Medyadaki şarkı bu bölümün havasını temsil ediyor benim için. Bakabilirsiniz: Onf - New WorldİYİ OKUMALAR💕
*****
Ağzıma kapatılan elle çığlık bile atamamıştım ama deli gibi korkuyordum. Saniyeler ilerlerken kalbim yerinden çıkmak istercesine çırpınıyordu.
"Sadece sakin ol ve kıpırdama." Konuşan kişi kızdı. Korkudan sadece dediğini yapabilmiştim. Bir süre sonra adım sesleri uzaklaşıp yok oldu ve beni tutan kollar gevşedi.
"Ne yaptığını sanıyorsun sen burada?"
"N-Ne şaçmalıyorsun?" dedim dolan gözlerimi silerken.
"Sakin ol. Ben Ilgın bu arada. Bir şey yapmam sana endişelenme."
"Be-Ben de Yağmur." dedim. Hala o anların etkisinden çıkabilmiş değildim.
"Neden buradasın? Bu saatte veya herhangi bir saatte buraya gelmek için keçileri kaçırmış olman lazım. Seni yakalayabilirlerdi."
"Ne demek istediğini anlamıyorum. Sadece geçiyordum." dedim sakinleşmeye çalışırken.
"Burayla ilgili hiçbir şey bilmiyorsun değil mi?" dedi bıkkınca nefes verirken. Ne bilmem gerekiyordu ki? Bir sokak hakkında ne bilmeliydi ki insan?
"Oturup sokakları araştırmıyorum maalesef."
"Bak burası çetelerin aktif olarak kullandığı bir yer ki belalı olanlarına bulaşmak istemezsin."
"Ne çetesi? Neden bahsediyorsun Allah aşkına sen?"
"Önce buradan gidelim. Yakalanırsak hiç iyi şeyler olmaz" dedi eli kolumu kavrarken. Kımıldamadım.
"Sadece adını bildiğim birine neden güveneyim?"
"Geliyor musun, gelmiyor musun? Tamam. Sen bilirsin, kal burada." dedi kolumu bırakıp ilerlemeye başlarken. Peşinden gitmekle gitmemek arasında kalırken boşverip peşinden gitmeye başladım. Ne kaybederdim ki?
"Ilgın... Hey... Beklesene!"dedim peşinden koşarken. Ne ara bu kadar uzaklaşmıştı? Aniden durup ofladı.
"Hızlı ol."
Ona yetiştiğimde yürümeye devam etti. O sokaktan çıktığımızda sonunda ışıkların aydınlattığı bir yere varabilmiştik.
"Nereye gidiyoruz?"
"Sakin bi yere." Ne kadar açıklayıcı oldu(!)
Yaklaşık on dakikanın sonunda bir parka gelmiştik. Benim kalacak yer bulmam gerekirken buradaydım. Ama meraklı yanım iş başındaydı. Nasıl olsa saatlerdir sokakları adımlıyordum. Bu yüzden kaybedeceğim on dakika önemsizdi.
"Şimdi sana her şeyi anlatacağım ama lafımı bölmeyeceksin. Soracağın soruları sonunda sor" dediğinde tamam anlamında başımı salladı.
"Bak ben bir çeteye üyeyim. Karaduman Çeteleri'ni hiç duydun mu? İşte onlardan biri olan Yıldırım Çetesi'ne üyeyim. Bu çeteler her türlü kirli işe bulaşır. Kimileri ünlenmek ya da gösteriş için bu çetelere katılır. Kimileri bir şekilde bu çetelere çekilir istemese bile. Yani kiminin cenneti olurken kiminin cehennemi olur. Çetelerin en güçlüsü Kara Çete. Daha sonrada ona en büyük rakip olarak biz varız. Genelde hep başabaş gideriz zaten. Her altı ayda bir Çete Savaşları adında müsabakalar yapılır. Çeteler de kendi içinde de gruplara ayrılıyor Güçlüler ve Yarışçılar gibi... Bu kadar" Etkileyiciydi!
"Adı neden Karaduman Çeteleri?" Büyük bir kahkaha attı.
"Onca şey arasından buna mı takıldın cidden? Kara en iyi çete olan Kara Çete'den geliyor, duman ise Kara Çete liderinin soyadı. İkisinin birleşimi yani." dedi. Merak etmiştim işte.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Çete Savaşları
Teen FictionGençlerin kendini denediği, ünlendiği ya da dibe gömüldüğü yerdi Karaduman Çeteleri... Herkesin hayali ise ya Yıldırım Çetesi'nde ya da Kara Çete'de olmaktı. Fakat Karaduman Çeteleri'nde bu o kadar da kolay değil. Savaşmadan hiçbir şey alamazsınız! ...