Sen Varsın

1.2K 90 12
                                    

Odama giderken bir anda aklıma ev arkadaşım Meltem geldi.Meraktan çıldırmıştır diye düşünüp daha fazla meraklandırmamak  için hızlı ama tedbirli adımlarla odama gittim. Varır varmaz telefonu açtım. Açmamla birlikte 58 tane kim aramış mesajı geldi. Hepsi de Meltem'dendi. Hemen aradım. Olanların özetini geçtikten sonra adresi verdim. Telefonu yatağın hemen yanında duran komodinin üstüne koyarak yatağa uzandığım sırada geçmişe doğru kısa bir yolculuk yaptım. 14 senedir sürekli beraber olduğumuz Meltem'le ilgili anılarımı düşündüm. Onun da benim gibi derin yaraları vardı. Annesi öldükten sonra babası başkasıyla evlenmiş,üvey annesi onu kabullenemediği için türlü iftiralarla babasının gözünden düşürmüş ve çocuk esirgeme kurumuna göndermişti. Kuruma geldiğinde onu benim odama vermişlerdi. Odaya ilk girdiğinde ağlamaktan şişen gözleriyle bana bakmış ve tekrar ağlamaya başlamıştı. Ben daha bebekken kapısına konulduğum çocuk esirgeme kurumuna çoktan alıştığım ve güçlü durmayı öğrenmek zorunda kaldığım için  hemen teselli etmeye çalışıp, ona sıkıca sarılmıştım. Sonradan tanışmış ve  yakın arkadaş olmuştuk. İki sene sonra bir aile tarafından evlatlık alındığım için ayrılmak zorunda kaldık. Ama ilişkimiz kopmadı. Her hafta ziyaretine gittim, bize gelmesi için özel izinler aldık ve sürekli telefonda görüştük . Zaten aynı lise, aynı üniversite aynı bölüm derken birlikte eve çıktık. Mezuniyetimize gelmek için yola çıkan üvey ailem yolda meydana gelen kötü hava şartlarından dolayı ağır bir trafik kazası geçirerek hayatlarını kaybetti. Bu olayın ardından bizi İzmir'e bağlayan bir şey kalmadığına kanaat getirip İstanbul'da kaldık.

-Beni bu kadar meraklandırmaya Hakkın yoktu Şifa. Aklıma neler geldi biliyor musun?

Dedi sinirli ses. Meltem'in yüzü sinirden kıpkırmızı olmuştu. Bir an korksam da sakinleşmesi için hemen her şeyi en ince ayrıntısına kadar anlatmaya başladım.

-Ufuk başkasıyla nişanlandığını,o kıza aşık olduğunu 2 hafta sonra düğünlerinin yapılacağını söyledi. Bir daha görüşmek ve onu aramamı istemediğini de ekleyerek arkasına bakmadan çekip gitti. Yine gurursuzca aradım ama numarası artık kullanılmıyordu. Sonrasını biliyorsun zaten.

-Hayvan herif.........

Diye başladı ve sonu gelmeyen küfürler ederek cümlesini bitirdi.

- Şimdi ne olacak? Bebeği  söyleyecek misin Ufuk'a?

-Şaka mısın kızım? Tabi ki hayır.
-Bak Şifa. Bu çok önemli bir karar ve sorumluluk. Tek başına kaldırabilecek misin bu yükü ?

-Tek başıma değilim, sen varsın.

-Ben varım. Aman biz bize yeteriz.

Bu duygusal ana daha fazla dayanamayıp ağlamaya başladık.
-Yeter sil göz yaşlarını. Sümüklü bir anne olmak istemezsiniz değil mi ?

Meltem'in cümleleriyle birlikte gülmeye ve göz yaşlarımı silmeye başladım.

-Şimdi oldu mu?

-Fazlasıyla

-Hadi uyu artık. Sabah devam ederiz. Sende bebekte çok yoruldunuz bugün.

-Tamam. İyi geceler

Diyerek uyudum. Yoğun mide bulantım beni uykudan uyandırana kadar deliksiz bir uyku çektim. Yavaşça ses çıkarmamaya özen göstererek kalktım. Kendimi lavaboya attığımda tutmaya çalıştığım öğürmemi serbest bırakıp kusmaya başladım. Birkaç öğürmenin ardından mide bulantımın tamamen geçtiğine emin olmak için on dakikaya yakın bekledim. Geçtiğine emin olduktan sonra kalktım. Ellerimi yıkarken musluğun hemen üstünde duran aynada yansımamı gördüm. Beyaz cildimin yerini sarı almış,  iri kahverengi  gözlerim çukura girmişti. İki günde geldiğim bu hale çok şaşırmış aynı zamanda üzülmüştüm.  Uykum kendimle ilgili çok da güzel olamayan düşüncelerimden daha ağır bastığı için   yatağıma yöneldim. Üstüme çektiğim örtüyle birlikte ısınan vücudum kendini uykunun kollarına bıraktı. Sabah Meltem'in beni dürterek,korku dolu bir sesle ve adımı  ısrarla söylemesiyle birlikte uyandım.
-Oh şükürler olsun. Kızım nasıl bir uykuya daldıysan kaç dakikadır seni uyandırmaya çalışıyorum. Sabahtan ağlıyorsun. Kabus  mu gördün?
-Rüya gördüm.
-Nasıldı?
-Zeynep anne geldi. Tebrik ederim kızım. Bebeğine çok iyi bak çünkü uğuruyla,şansıyla birlikte sana gelecek. Şimdi gitmem lazım. Mehmet baban bekler. Kendine iyi bak dedi ve gitti Meltem. Çok özlüyorum onları.
Dedim. Tam ağlamaya hazırlanıyordum ki kahvaltı geldi. İkimiz de sessiz bir şekilde kahvaltımızı yaptık. Sessizliği bozan Doktor Burç oldu.
-Hazırsanız muayeneye geçelim mi?
-Hazırım.
-Seni yalnız bırakmak istemem ama eve gidip sana lazım olacak bir kaç parça  şey getirmem lazım. 3 saate kadar dönerim. Özel olarak getirmemi istediğin bir şey var mı evden ?
Dedi Meltem.
-Yok. Hadi görüşürüz. Çabuk git gel, dikkatli ol.
-Olurum. Merak etme bu arada ben Meltem. Şifa'nın  refakatçisiyim.
-Merhaba Meltem Hanım.
-Kusura bakmayın acelem var hemen çıkmam lazım. İyi günler size.
-İyi günler.

Mavinin En Gece Tonu Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin