Steve telefonu kapatır kapatmaz motoruna bindi ve son hız eve gitmeye başladı. Eve vardığında ise karşısında ki manzaraya baka kaldı.
Tony , Edward'ı yere yatırmış yumrukluyordu. Adamın yüzü kan içindeydi. "Bana, oğullarıma ve hayatımın aşkına bir daha bulaşmaya kalkarsan seni doğduğuna pişman ederim. -bir yumruk daha attı- Anladın mı lanet olası herif." Tony adam cevap vermeden yüzüne bir yumruk daha indirmişti. Bayılan adamı gören Steve kocasını sakinleştirmeye çalıştı bir yandan da siren sesleri geliyordu. Bruce ve Dean gelmiş Edward'ı kelepçeleyip görünüyorlardı. "Nicholas benim oğlum sizi salaklar ben onun öz babasıyım. Pepper denen kaltak saklanmış ve izini kaybettirmiş olabilir ama onu sizin elinizden alıcam." Steve ve Tony ne diyeceklerini bilmiyorlardı.
"Michael onu onu beşiğinde bıraktım. Steve oğullarımı görmek istiyorum. Beni onlara götür."
"Sakin ol minik dahim. Önce üzerinde ki kanı temizleyelim." Tony kafa salladı ve Steve'in onu mutfağa taşımasına izin verdi. İri bir adamdan beklenmeyecek kadar yumuşak hareketlerle Tony'nin yüzünü temizliyordu. İşleri bittikten sonra hâlâ mışıl mışıl uyuyan Michael'ı aldı ve Bucky'nin evine gittiler.
Nicholas koşarak babalarına sarıldı. "Sizi kaybettiğimi sandım." Dedi Bucky Michael'ı Steve'in kucağından aldı ve Sam ile onu sevmeye başladılar şimdi üçü daha iyi sarılabiliyorlardı. Michael'ın ve Nicholas'ın uykusu gelmeye başlamıştı. Steve'in eski odasına yatırdı Tony iki oğlunu.
"Bucky çok önemli bir mesele var. Nick'in babası ortaya çıktı ama emin değiliz o olup olmadığına. " Dedi Tony Bucky ve Sam anlamayan gözler ile onlara bakıyorlardı. "Edward babası olduğunu iddia ediyor ve onu bizden alacağını söylüyor. Yine hapse atıldı ama çıkabileceğini düşünüyoruz." dedi Steve endişe ile.
"Tony hayatım sanırım taşınmalıyız."
"Tabii ki olmaz Steve. Dede Rogers'ın evini seviyorum. Biraz daha korumalı hale getirebilirim ama çocuklarla bu sürede sen ilgilenmelisin." Steve başını sallayarak onayladı. Uyuyan Michael'ı Tony , uyuyan Nicholas'ı Steve kucağına aldı ve Bucky'nin evinden çıktılar.
-----------
Bir patlama sesi daha duymuştu Steve. İlk sefer duyduğunda evet çok korkmuş ve hemen kocasının yanına koşmuştu bu sefer labaratuvarına inen merdivenlerin başında ana kucağında duran Michael ile durdu. "Tony? İyi misin hayatım?"
"Eveeet sadece küçük bir patlama..."
"Ben Nicholas'ı okula bırakmaya gidiyorum." Cevap gelmeyince aşağıya yürümeye başladı. Tony elleri ve yüzü kararmış uykusuzluktan gözleri kan çanağına dönmüş bir şekilde elektronik bir şeyler ile uğraşıyordu.
"Tony geri döndüğüm de burada değil de duşunu almış temiz bir şekilde uyuyor olduğunu görmek istiyorum."
"Emredersiniz kaptan." Steve başını iki yana salladı ve Nicholas'ı okula bırakmak için üst kata çıktı.
Oğlu onu çoktan hazır olmuş bir şekilde kapıda bekliyordu. Hava biraz serindi. Steve dedesinin arabasını -Tony'nin tamir ettiği- çalıştırdı ve okula doğru gitmeye başladı.
"Okuldan sonra seni almaya geleceğim. Bir yere ayrılma."
"Benim için endişelenme baba. Sorun yok." Steve gülümsedi ve oğlunu alnından öptü. Oğlu koşarak okula gitmeye başladı.
Eve döndüğünde ise Tony dediklerinin hepsine yapmış yatakta tavana bakarak uzanıyordu. "Dersin yok mu koca adam."
Steve başını salladı ve kocasının yanına uzanıp tavana baktı. "Ne düşünüyorsunuz dahi bey?"
"Sen hayatıma girdin gireli aklımdasın. Ve bu hayatımda ki en güzel şey." Steve gülümsedi ve kocasına bakmaya başladı. Tony büyüleyici bir adamdı. Tony de Steve'e bakıyordu. Sert yüz hatları hafif uzun sakalları öyle çekici duruyordu ki Tony ona aç hissediyordu. Ne zamandır birlikte olmamışlardı? Güvenlik sistemi ile uğraştıklarından beri. Tony tam Steve'in dudaklarına uzanmıştı ki kapı çalmaya başladı.
Steve ve Tony kapıya birlikte gittiler. "Burası yüzbaşı Rogers'ın evi mi?"
"Evet ama ben torunuyum artık benim evim. Mirasında bana bıraktı."
Asker Steve ve Tony'yi süzdü. "Bay Rogers. 18 yaşında yaptığınız baş vuru daha yeni isleme alındı askerliğe kabul edildiniz. Eşinize ve ailenize veda etmek için 48 saatiniz var."
Umarım beğenmişsinizdir. Oy ve yorum yapmayı unutmayın. Teşekkür ederim. -Derya
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Drunk in love / Stony AU (Tamamlandı)
FanficYolları tekrar kesişecek miydi? Sarışın adam, o çikolata renkli gözleri nasıl görmezden gelirdi? Tekrar karşılaştıklarına inanamıyordu. Mutlu bir geleceğin onları beklediğini bilmiyorlardı. Tek bildikleri birbirlerini istiyorlar. Love is Love "İçi...