KUZEN.

Roket Memeler.

Ya ben böyle yazıyorum da arkadaşlar siz beğeniyor musunuz bir yorum yapın lütfeen :D saygılar, teşekkürler.

"Bende memnun oldum. Almanya'ya neden gidiyorsun?" dedi.

Şimdi ben yarım saattir çocuğu kesiyorum, biliyosunuz yani ama birden böyle sorunca içimde bir,  acaba bu çocuk sapık mı? düşüncesi oluşmadı değil yani.

Neyse yaa koy göte gitsin, hesabından:

"Eğitim için, sen?" dedim.

Gözlerini kırpıştırdı. Bunu bize yapma Can yoksa az sonra seni hamile bırakabilirim. Evet ben seni.

"Ben de halamı ziyarete gidiyorum" dedi.

Ne demesini bekliyordunuz ki? "Bende okumaya gidiyoruuuum. Hangi okul?" mu? Ha, bir de üstüne aynı okulda çıkmamız gerekirdi. NAH. O romantik film arkadaş, biz burada yan rol olduğum, hayatımı çekiyoruz.

"Hmmmm..."

"Kaç yaşındasın İrem?"

"16. Sen?"

"17." dedi ve gülümsedi. Ayy gülümseyince gamzeleri çıkıyo yeriiim.

Bu sırada yanımıza hostes geldi ve:

"Az sonra yiyecek servisi yapacağız, isterseniz yanınızdaki hanimefendiyi uyandırın" dedi ve bize bir göğüs show yapıp gitti.
Vay arkadas o nasil meme amk ,diye düşünürken aniden yana döndüm ve Can'ın eskiden bir çift 'göğüs' bulunan yere gözlerini pörtletmiş bir şekilde baktığını gördüm.

Al işte. Olur mu ya bu?! İlla bozulacak mı benim hayallerim? Bu çocuk da bizim okuldaki amip beyinli erkekler gibi abaza çıktı.

Tam o sırada kolum teyzeye çarpmış olacak ki teyze kamyon freni hortularına bir 'fırrrrt' sesiyle vedalaşarak uyandı.

"Ne oldu yavrııım?" dedi bana melün melün bakarak.

"Biz de seni uyandıracaktık teyze, yemek gelecekmiş az sonra." dedim.

"Biz miiii?! Ne ara biz oldunuz bakim siiiiiz?!?!?! Siz uyumadınız dee mi??? Bak koparırım o kulaklarınızı sizin!"

Ağzımı açıp: 'Hacı sen ne diyon amk?' diyecekken bir la havle çektim ve sustum. Şimdi cidden hacı macı çıkar, çarpılırız sonra. Zaten çarpan çarpmış, o ayrı mesele.

Yan tarafımdan gelen metal sesle iç sesimle vedalaştım ve yana döndüm.

Bir an öylece yemekleri getiren adama bakakaldım. Oha anneeem, ohaa!! Bu Can'dan da taştı. Canım ya yemek yerine seni yiyebiliyor muyuz acaba? diye ergene bağlamışken o kadifemsi sesle hayata döndüm.

"Hanımefendi buyrun." dedi ve önümdeki masaya yemeği bıraktı.
Ben de bu sırada düşünmeyi bırakmıştım tabii. Zihnimde hanımefendi sözcüğü amuda kalkıyordu. Bu sese benim adımı söylemek ne kadar yakışır, diye düşünürken aklıma bir fikir geldi.

"Şeyy.. Bakar mısınız?"

Ona dediğimden emin olmak icin dönüp bana baktı. Bu sırada bizim cazgır teyzeye yemek koyuyordu.

"Bana mı dediniz?"

Evet canım sana dedim.

"Evet. Şey.. acaba.... mahsuru yoksa İrem der misiniz?"

Bana şaşkın şaşkın baktı. Aay ne tatlıydı öyle. Sonra kendini toparladı ve beni süzdükten sonra:

"Tabi.. İrem." dedi.

Oha cidden bak ismim ağzına ne kadar yakıştı ya. Bi hoş oldum valla.

Biraz daha bana baktıktan sonra Can'a da yemeğini verdi ve gitti.

Ben yakışıklı hostumun hayalini kurarken Can cazgır teyze engelini aşmıştı ve benimle konuşuyordu.

"O da neydi oyle?" dedi sorgularmış gibi. Ohh canıma değsin. Sen o kadının roket gibi memelerine bakarken ben boş mu duracaktım kıçoski.

"Hiç.. Hiçbir şey."

Teyzeye araya girmesi için baktım fakat kadın kılını bile kıpırdatmıyordu. Cidden şaka mısın teyze ya? Sen bütün yol bizi ayırmaya çalış, sonra çocuk benle konuşsun kılını kıpratma, dediğim sırada teyze Can'a döndü ve:

"Mavişim bu zilli o beyefendi oğlumu gözüne kestirdi galiba." dedi gözlerini kısarak. Bu arada bi eliyle de Can'ın koluna yapışmıştı.

"Teyze ne diyorsun ya garezin mi var bana?"

"Sus sen! Terbiyesiz.. Cin girmiş bunun içine cin. Sen bütün yol boyunca mavişimi ayartmaya çalış. Sonra da onu öylece bırak başkasına atla. Ayıp ayıp.."

Senin o mavişin roket gibi memelere bakarken çok mutluydu ama?

"Teyze yeter ya. Başladın bi maviş maviş. Hayvan mı bu çocuk ya? Ben uyuyorum." deyip atar yaptıktan sonra taktım kulaklıklaıi ve gözlerimi kapattım..