Babalac.

785K 15.9K 1.1K
                                    

Ben geldiiiiim :D.d.d Ozlediniz mi beni beybisiler :dd Oncelikle size birkac aciklama yaptiktan sonra hikayeye gecicem. Simdi, ben ASLA ve ASLA 'bana vote veriiiin,yorum istiyoruuuum' falan filan diyenlerden olmadim, olamam da. Ben buraya eglenmek icin yaziyorum. Okurken sizde egleniyorsaniz, ne guzeel. Eglenmiyorsaniz, okumayin kardesim. Basiniza silah dayatip okutmuyoruz sonucta. Yine de yorumlariniz komedi cidden :Ddd I love your yorums (ingilizceyi katledrkene) Bir de 'karakter yayinlasana' gibi bir istek gelmedi ama uzulerek soyluyorum ki yayinlamam. (uzulerek soylemedim zuhahah shshhs) Yayinlamam, cunku bunun bir cesit hayal kisitlamasi oldugunu dusunuyorum. Hatta begenerek okudugum 1-2 hikayeyi, sirf bir dizinin castini kendi kahramanlariyla ozdeslestirmis oldugu icin birakmisligim var. Cidden beceremiyorum cunku. Neysd hadi geceyim hikayeye dhhdhd

Karsimda en az Disneyland kadar buyuk bir AVM duruyordu. Hayir yani Disneyland'e falan gitmisligimden degil, fotografini gordum bir kere hiiih. Ben magazayla bakisirken bir ara agzimdan "Oha" kacti. Bir anda Katja'nin bana tip tip bakan suratiyla karsilastim.

Tovbe Allah'im cok tovbe.

"Ehehe ne kadar buyukmus masallah" diye bir toparlama girisiminde bulunmaya calistim. Dikkatinizi cekerim, calistim.

"Evet, Dunyanin en buyuk AVM'lerinden biridir. Hadi iceri gecelim" dedi ve iceri girdi. Tabi bende arkasindan tıpıs tıpıs yurudum.

İceriye girmemizle korumlarin olusturdugu duvara carpmamiz bir oldu.

"Noluyor ya?"

Tam benim moronluguma yarasan bir soruydu acikcasi.

"Martin Desgrad burada sanirim, her neyse biz bir magazaya girelim" dedi ve beni kolumdan cektigi sirada Martin Desgard denilen tas babalac'i gordum.

Babalac, bir cesit bebelac gibi, tek farki babalaclarib baba yasinda olmasi. Yani anlayacaginiz Fuat amca da bir babalac.

Hipnoz olmus bir sekilde adama baktim, tabi salyam da akiyor buyuk ihtimalle. Adam sarisin ve mavi gozluydu. Sarisin ama yok boyle bir sarisinlik, yani adamin saclari altin sarisi gibiydi, parliyordu bildigin. Baklavalari vardi. Nasil gordugume gelirsek, adamin ustune yapisan gomlegi her seyi ortaya seriyordu mubarek.

Transa girmis bir sekilde adama bakarken Katja beni cekistirdi ve kendimi pahali parfum kokan bir magazada buldum.

Ben daha ne oldugunu anlamadan, Katja pesine taktigi bir gorevliyle magazayi bosaltmaya baslamisti. En son bir yere oturup onlari izledigimde gorevlinin yuzu tasidigi kiyafetlerden gorunmuyordu.

Sonunda Katja kasaya geldiginde gorevlinin icten ice Almanca'da La Havle ne demekse, ondan dedigini gordum. Belki de direk kufrediyordu,bilemiyorum. Gorevli Katja'nin aldigi giysileri kasadan gecirirken butun magazanin durup, kasadan cikan fise baktigini fark ettim. Oha ama. Bizim ailecek butun yil aldigimiz kiyafetlerin fislerini birlestirsen, bu kadar uzun olmazdi. Tezgahtan yere kadar uzanan bir fis... Ayrica bu kiyafetlerin degil bir yillik, bir aylik bile olmadigina bahse girerim.

"Tatliiiim! Bunlarin hepsi sana!"

OHA! Yanlis duydum degil mi?

"B-bana mi, ehehe yanlislik olmasin?"

"Ne yanlisligi canim. Hepsi sana. Almanya'da haca soguktur, sanirim sende ince kiyafetler getirmissin. Hem sana soylesem biliyorum ki almama izin vermezdin. Hadi bakalim simdi de ayakkabi magazasina gidelim."

Gozun doysun be kadin! Ben bu kiyafetlerin hepsini her gun farkli farkli giysem,bir yili rahat cikaririm be. Yoksa simdi de 100 tane ayakkabi falan mi alacak amk?

Yine Katja onde, ben arkada magazadan ciktik ve ayakkabiciya girdik.

"Tatlim, sen kendine bir ayakkabi begen, fiyati onemli degil. Bende cantalara bakayim biraz." dedi ve cekti gitti.

En azindan bir ayakkabi dedi yani. Bende tabi bir daha nerede bulucam Almanya'dan ayakkabiyi, hemen elime su cok sevdigim fakat annemin bir turlu 'salak miyiz kizim biz, got kadar ayakkabiya 150 lira verelim.' deyip almadigi ayakkabiyi aldim. Boyle botu bir yandan oksayip, bir yandan gozlerimle operken gozum etiketine takildi.

Yuuuuh! Hayir, ben bile Alman parasindan anlamayan bir sahis olarak, bu bol sifirli veletin pahali bir sey oldugunu anlamistim. Tam eski yerine birakacagim sirada yanima bir kiz geldi.

"Gute Auswahl"

Ne dedi lan bu? Kufur mu etti yoksa? Yok lan Gute iyi demek. Ne dedi lan bu firrik? (irem gul :D)

Belki kiz İngilizce biliyordur diyerek, basladim sacmalamaya.

"I don't understand you. I can't speak German."

Bu sefer kiz bana tip tip bakmaya baslayinca,aha dedim boku yedik.

KUZEN.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin