Almanya yolcusu İrem.

985K 20.6K 5.1K
                                    

Arkadaşlar kimse okumuyo ama belki bir kaç bölüm yazdıktan sonra okursunuz bilmiyorum neyse yazıyorum ben hadi bb :Dd

"Bak kızım arkadaşlarından ayrılmanın zor olduğunu biliyoruz ama eğitimin için şart. Hem orada Fuat amcanlar var biliyorsun." dedi babam.

Tabi bende mal mal suratına baktım. Cidden bunu mu demişti ya? Fuat amcamlarmıs. 'Olm o adam senin üvey kardeşiiin' diye bağırmak istedim. Ama şöyle de bi bakınca Fuat amcaya haksızlık ettiğimi düşündüm çünkü adam çok iyi niyetli ve KESİNLİKLE yakışıklı biriydi. Şimdi 'Knk sen ne diyon adam kaç yaşında başında' diyeceksiniz ama adam karizma napayım? Neyse geri dönelim.

"Hayır, benim için zor değil. Hatta gitmek isterim ama ne zaman?" deyince suratıma bön bön bakma sırası onlara geçmişti. Ben de içten içe gülüyorum tabi şu hallerine çaktırmayın.

Annem şok olmuş bir şekilde:

"Gitmeye pek heveslisin galiba.." diye mırıldandı

"Ne alaka ya, eğitimim için bunlar" dedim içten içe piç smile yaparak.

"Öyleyse hemen yarın gidebilirsin" deyince babam neye uğradığımı şaşırdım. Bir kere ben blöf yapıyordum ama adam bildiğin olayı kıçından anlamış ve bana postayı koymuştu.

Tabi bende battı balık yan gider düşüncesiyle "Tamam" demek zorunda kaldım.

***
"Kızıııım çantanın içine bisküvi koydun mu? Bak cüzdanını sakın unutma!"

"Ya anne hepsini aldım" dedim gözlerimi devirerek . Özellikle de, evden gizlice yürüttüğüm petito kutusunu. Telefonumu almıyordum, babam orada yeni bir hat ve telefon alacağımı söylemişti.

En sonunda evden cıktığımızda saat 9.10'du. Uçağın kalkmasına 2 saat var diye geçirdim içimden.  Aslında 2 saat bizim için ne az ne de fazla bir süreydi. Mersin'de oturuyorduk ve en yakın havaalanı Adana'daydı.

Bir süre kulaklığımla müzik dinledikten sonra sıkıldığımı farkettim ve arabadaki sessizliği bozmak için:

"Ben gidince bana yeni bir kardeş yapmaya falan kalkışmayacaksınız, değil mi?" dedim.

İkisi de bu sorumla afallayıp kalınca tam olarak da bunu yapacakları bariz bir şekilde ortaya çıktı.

"Ayyy inanmıyorum sizee ya! Beni bunun için mi gönderiyorsunuz yoksaaaa?' diye crrtladım.

Babamın kızgın bakışlarıyla karşılaşınca yavru köpek bakışları atarak:

"Ne yaparsanız yapın ya, ama dödüğümde o bebeyi bana baktırmayın." dedim ve tekrar kulaklıklarımı taktım.

-1 saat sonra-

Havaalanına uçak kalkmadan bir saat önce geldik. Güvenlikten geçme, pasaport kontrolü zartı zurtu derken yarım saatte o arada kaynayıverdi. Tam dış kapının olduğu yere gelip vedalaşacağımızda annemin ağladığını gördüm. 

Ama şimdi hiç yakıştı mı beybisi?

'Ya anne ağlamaa' deyip boynuna sarılınca bu sefer hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladı.

"Ya bak ben gidince küçük İrem yapacaksınız, sevinsene sen" dedim ve yanaklarını sıktım. Bu sırada istemsizce gülümsemişti.

Babama da sarılıp, vedalaştıktan sonra uçağa binmek için dış kapıdan geçtim. Bu sırada da anonslar başlamıştı. Görevlinin yardımıyla uçağımı buldum ve kendimi koltuğuma attim. Üzülerek söylüyorum ki koltuk cam kenarında değildi. Daha da kötüsü ortadaydı. "Yaa benim klostrofobim var, ortada kalamam" diye çığlık atmak istiyordum. Babam da niye ortadan almış ya ,diye homurdanacaktım ki son gün bilet aldığımız için tek bu koltuğun boş olduğu aklıma geldi ve koltuğa daha da bi çöktüm. Belki yanıma kimse gelmez falan diye dua ederken taş bi bebelac geldi ve cam kenarındaki koltuğa oturdu.

Allah'ım sana geliyorum.

KUZEN.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin