-14-

1K 35 45
                                    

Medya'nın bölümle alakası yoktur beğenirsiniz diye düşündüm. Yavuz Çetin'i rahmetle anıyorum.

"Nicholas'ı alacağız seni pis kaltak." Tony çok sinirlenmişti. Steve ne diyeceğini bilemedi.

"Dilimize dikkat edelim hayatım. Nick burada." Tony, küçük çocuğu fark etmemişti. "Üzgünüm. Haklısın." İki adam Pepper denen kadının derdini anlamamıştı.

"Hayatımda aklımda bir fikir var neden birlikte gidip Nicholas'ın eşyalarını topla mıyorsunuz?" Steve, kocasının sesinde ki imayı anlamıştı. Mavi gözlü çocuğun elinden tutup minicik olan odaya gittiler.

"Ne kadar istiyorsun? Senin gibi aşağılık bir insanın bir şey yapması için para alması lazım. Ne kadar söyle bakalım. Ben Tony Stark'ım. İstediğimi her zaman alırım." Kadın sinsice sırıtmaya başlamıştı.

"Artık benim dilimden konuşuyorsun Stark. Üç isteğim olacak. Dur hatta dört. Bu lanet veledi bir daha görmemi engelleyeceksin, babası olacak aşalığın hapisten çıkmasını engelleyeceksin ve bana iş bulacaksın fazla para kazanabileceğim bir iş." Çokta zor şeyler istemiyordu. En kısa sürede babasının kim olduğunu öğrenmesi gerekiyordu. Tony kendi kendine düşündü. Üç şey söylemişti. Dördüncü neydi ki?

"Sadece üç şey istedin. Sonuncusu ne?" Tony merakla bekliyordu. Kadın daha da sırıtmaya başlamıştı

"Yurt dışında da bir ev istiyorum. Paris olabilir mesela." Tony için daha iyi olurdu aslında bu ruhsuz kaltağın oraya gitmesi. O ve ailesinden uzakta olurdu. "Kabul işini de orada ayarlarım. Yapman gereken şu 6 belgeyi imzalamak ve 'Nicholas üzerinde hiç bir istek hakkım yok ve gelecektede bunu beyan etmem olanaksızdır.' yazman bu kadar basit." Kadın tereddüt etmeden kabul etmişti ve imzaları atmıştı. Steve ve minik oğlunun yanına gitti.

"Tony alışveriş yapmamız gerekiyor. Kıyafeti hiç yok hepsi çok kötü. Attımı belgelere imza?" Steve merakla biricik aşkının yüzüne bakıyordu. Tony sevinçle kafasını salladı. "Çokta zor olmadı. Onun dilinden konuştum. Hey ufaklık hadi sana yeni şeyler alalım." Eğildi ve mutlu küçük çocuğu kucağına aldı.

~~~~~~~~~

Saatlerdir alışveriş yapıyorlardı. Tony her zaman ki gibi en iyi şeyleri almaya çalışıyordu. Ama Steve artık alışmıştı. Tek fark oğullarının çok gözü tok biri olmasıydı. AVM'de iken ağlayan bir çocuk ile pamuk şekerini paylaşmıştı. Ve bir şeyler almak için onu zorlamaları gerekiyordu. Çocuk her zaman en sade ve klasik şeyleri beğeniyordu. Bu konuda Steve'e çok benziyordu. Aslında bir çok konuda ona benziyordu. Ve Tony gibi zeki idi.

Nick kendini çok şanslı hissediyordu artık okul yaşı gelmişti ve bayan Pepper'ın onun okumasına izin vermemesinden korkmuştu. Steve ve Tony babaları ona tam zamanında gelmişlerdi. "Bay Stark şey ben ıım şey." Çocuk ne söyleyeceğini bilmiyordu. Tişörtü çok beğenmişti ama nasıl söyleyeceğini bilmiyordu. "Bay Stark mı? Ben senin patronun değilim oğlum. Artık babanım sadece ben değil bu koca oğlan da senin baban. Bize Bay demek zorunda değilsin baba dersen çok mutlu olurum." Tony bunları söylerken dizinin üzerine inip yüzünü çocuk ile aynı hizaya getirmişti. Elleri de küçük bedenin omuzlarında duruyordu. Steve'in gözleri dolmuştu. Onları bu halde görmek mutlu ediyordu onu. Çocuk cesaretini toplayıp konuşmaya başladı. "Şey Tony baba ben bunu beğendim. Bunu alabilir misin?" Tony sonunda oğluna bir şey alabildiğine sevinmişti.

"Oğlum açıkmış gibi görünüyorsun. Ne yemek istersin?" Diye sordu Tony ama Steve araya girdi. "Eve gidelim öyleyse benim oğlum sağlıksız şeyler ile beslenmemeli. Ben ona çok güzel yemekler yaptım almaya gitmeden önce, onları yeriz." Tony tam konuşmaya başlayacaktı ki şirket telefonu çalmaya başlamıştı. "Hayatım acil bir işim çıktı. Nick ve sen eve gidince haber verin merak ederdim. Araba göndertmemi ister misin?" Steve gülümsedi ve hayır dedi. Bucky'nin evi AVM ye yakındı onu ziyarete gidebilirlerdi.

"Nick canım yapmak istediğin bir şey yok ise seni Bucky amcan ile tanıştırmak istiyorum." Dedi Steve hayatında ki önemli insanlar listesi her geçen gün artıyordu. Ailesi genişliyordu. "Babacığım ben zaten tanışmıştım. Sadece manevi kardeşimi özledim dersen bile gidebiliriz. Hem zaten o ve Sam amca çok iyi insanlar." Steve ne diyeceğini bilememişti. Oğlu fazla yetişkindi. Ama oysa ki sadece ufak bir çocuktu. Oğlunun yanağından öptü ve omuzuna aldı. 3 sokak boyunca gülerek eğlenerek yürüdüler.

"Galiba Bucky amcanın misafiri var." Dedi ve gülümsedi. Kapısının önünde yan yana duran iki motor vardı. Sam'in olduğunu düşündü. Kapıyı çaldı ama açan olmadı. Steve yedek anahtarın saklı olduğu yere baktı ve buldu. Kapıyı açıp içeri girdi. Gördüğü manzara ile kendinin ve Nick'in gözlerini kapattı.

"Hadi ama Buck bu saatte mi!?"

Bölüm sorusu:

Steve sizce ne gördü?

Geldik bir bölümün daha sonuna umarım beğenirsiniz. BerranurSever2 bu bölümün ithaf sahibi. Oy ve yorum atmayı unutmayın teşekkür ederim.

Drunk in love / Stony AU (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin