Drunk in love / Stony AU (Tamamlandı)

-2-

Çikolata gözlü adam bunu hak ettiğini biliyordu. Onu çok uzun zaman önce reddetmişti. Ama aklında tekrar karşılaşmalarını sağlayacak bir fikir gelmişti. Uzandığı yataktan kalktı ve bir sergi salonu ayarladı. Steve'in hâlâ çizim yaptığını biliyordu. Eğitimler verdiğini biliyordu. Onu hiç takip etmeyi bırakmamıştı.

Galeriye isimsiz bir bağış yapmıştı. Tek bir şartla yapacaktı Steve Rogers'in 3 eserini en başta sergileyeceklerdi. Bunu kabul ettirmişti. Kendini davet ettirmesine gerek yoktu sonuçta o Tony Stark'tı davete ihtiyacı yoktu.

O sırada Steve'in evinde kavga vardı. Bucky, Steve'i azarlıyordu. Sonuçta Bucky sarışın bir yakışıklı bulmuştu ve tam eğlenecek iken Steve habersizce bardan çıkıp gitmişti ve şimdi hiç bir açıklama yapmıyordu.

Steve ağzını açmış tam cevap verecekken telefonu çalmaya başlamıştı. Steve tanımadığı numaraya heyecanla bakıyordu. Bir yanı Tony'nin aramasını istiyordu. Heyecan ile telefonu açtı.

"İyi geceler ben Bay Steve Rogers'ı aramıştım umarım uygunsuz bir zaman değildir."

"Evet Steve Rogers benim. Sizi dinliyorum. Ciddi misiniz? Galerinize baş vurduğunu hatırlamıyorum. Hayır, hayır tabiki katılırım. Ne zaman teslim edilmesi gerekiyor?1 gün içerisinde mi hmm bu biraz erken ama evet kabul ediyorum teşekkür ederim."

Bucky anlamayan gözlerle ona bakıyordu. "3 km ileride ki sanat galerisinden aradılar. 3 eserimi açılış eseri yapmak istediler. Kazanılan paranın %75'i bana verilecek. Lütfen kavga etmeyi bırakıp seçmem de yardım et. Olur mu Bucky? Lütfen."

Bucky'nin siniri anında geçmişti en yakın arkadaşı sonunda aradığı şansı bulmuştu kafasını salladı ve birlikte bodrum kata indiler. Çizimlerine bakmak için. 3 tanesini de seçmişlerdi.

Steve son çizimde çok ısrar etmişti. Bu Steve'in en sevdiği eserlerden di.

Eve taşıyıp yarın teslim etmeğe gideceklerdi. Steve o gece ilk defa kabus görmeden uyumuştu. İlk defa o çikolata gözleri görmemişti.

--------

Steve ve Bucky resimleri teslim ettikten sonra birlikte gece için takım elbise seçmeye gittiler. Steve kareli, Bucky ise düz bir takım seçmişti. İkisine de takım çok yakışıyordu. Hem erkekler hem de kadınlar onlara bakıyordu. Her zaman ki gibi motorları ile gideceklerdi.

Evet sonunda o saatler gelmişti galeriye doğru gitmeye başladılar.

Tony ise her zamankinden daha fazla özen göstermişti kendisine. Sonuçta Steve'ini tekrar görecekti.

Özel arabasına binip galeriye doğru gitmeye başladı.

Gazeteciler kapının önünde motordan inmiş iki yakışıklı adama bakıyorlardı. Birlikte fotoğraflar çektirdiler. "Medya"

Tony uzaktan Steve'i izliyordu. Onu en son böyle gülerken gördüğünde lisedeydiler. Steve'in Tony tarafından izlendiğini gören Bucky'nin aklına çok enteresan bir fikir gelmişti. Tony'nin gözünün önünde Steve'e sarıldı ve kulağına yaklaşıp "o burada Stevie. Bir planım var ama bunun için seni öpmeliyim." Dedi ve Steve belli belirsiz bir tepki verdi ama Bucky bunu pek ciddiye almadı ve Steve'i Tony'nin bulunduğu balkonlu bölüme çekistirdi elinden tutup. Steve "işe yarayacak mı?" Diye fısıldadı yakın arkadaşına Bucky sadece göz kırptı.

Onları gören Tony daha karanlık bir alana çekildi. Merakla izliyordu. Oysa ki bu adam barda Steve'in arkasında genç bir çocukla öpüşüyordu. Tony'nin hiç beklemediği bir anda ikisinin yüzleri yaklaşmaya başladı ve kendini tutamayıp aralarına girdi.

Boğazını temizledi ve Steve'in omzunu dürttü. Bucky, Steve'e gülümseyip içeri yürüdü işe yarayacağını biliyordu. Stony +1 puan aldı. Onlar mutluluğu hak ediyorlardı.

"Tebrik ederim Rogers. Sonunda hayallerine kavuştun." Dedi. Steve içten bir şekilde gülümsemeye çalışıp kafa salladı. Tony'ye yaklaştı ve sarıldı kulağına fısıldadı. "Bunu senin yaptığını biliyorum. Teşekkür ederim." Tony şaşırmıştı. Bunu nasıl bilebilirdi.

Dayanamayıp sordu. " Bunu nasıl anladın isimsiz bağış yapmıştım."

"Çizim yapabildiğimi sen ve Bucky'den başka kimse bilmiyor. Asla Sanat galerilerine hiç bir zaman başvuru yapmadım. Teşekkür ederim çocukluğumdan beri hayalimdi. Bunu sağladın. Bir şey sorabilir miyim?"

Tony onunla böyle konuşmayı hiç beklemiyordu. "Tabi ki."

"Hiç özlemedin mi? Çocukluğumuzu biliyoruz birbirimizin. Benim seçimimi ilk öğrenen sendin ve giden ilk kişi de sendin. Neden gittin? Neden rezil olmamı sağladın? O kadar mı güç sarhoşu olmuştun?" Öyle ağır konuşmuştu ki sarışın adam çikolata renkli gözler dolmaya başlamıştı. Sarışın adamı söylemeye gerek bile yoktu sorarken bile sesi titriyordu.

" Korktum. Eşcinsel olduğumu kabul etmekten korktum. Gitmenden korktum."

"Ben hiç girmezdim Tony. O zamana kadar seni hiç hayal kırıklığına uğratmamıştım. Bekledim seni hep bekledim." Steve artık kendini tutamamış ağlıyordu. Kahve kokulu adam kızarmış masmavi gözlere baktı. Dayanamadı ve ona sarıldı. Başı sarışının omuzunda duruyordu. Kaldırdı ve pembe dolgun dudaklar baktı. Kendini tutamayıp kendi dudakları ile buluşturdu. Ahududu tadı alıyordu. Bu tada hayatının her gün bakabilirdi. Birden öpüşme derinleşmeye başladı.

Steve onu balkonun karanlık kısmına doğru yürümeye başladı aynı anda öpüşürken. Kendini Steve'in vücuduna ittiriyordu. Tony'ye göre uzun ve iri olan adamın sertleşmiş erkekliğin hissediyordu. Elini birden o erkekliğe attı ve Tony kendini tutamayıp fısıldadı.

"Siktir..."

Okuyan oy atan ve yorum atan herkese teşekkür ederim. Bu bölümün ithafı en çok yorumun sahibi olan WadesChimichanga. Yorum ve oylarınızı eksik etmeyin. -derya