MERHABA DEĞERLİ ARKADAŞLAR, ASKERİYEYE GİTMEDEN ÖNCEKİ BİRKAÇ BÖLÜMDEN BİRİ DAHA SİZLERLE...İYİ OKUMALAR DİLERİM...GÖZDEN KAÇIRAN OKUYUCU DOSTLARIMIZ OLDU İSE, HİKAYE GERÇEK BİR HİKAYEDİR...
BİRKAÇ GÜN SONRA
Yine erken uyanmış ve bu vesile ile ailemle beraber kahvaltıya oturmuştum. Kahvaltı masasında Annem ve kızkardeşim, bir de ben vardım. babam işe gitmişti. Annem bugün muayene için Askeri hastaneye gideceğimi bildigi için, söze girdi.
- Oğlum, ne yapıyorlarmış hastanede? Birşey dediler mi şubede?
- Yok anne, muayene olacaksınız ve aldığınız raporu bize getireceksiniz dedi memur.
- Ne bileyim yavrum, tamamen soyuyorlar asker olacakları denir yıllardır. Aklıma takıldı, sen utangaçsın bir de, naparsın öyle bir şey yapıyorlarsa?Oğlunu aşırı derecede seven ve sırf utangaç diye, onun için endişe eden bir annenin makul sorusuydu bu ve cevapladım.
- Naparım annem, mecbur soyunurum. Hem bir ben degilim ki. Kaç kişi olacaktır o anda.
Bu safsataları yıllardır çokça duymuştum ben de. Yok soyacaklar,aletini kontrol edecekler falan filan. Hep böyle korkutuyorlar işte askere gidecek gençleri.
Kardeşimde bizim bu sma diyalogumuza ancak gülebiliyordu. Çayımı keyifle içerken bir sigara yakıp sofradan kalktım. Sigaramı içip evden çıkacaktım.
Neden sonra üzerimi giyindim ve çıktım evden. Askeri hastane okuduğum lisenin hemen arkasındaydı. Çok uzak bir mesafe değildi ve yine yürüyerek gittim.Yarım saat kadar sürmüştü yol. Yokuş çıkmaktan canım çıksada nihayet ulaşmıştım hastaneye.
Yemyeşil ve düzenli bir bahçesi vardı. Aptallaşmıştım içeri girdiğimde. Hemen girişte biraz ilerleyince danışma odası denk geldi bahçenin içinde. Camının önüne geldim, içeride iki asker kamuflaj elbiseleri ile bekliyor,gelenleri bilgilrndirip yönkendiriyorlardı. İşlemlere başladığımdan bu yana, nedense hep taş gibi çocuklar denk geliyordu danışmalarda. Hemen söze girdim.
- Kardeş kolay gelsin. Ben askerlik muayenemi yaptırmak için gelmiştim.
- Şu karşı binaya gir kardeşim. İçeride komutan, güvenlik vs. muayene için sıra alacağın yeri gösterecektir.
- Hah,tamam. Sağolasın
Dedikleri binaya doğru ilerledim. Hastane girişi orasıydı. İçeri girdiğimde gözlerim açıldı. Anam bu nasıl bir kalabalık dedim kendi kendime. Benim yaşlarımda bir sürü erkek,sıra almış bekliyor ya da sıra almak için bekliyordu. Ben de sorup emin olduktan sonra, fiş alma sırasına geçtim. Bir süre sonra sora geldi ve fişimi alıp, ileride bulunan poliklinik kısmına geçtim. O kadar kalabalık ki sıra gelmesi imkansız gibi gelmişti.
İçimden "Keşke daha erken gelseydim. Yetişmez heralde bugüne." diyerek dert yanıyordum kendi kendime. Bekle bekle bir türlü gelmiyordu sıra. Herkesi farklı farklı 3 polikliniğe alıyorlardı. Yani bir asker adayı, 3 farklı doktor ile görüşüyor, ancak görüşmeden önce seri şekilde ekg çekilen odada önce elektrokardiyografi çektirip,biraz daha iç kısma geçerek üstünü çıkarıyordu. Orada da göğüs bölümünün filmini çekip veriyorlardı iki dakikada. Alan doktor kapısına koşuyordu. Ben de ekg odasına girip işlemleri yaptırdım. Üzerimi çıkarıp göğüs filmi çektirirken bile utanmıştım. Yapım öyleydi ve değişemezdim.
Ekg sonucu ve filmi alıp, ben de fişimde adı yazan polikliniklerin oraya ilerledim. Saat 12 olmak üzereydi ve bizim işler öğleden sonraya kalmıstı. Orada merhaba dediğim biri ile çıkıp bahçede oturduk. Önemsiz havadan sudan sohbet ettik saat 13.30 olsun diye. Neden sonra kapılar tekrar açıldı ve biz orada olduğumuz için hemen içeri girdik. Bu hızımızın meyvesini ise en önden doktorlara girerek aldık.
3 doktor kardiyoloji, psikiyatri ve nöroloji ile görüşüp, nihayet öğleden sonra raporu almıştım. Pek birşey anlamadım ama askerliğe elverişli yazısını gördüm.
Evrakları aldığım gibi çıktım hastaneden. Kalan zaman içinde yetişirsem, şubeye bu evrakı verip, yerimi öğrenme heyecanı ile zaman geçirecektim.
Şubeye gitmeden önce, üzerimdeki gerginliği atmam gerekiyordu ve kapıda durup bir plan yapmaya başladım. Bir yere gidip bir çay içebilirdim, ancak tek başıma ne gerek vardı ki? Sağa sola aval aval bakınıp, arada telefonumu kurcalarken, çıkan asker adayları içerisinden, sıra beklerken konuştuğum Ahmet denk geldi. Ben farketmeden o söze girdi ve öylelikle farkettim.- Selam kardeşim, naptın halledebildin mi?
- Hallettim kardeşim hallettim. Şubeye gideyim diyordum ama, kararsız kaldım yahu.
- Ben de aynı yahu, yetişebilirsem gidip vereyim diyorum.
Çay içmeye otursak mutlaka ertesi güne kalacaktı şube işi. Ben de bu fırsatı değerlendirdim ve söze girdim.- Eh, tek gideceksen eğer hadi birlikte gidelim madem.
- Olur kardeşim.
Birlikte yola çıkmıştık ve yolda iki asker adayının konuşabileceği rutin şeyleri konuşuyorduk. Komando olmaktan veya olmamaktan, acemi birliğinin nereye çıkmasını isteyeceğimizden, nerede oturduğumuz ve ne iş yaptığımızdan falan filan işte.
Sohbet ede ede ve yürüyerek bir anda varmıştık şubeye. Yakınlaştığımızı farkedince söze girdim.- Konuşurken anlamadık yahu bak gelmişiz bile.
Biraz daha yürüdükten sonra, aynı rutinde telefonlarımızı bırakarak içeri girdik ve hastaneden aldığımız evrakları, ilgili memurlara teslim edip çıktık.
Bundan sonra iki hafta kadar bekleyecektik ve askerlik hayatımız ile ilgili kaderimizi belirleyecek listeyi öğrenmek için, tekrar şube kapısına doğru yollara dökülecektik.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ASKERLİK AŞKIM
Fiksi UmumBu hikaye gerçek bir aşk ve dram hikayesidir. Hikayede geçen aşk'ın eşcinsel hislerle duyulduğunu, ilk baştan belirtelim. Hikayede kurguda olacaktır, cinsellik, entrikalar, büyük çatışmalar, şantaj vb olgular kurgulanmıştır. Ancak hikayenin ba...