Uyku sersemliğimi üzerimden yeni attığımda banyodan çıkmış ve merdivenlerden iniyordum. Saçlarımı karıştırıp mutfağa girdiğimde Nuray Anne ve Cüneyt Babamın masaya kurulduğunu farkettim. Onlara bu şekilde sesleniyordum çünkü küçüklüğümden beri onlara direkt anne ve baba diye seslenmek garibime gitmişti. O günden beri de alışkanlık oldu ve bu şekilde kaldı.
Zaten onlar da bunu anlayışla karşılıyorlar. Bu yüzden bir sorun olmuyor.Nuray Annem bardağına çay koyarken başını bana döndürerek içten bir şekilde gülümsedi. ''Günaydın Barlas.''
''Günaydın.'' dedim ve bende masaya kuruldum. Yine de karnım aç değildi. Cüneyt Babamla göz göze gelince bana gülümsedi ve peynirden bir lokma aldı. Nuray Annem de kahvaltıya başlarken benim tabağımdakilerle oyalandığımı görünce ''Neden yemiyorsun?'' dedi.
''Çok aç değilim.'' dedim kısaca.
''Olsun olsun atıştır bir şeyler.'' dediğinde bir süre yüzüne baktım. Yine de bozuntuya vermeden birşeyler yemeye çalıştım.
Nuray Annem ve Cüneyt Babam'ı gerçekten seviyordum. Hayatımda her şey kötüye giderken kader karşıma onları çıkarmıştı. Onlar benim kurtarıcımdı. Kimsem yokken onlar bana yardım eli uzatmıştı. Beni evlat edinmişlerdi. Onlar olmasaydı şuan ne halde olurdum bilmiyordum. Bu yüzden, onlara çok şey borçluyum.
Düşünceler eşliğinde bir süre sessizce kahvaltı yaparken Cüneyt babama döndüm. ''Bugün ofise gidecek misin?''
''Evet.'' dedi. ''Oldukça fazla işim var.''
''İstersen yardım edebilirim.'' diye bir öneride bulununca bana minnetle bakıp gülümsedi.
''Yok, hiç gerek yok. Sen eğlenmene bak. Finallerin yeni bitti sonuçta.Hem gelecekte sen benim yerimi dolduracaksın.'' gururla tekrar gülümsedi.
Cüneyt Babam avukattı. Oldukça tanınan ve güvenilen birisiydi. Biraz önceki imasından da anlaşılacağı gibi bende avukat olacaktım. Aslında hukuk okumak aklımın ucundan bile geçmezdi ama Cüneyt babamla daha ilk zamanlarımızda benim avukat olabilme fikrinden ne kadar mutlu olduğunu farketmiş ve bu yüzden bu tercihi yapmıştım. Bana açıkça 'avukat ol' dememişti tabi. Yine de ben onun çok mutlu olacağını biliyordum. O yüzden bu tercihi yapmış ve bölümü kazanmıştım. Zaten geleceğe dair fazla bir planımın olmadığı gibi bir hedefim de yoktu. Böylece bu kararı vermekte kolay olmuştu.
''Sen bilirsin. Yine de fikrini değiştirirsen beni ararsın.''
''Sağol oğlum.'' dedi ve bakışlarını tabağa çevirdi. Ben de tam kalkacaksın Nuray Annem durdurdu. ''Bugün ne yapacaksın?''
Bir süre düşündüm. Ne yapacaktım ki lan ben? Gerçi cevap çoktan belliydi: Oğuz birazdan buraya gelecek ve dibimde bitecekti. Sonra bütün gün oradan oraya...
Ama ne yalan söyleyeyim, bu salak olmasa beni eğlendiren birisi de olmayacaktı.
Nuray Anneme tam cevap verecekken kapı çaldı. Bu yüzden ayaklandım ve kapıyı işaret ettim. ''Artık cevabı biliyorsunuz.''
Nuray Annem gülerken bende kapıyı açıyordum. Karşımda kocaman gülümseyen bir Oğuz görünce bütün düşüncelerimi onayladım. Ona bakarken o da elini omzuma koyup sıktı ve ''Ooo, prensesimiz uyanmış.'' dedi.
''O prensesin sana yapacaklarını bir bilsen böyle konuşamazsın.''
Sırıttı. ''Prenses olduğunu kabul ediyorsun yani?''
Ben daha cevap veremeden çoktan gülerek içeriye dalmıştı bile. ''Lan!'' deyip peşinden giderken yine aynı şeyi yaptığını farkettim. Laf sokuyor ve ben daha cevap veremeden ortadan tüyüyordu. Tabi neler yapacağımı biliyordu piç.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Zamana Sığınanlar
Teen FictionAilesini küçük yaşta trafik kazasında kaybeden Barlas'ın aslında dışarıdan görüldüğü gibi muhteşem bir hayatı yoktur. Birkaç arkadaşı, etkilendiği bir kız ve geçmişe dair anıların verdiği hüzün yanındadır sadece. Onun için zaman hiç ilerlemez, o sad...