparlanmistim. Bu yüzden Nicholas'ın davranışları beni rahatsız ediyordu. Sanki bana birşey yapmış gibi davranıyordu. Nicho'ya sormama rağmen o da birşey bilmiyordu ve bana hak veriyordu Nicholas'ın garip davrandığını söylüyordu. Bu beni endişlendiriyordu . İç çektim. Kafamdaki düşünceleri uzaklaştırdım ve önümdeki yemeğe odaklandım. Odamda pencerenin önünde yemek yiyordum. Eve dönmek istiyordum. Ne zaman dönecegim kesin değildi. İmparatorla konusmalıydım. O Piç kurusu yüzünden iştahım kapandı. Odamdan çıktım ve taht odasının önüne geldim. Siyah plaka zırhlı iki elit muhafız kapidaydi. Muhafızlar beni i görünce hızla taht salonuna girdiler. İki dakika sonra kapı açildi. Taht salonuna girdim. Siyah bir tahta oturan İmparator
-Bir problem mi var Grimm ?
Sesi samimi ve yumusaktı. İki yüzlü Piç !
-Steinsberg'e dönmek için izin istiyorum .
Sesimin soğukluğuna İmparator hiç sasirmamis gibiydi . Yorgun bir sesle
-5 gün sonra düğününüz olacak . 5 gün sabret .
İmparator bile olsa bana emir vermesinden nefret ediyordum.
-Kisisel problemlerim var . Onları halletmeliyim.
İmparator iç çekti .
-Peki ama düğünden önce dön .
Hafifçe reverans yapıp taht odasından çıktım. Bu Piç kurusuna karşı eğilmek bile kendimden nefret etmeme sebep oluyordu. Odama gideceğim. Sırada Düşes'in sesini duydum.
-Neden gidiyorsun ?
Sesi biraz yorgun çıkmıştı . Arkamı döndüm ve yüzüne baktım yüzü solgunlasmışti.
-İsim var.
Sesim istemsiz kibarlasmıştı. Ne kadar onu kendimden uzak tutmaya çalışsamda iyi olmadığını görebiliyordum. Üstüne gitmesem daha iyi olurdu. Düşes alaycılıkla
-Ne oldu Kont bana neden laf sokup aşağlamıyorsun ?!
Bu tavrı beni şaşırttı. Düşes birden hickirdi. Ve kahkaha attı . Yok artık ! İçmis miydi !? Sinirle
-Sen ictin mi ?!
Gürleyisim Düşesi Şaşırttı. Konuşmadı. Tanrım ! Hızlıca yanına gidip onu kucağıma aldım. Sarayda sarhoş halde dolaşması ( ki Taht odasının yakınında bu halde dolaşması ) ölümüne sebep olacaktı. Onu kucağıma aldığım sırada hiç konuşmadı . Hatta kafasını göğsüme gömdü. Fısıltısını duydum
-Bana ilgi göstermen için illa sarhoş mu olmam gerek ? .
İç çektim.
-Aptal benden uzak durman gerek .
Onu odasına doğru götürürken( Nasıl odasının yerini öğrendiğimi hiç sormayın. Sirf bunun için Nicho'nun diline düşmüştüm.) Ağzımdan bunlar kaçmıştı. Düşes sırıtarak
-Neden ? Neden bedel ödemek zorundasın ?
Dudağımı endişeyle ısırdım. Yaptığım şeyin haberinin olmasını istemiyordum. Ama bu benden nefret etmesini sağlayabilirdi . Yutkundum.
-Sevdigim kadını kendi ellerimle öldürdüm. Binlerce sivilin ölümü benim yüzümden oldu.
Tepkisini merak etmiştim. Düşesin odasının önüne geldiğimde
- Senin sebeplerin vardı değil mi ? Sen canavar değilsin.
Düşesin yumuşak sesi yutkunmama sebep oldu. Ve kalbimin hızlı atmasına sebep oldu. Tam cevap verecekken uyuya kaldığını fark ettim. Aptal diye iç geçirdim. Onu yatağına yatirdim. Ve odama hızlıca yürüdüm. Yarın Steinsberg'e dönüyordum. Kafami toplamaya ihtiyacım vardı. Yoksa cidden kafayı yiyecektim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Grimm De Madcount
Ficción históricaSteinsberg'in genç kontu Macarların korkulu rüyası Deli Grimm de Madcount 'un hayatı... Kont sayıca üstün olan Macar ordusuna baktı . " Tanrı acaba gök yüzünden bana bakıp bu salak ne yapıyor diyor mu ?" Diye iç çekti. Güldü ve "Umrumda değil. Hİ...