Bütün gün okulda aynı sorulara maruz kalmak Yasemin'in canını hayli sıkmıştı. Nihayet son zilin çalmasıyla derin bir nefes verip Rima'yla okuldan çıktı.
Kerem'le onlarda kalma konusunu konuşmuştu. Kerem düşünmeden kabul etmişti; çünkü Rima'nın ailesinin olayların iç yüzünü bilmemesi yüzünden Yasemin'in yaşadığı şeyi anlayabiliyordu.
Yasemin ve Rima önce pastaneye gidip Hazan'ı alacaklar, sonra da Rima'lara gidip eşyalarını alacaklardı. Onlar bu sorunu hallederlerken diğerleri Kerem'in evinde olacaklardı. Hem kampta yapacaklarını konuşacaklar hem de Kerem ikizlere sopalarını nasıl kullanmaları gerektiğini anlatacaktı. Katille ilgili buldukları ipuçları sonucunda onların güvenliklerini sağlamaları gerektiği kanısına varılmıştı. Bu da o sopaları nasıl kullanacaklarını öğrenmeleriyle mümkün olacaktı.
Pastanenin olduğu sokağa girdiklerinde Yasemin içinin kıpırdandığını hissetti. Bir haftanın ardından ilk kez bu sokağa girmesi onun tuhaf hissetmesine sebep olmuştu. Eski hızlı adımların yerini yavaş adımlar alırken kesik kesik nefes alıyordu. Nefesini kontrol etmesi gerekiyordu. Rima'nın omzuna dokunup durmasını sağladıktan sonra kaldırıma oturdu. Nefesini düzenlemeye çalışırken "Sadece teyzemi alıp çıkacağım." diye fısıldadı. Bu cümleyle evle işinin olmadığını kendisine hatırlatıp kendisini rahatlatmaya çalışıyordu.
"İyi değilsen eğer ben hallederim." dedi Rima onun omzunu sıvazlarken. Bu sıvazlama sıradan bir şey değildi. Güven vericiydi. Ben yanındayım demekti.
"Hayır." dedi Yasemin. "Bunu benim yapmam gerekir. Beni üzen şeylerden kaçarak yaşayamam."
Nefesi nihayet düzene girdiğinde Rima'nın elini tutup ayağa kalktı ve hızlı ama kararlı adımlarla pastaneye doğru yürümeye başladı.
Evin pencerelerine bakmamaya çalışarak sola döndü ve pastaneye girdi. Pastanede hiç müşteri yoktu. Tabii olmaz diye düşündü. Kesin bizim uğursuz olduğumuzu falan düşünüyorlardır diye içinden geçirirken mutfağa doğru ilerledi. Rima da onu takip etti.
Mutfağın kapısını açacağı sırada içerden gelen sesler durmasına neden oldu. Rima'nın gözlerine bakıp neler oluyor dercesine kafasını salladığında Rima bilmediğini belirterek dudağını büzdü.
Teyzesi birine bağırıyordu. Muhtemelen içeride biriyle kavga ediyordu ama kiminle?
Hazan "Yapmak zorundaydım, tamam mı?" diye bağırdığında içeriden başka sesler de geldi. Sanki kaşıklar yere düşmüş gibi bir sesti. Rima sesi duyduğunda kapının kolunu işaret edip "Girelim mi?" diye sordu. Yasemin elini bekle anlamında kaldırdı. Önce içerideki sesleri dinlemesi gerekiyordu. Çok geçmeden başka birinin sesi daha geldi.
"Ya yakalansaydın? O zaman ne olacaktı Hazan!"
Bu bir erkek sesiydi. Üstelik tanıdık bir erkeğin sesiydi. Hazan gizli bir şey yapmıştı ve diğer sesin sahibi ona kızıyordu. Yasemin anlamamıştı. Hazan nasıl bir gizli iş yapabilirdi ki? En sonunda dayanamayıp kapıyı açıp içeri daldı. Normalde bu yaptığının yanlış olduğunu biliyordu; ama şu an normal bir durumun içinde olmadıklarını da biliyordu. Bunu yapması gerekmişti.
Yasemin adama bakarken Rima kızın arkasındaydı. Kapının ani açılması durumunda Hazan yerinde zıplayıp arkasına, Yasemin'e doğru dönmüştü.
Yasemin "Teyze sen ne yaptın?" diye sordu hiç düşünmeden. Hazan gözlerini kaçırıp Cihan'a bakarken adam mavi gözlerini kısıp pis pis sırıtıyordu. Gözleriyle Hazan'a bir mesaj veriyordu. Açıkla da görelimdi bu mesaj.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TEPELERİN KIZI
FantasiaKaranlık yükseliyor. Drunemeton bir mıknatıs gibi kötüleri kendine çekiyor. Sayısız intihar ve sayısız kurban ediliş... Yıllardır bulunamayan bir katil... Ablasını öldüren kişiyi bulmak için ant içmiş bir kız... Bir ölüm perisi... Tepelerin Kızı... ...