12. Bölüm: "Güven"

41 6 0
                                    

Vakit akşam olmuş, hava kararmıştı. Oğuz'la canımız mekana gidip gürültüsünü çekmek istemediği için daha sakin bir yere gitme kararı almıştık. Şimdi de basketbol sahasının karşısındaki yüksekçe duvara oturmuş ve basketbol oynayan gençleri izliyorduk.

Miray ile buluşmamdan iki gün geçmişti ve bu iki günde Oğuz'u başımdan olabildiğince savmaya çalışmıştım. İşe de yaramıştı, fazla görüşmemiştik. Ama şimdi sorularından kaçamayacakmışım gibi görünüyordu.

Sırıtarak bana döndü. "Özlemişim len seni. Şu salak tipini bile özlemişim. "

Kafasına vurdum. "Aradan sadece iki gün geçti."

"Bana yıllar gibi geldi."

Cevap vermeme müsaade etmeden tekrar konuştu. "Ee anlat bakayım. "

"Neyi?"

"Anlat işte ne yaptın ben yokken?"

Meseleyi olabildiğince dolandırmak için uğraştım. "Sabah kalktım. Varya, canım hiç kahvaltı yapmak falan istemedi o yüzden kahvaltı yapmadım. Ne yapsam ne yapsam dedim ve babamın yanına gittim. Ona yardımcı oldum. Oradan çıkınca gezdim biraz yalnız başıma. Sonra..."

"Barlas istersen tuvalete girdiğini de anlat koçum. "

Bir süre düşündüm. "Onu hatırlayamadım, ne zaman girmiştim..."

"Lan ciddi olman gereken yerde ciddi olmuyorsun, normalde de hep ciddisin anlayamıyorum seni."

Güldüm. "Sen bana ne yaptığımı sordun bende anlatıyordum işte. Ne yapsak yaranamıyoruz he!"

"Yaranamadım yavrum yaranamadım... Öhöm öhöm, Oğuz lütfen şuan ciddi ol... Ciddi olman gerekiyor..." deyip kendi kendine mırıldanmaya başladı. Bense anlayamaz bakışlarımı ona yönelttim.

En sonunda kendine geldi. "Kardeşim, Miray'ı soruyorum. Hani onunla buluştun ya. Neler oldu?"

"Hee o mu? Buluştuk işte, takıldık biraz. Güzeldi. "

Söylediğim üzerine hareketlendi. "Neler oldu, neler konuştunuz, yakınlaştınız mı, artık sevgili misiniz?"

"Bir yavaş ol be koçum. Sevgili falan değiliz. Öyle havadan sudan konuştuk. "

"Nasıl ya sevgili değil misiniz hala? Offf!"

Güldüm. "Valla bir amacın olduğunu bilmesem şu düşünceli halini takdir edeceğim ama ne yazık ki..."

"Oğlum ama siz çok yakışıyorsunuz ya! Sen tam cool çocuksun. O da masum, hanım hanımcık bir kız. Tam sana göre. Daha ne bekliyorsun?"

"Bilmiyorum ki. Ben de bilmiyorum."

"Neyse bence yine de olacak bu iş. Senin onu biraz daha yakından tanıman lazım. Birkaç kez daha buluşun. "

"Emredersiniz."

Söylediğime güldü ve gelen mesajla telefonuna çevirdi bakışlarını. Ben de ilerideki çocukları izledim biraz. Bir süre sessiz kaldık. Sonra Oğuz tekrar konuştu.

"Eylül'ü ne yapacaksın? O da iyi bir kız."

Kaşlarımı çatarak sordum. "Ne yapmam gerekiyor?"

"E o da senden hoşlanıyor. İkisiyle de sevgili olamazsın sonuçta."

"Eylül'ün benden hoşlandığını kendi kafandan uydurdun sen. Yok öyle bir şey. "

"Abi var ya, her konuda zehir gibisin ama iş aşka geldiğinde aptallaşıyorsun. "

"O zaman bana kanıt sun. Öyle bir şey söyle ki onun bana aşık olduğunu anlayayım. "

Zamana SığınanlarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin