Kafe.

442K 22.3K 12.3K
                                    

Ben geldiim. Son bölümün üzerinden 9 gun geçmiş.  Bu bölümü yazarken çok zorlandım umarım her zamanki gibi bir bölüm olmuştur.  Telefondan yazdığım için yine multimedya koyamıyorum. Sanırım birkaç bölüm daha böyle olacak çünkü İstanbul'dayım ve burada BİLGİSAYAR yok?!?! Are u kidding me qlw?  Neyse çok uzatmadan bölüme geçiyorum umarım beğenirsiniz. Hepinizi çoook seviyoruum :*

Önceki kapak tasarımı için Selin aşkıma çook teşekkür ederim *çaktırmayın ama şu an kullanıcı adını unuttum ve bakmaya çok üşeniyorum*

Bölüm @amet'e gelsin -umarım böyle yazılıyordur?- Kandil mesajın için çok tenks kmk  .d

Vee, işte yeni bölüm. ..

Sonunda okul bittiğinde olmayan migrenim ortaya çıkmıştı.

Okuldan çıkıp arabaya doğru giderken eteksiz götün ciyaklamasını duydum.

"Gelmese olmazdı." diye mırıldanınca Zach güldü.

"Kaçıyor musunuz siz? Çıkışta takılırız demiştim?"

"Başım ağrıyor biraz, eve gidiyoruz." dedim gözlerimi kısarak

Sofia tek kaşını kaldırıp bana baktı.Allam, bunu yapamayan tek ben miyim?

"Merak etme okulun yanında bir yer var, orada bir şeyler içersen hiçbir şeyin kalmaz."

Ha?

"Bir şeyler içersenden kastın 'meyve suyu ve benzeri' ürünlerdir umarım. "

32 diş sırıttı.

"Belki senin için öyledir ama bizim için öyle değil. " deyip Zach'in koluna girdi. Bende Çağlar, gardasıım nerelerdesiiian, diye ağıt yakmayı düşündüğüm sırada Çağlar'ı gördüm.

Thanks God.

"Çağlar!" Ona seslendigimi duyunca yanımıza geldi.

"Bir şey mi kaçırdım? "

Sırıttım.

"Hayır ama gelmesen kaçıracaktın. Bana biraz şu 'yakın yer ve içilen şeyler hakkında bilgi verebilir misin? "

Önce kaşlarını çatsa da sonra neyden bahsettiğimi anladı.

"Barı mı kastediyorsun?"

"Bar mı?" Kaşlarımı çatıp Sofia'ya döndüm.  "Ya kızım, senin işin gücün içki içmek mi? Bardan çıkartamıyoruz seni. Ben bara falan gelmem."

"Iyi o zaman, sen gelme." deyince kafasını duvara sürtüp kıvılcım çıkartasım geldi.

"Iyi, gelmem." deyip Zach'in arabasını kaçırma planları kurarken Zach arabanın kapısını açtı.

"Sanırım ben de gelmiyorum."

Zach'e, noluyo lan, bakışımı atarken Sofia ofladı.

"Tamam ya. şurada bir kafe var, oraya gidelim." deyince içimden hulohulo bumba zafer dansımı yaptım.

Aslında orjinali hüloğ hüloğ bakma olan dansı sırf siz tip tip bakmayın diye buna çevirdim.

Zafer dansını bırakıp arabanın kapısını açacakken Çağlar konuştu.

"Yakın zaten. Yürüyerek gidebiliriz."

Zach kuul boy mod:on şeklinde arabayı kitledi. Önüne döndüğünde bana çarptı.

Ama ben hep ne derim? Önemli olan kuul olmak değil, kul olmak.

"Yavaş be."

"Pardon. "

KUZEN.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin