-17-

1K 35 71
                                    

Yarın gece Wanda gelecek ve Steve ile Tony'ye bir haber verecekti. Nicholas'ı okuldan sonra oyun oynaması ve babalarının biraz yalnız vakit geçirmesi için Bucky'nin evine bırakmışlardı almak için aradıklarında uyuduğunu öğrenmişlerdi ve onu almaktan vazgeçmişlerdi.

"Hey! Benim biricik aşkım ne yapıyor?" Tony resim çizen bir Steve beklemiyordu. Onu çizerken izlemeyeli uzun süre olmuştu.

Tony, Steve'e arkasından sarıldı. Ve çizdiği resme baktı. Müthiş görünüyordu. Tony'yi çizmişti. Hiç bir şeye bakmaya gerek duymadan. Steve çizimini bitirene kadar Tony onu izlemişti.

"Çizimin bittiğine göre yeni çıkan bir film var. Korku filmi. İzlemek ister misin?" Dedi Tony heyecan ile. Steve sevinç ile kocasını onayladı. Tony laptop'unu Steve'in istemeye istemeye kabul ettiği LCD ^yazılıştan emin değilim teknoloji ile aram çok kötüdür^ ekran televizyona bağladı ve filmi aramaya başladı. O sırada Steve'de mutfakta patlamış mısır ve diğer abur cuburları hazırladı. Hava hâlâ serin olduğu için battaniyede almışlardı sırtlarına.

Film biterken ikisi de oldukça korkmuş vaziyetteydiler. El ele tutuşmuş battaniyeyi sırtlarından başlarına kadar çekmişlerdi. Film bitiminde göz göze geldiler.

Tony ellerini Steve'in hafif uzamış sakalları arasında gezdirdi. "Çok güzelsin. Tanrına teşekkür etmeliyim seni bana getirdi."

"O hepimizin tanrısı Tony. Lütfen Nicholas'ın yanında da böyle konuşma." Tony bu sözün ardından gözlerini devirdi. Gülümsedi ve Steve'in dudakları ile kendi dudaklarını birleştirdi. "Saat geç oldu. Hadi uyuyalım."

Gece yarısı çalan telefon ile Steve yataktan fırladı. Tony'nin telefonu çalıyordu. Steve, Tony'ye baktı ve uyuduğunu gördü. Açmasında bir sakınca olmadığını gördü ve telefonu açtı.

"Şey Bay Stark. Dün için teşekkür etmek istedim. Müthişti. En kısa zamanda tekrarlamak isterim." Steve tam cevap verecekken telefon kapandı. Steve sinirlenmeye başlamıştı. Ne olabilirdi. Kadının sesi tanıdık geliyordu. "Belki de o Roma'ya peşimizden gelen sarı sürtük olabilir" "Belki de ben yanlış anlıyorum daha farklı bir şey" diye düşündü Steve. Uyandırmak için Tony'nin baş ucuna gitti ama vaz geçti. Buna değmezdi belkide. Küçük bir çanta aldı. İçine gerekli birkaç malzeme koydu. Bej renkli pantolonunu üzerine de dedesinin mavi kareli gömleğini giydi.

Masanın üzerine küçük bir not bıraktı. "Hava almaya çıktım merak etme."

Ne yapması gerektiğini bilmiyordu. Deri ceketini askıdan aldı ve üstüne geçirdi. Saat gece 3 olmuştu bu saatte nereye gidebilirdi ki? Lisedeyken annesini ve ya babasını her özlediğinde gittiği falezlere gitmeyi düşündü. Ve düşündüğünü gerçekleştirdi.

Zor zamanlar geçiriyordu. İçki içmeyi hiç sevmezdi ve hiç sarhoş olmazdı. Ama çantasına attığı 6 biradan birini içmeye başladı.

O sırada Tony hâlâ uyuyordu. Telefonunun sesine kalkmıştı. "Steve telefona bakar mısın? Steve?" Yatakta değildi. Belki de tuvalete gitmişti diye düşündü içinden. Telefonu açtı.

"Bay Stark. Tekrar aradım kusura bakmayın ama dünkü dosyaları tekrar ister misiniz?" Tekrar mı demişti o?

"Sharon? Tekrar mı dedin?"

"Evet efendim. Dün için teşekkür ettim size."

"Evet dosyaları istiyorum. Haletmem gereken bir şey var. Sonra konuşuruz." Kendi kendine lanet ediyordu Tony. Steve yanlış anlamıştı. Acaba neredeydi şimdi. Mutfağa indi. Yoktu...

Salonda sehpanın üzerinde bir not kağıdı buldu. "Hava almaya mı!? Bu adam delirmiş olmalı!" Diye söyleniyordu evin içine. Düşünüyordu nereye gitmiş olabilirdi? Motorunu alıp almadığını baktı.

Motorunu almamıştı. Bu da çok uzağa gitmediğini gösteriyordu. Tony sonunda aşkının nereye gittiğini anlamıştı. Lisedeyken oraya "hatıra falezi" adı vermişlerdi. Hızla oraya doğru yürüdü.

Ayaklarını uçuruma uzatmış bira içen bir Steve bulmayı beklemiyordu. "Bira hatta şaraptan başka içki içmediğini sanıyordum."

"Merhaba Tony." Sesi çok sakin geliyordu kızmamıştı belli ki.

"Eğitim verdim dün. Steve yemin ederim ki sadece eğitim, Peter ve Sharon benim asistanlarım." Steve sadece kafasını salladı ve elinde ki şişeden bir yudum daha aldı.

"Steve cevap verir misin? Neden bu kadar sessizsin? Steve!?" Tony sesini kontrol edemiyordu.

"Ne diyebilirim ki Tony? O an çok farklı hissettim kendimi. Ben böyle hissetmezdim. Sharon umurumda bile değil. Farklı gelen şey şu; körü körüne sana bağlandım ve güveniyorum. Bir an cümleleri farklı anladım. Uykundan uyandıracak kadar sinirlendim. Sorgulamadan seni suçlayacaktım. Bana ne yaptın Tony?" Steve sakince konuşuyordu. Tony böyle düşündüğünü bilmiyordu sevdiği adamın.

"Sadece seni seviyorum Steve. Şşşt biliyorum sende beni seviyorsun." Tam öpüşmeye başlayacaklardı ki Tony'nin telefonu çalmaya başladı.

"Hay içine sı..."

"Diline dikkat et." Tony telefonu açtı. Arayan Peter Parker dı.

"Ne oldu Pete? Sabahın 4'ü saat. Anladım." Tony telaşla oturduğu yerden kalktı. Steve'e de kalk işareti yaptı. Ellerini saçlarının arasından geçirdi.

"Ne oldu? Tony!?" Tony cevap vermeye hazırlandı.

Derin bir nefes aldı ve konuşmaya başladı. "Wade, Sharon'ı dövmüş. Hastanelik etmiş."

Oy ve yorum atmayı unutmayın. Sizi seviyorum yeni bölüm aksam ya da gece yarısı gibi gelebilir. -derya

Drunk in love / Stony AU (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin