Bu bölüme rekor sayıda yorum bırakmanızı istiyorum. Satır arası yorumlar ve bölüm sonu genel yorumdan bahsediyorum. Geçen bölümün kısalığını bu bölüm fazlasıyla telafi ettim.
Medyadaki şarkıyı dinleyin derim. İyi okumalar!
***
Ayağa kalkıp üzerini silkelediğinde ona garip garip bakan öğretmeni fark etti. Kadın ne olduğunu anlamamıştı elbette. Yasemin'in tuhaf olduğunu biliyordu zaten. Hala geçen ayki olayı anlamıyordu.
Yavaş yavaş yürüyerek okul binasına girerlerken öğretmen de onları takip ediyordu. Kadın ağzını açıp tek kelime bile etmemişti. Merdivenleri çıktıklarında karşılarında duran öğrenci kümesi Yasemin'i rahatsız etmişti. Onlara bakmamaya çalışarak sınıfa girdi. Kimseden çıt çıkmıyordu. Öğretmen soğuk tavırlarla tahtaya sorular yazıp kendisi cevaplıyordu.
Yasemin birinin ölecek olmasını düşündüğü için kendini sorulara veremiyordu. Aynı şekilde Rima da öyleydi. Sadece tahtadakileri defterlerine geçiriyorlardı.Tenefüs zili çalıp öğretmen sınıfı terk ettiğinde birkaç kişi etraflarına toplanmıştı. Yasemin'e sorgulayıcı bakışlarla bakıyorlardı. Rima bu durumdan oldukça rahatsız olmuştu.
"Dersi kaynattığın için sağ ol." dedi sıska ve uzun olan çocuk.
Esmer, uzun saçlı bir kız Yasemin'in önündeki sıraya yavaşça oturup saçını geriye attı ve tehditkar bir sesle "Bir ay önceki olay ve bugün olan şey... Bu kasaba giderek tuhaflaşıyor." dedi. Sonra alaycı bir gülüşle ekledi. "Bizim bilmediğimiz doğaüstü güçleriniz mi var yoksa?"
Rima sinirle "İşinize bakın." dedi. Bu başlarındaki kalabalığı daha da neşelendirmişti. Yasemin bağırmamak için kendini tutarken telefonunun titreme sesini duydu. Çantasından telefonunu çıkardığında geçen tenefüs kafasına yanlışlıkla pet şişe atan çocuk telefonu elinden çekip aldı. Yasemin ayağa kalkıp telefonu almak için hamle yaptı.
"Ver şunu! Yoksa..."
"Yoksa ne?" dedi çocuk Yasemin'in sözünü devralıp. "Beni döver misin?"
Çocuk gülmeye başladığında arkadaşlarıda güldü. Arkadan gelen sert bir ses tüm o kahkahaları yok etmeye yetti.
"O dövmez; ama ben döverim."
Barlas çocuğun arkasında durmuş onun kulağının dibinde bu sözleri sarf etmişti. Barlas'ın dış görünüşü fazla sert olduğu için onu tanımayanlar ondan korkardı. Aslında tanısalar o kadar korkutucu biri olmadığını anlarlardı. Çocuğun suratındaki gülümseme yerini korkuya bırakırken telefonu Yasemin'e geri verdi. Yasemin telefonunu alırken Barlas'ın hemen sağındaki Ayberk'e ne oluyor der gibi baktı. O sırada Barlas kalabalığı dağıtmakla meşguldü. Selim dudaklarını gülmemek için birbirine bastırıyordu. Çocuğun suratındaki dehşet ifadesi onu kahkaha atmaya itiyordu; ama şu an atacağı kahkaha ortamın tüm ciddiyetini bozardı.
Ayberk Yasemin'in kulağına eğilip "Toparlanın kaçıyoruz." fısıldadı. Yasemin onların da kendisiyle aynı fikirde olduğunu düşünüyordu. Ölecek kişi onları katile götürebilirdi.
Yasemin ve Rima sıranın üzerindeki defterlerini hızlıca çantalarına yerleştirdikten sonra sınıftan çıktılar. Onları koridorda Cerem ve Afra bekliyordu. Rima çekingen bir edayla Yasemin'in yanında duruyordu.
"Ayberk Ahmet Komutan'ı birinin öleceğini, bu yüzden dikkatli olmalarını söylemek için aradı." diye açıklama yaptı Selim. Söylemediği diğer kısım asıl önemli olan noktaydı. O kısmı onun yerine Ayberk söyledi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TEPELERİN KIZI
FantasyKaranlık yükseliyor. Drunemeton bir mıknatıs gibi kötüleri kendine çekiyor. Sayısız intihar ve sayısız kurban ediliş... Yıllardır bulunamayan bir katil... Ablasını öldüren kişiyi bulmak için ant içmiş bir kız... Bir ölüm perisi... Tepelerin Kızı... ...