23-Güvensizlik

3.8K 297 130
                                    

İki aydır yokum ama bu bölüm öyle yazdırmadı ki kendini... Saç baş yolmadan bitirdim neyseki. Bu arada bunu yazarken bölümün adı bile yok? Adını bile YAZDIRMIYOR.

 Bu arada bunu yazarken bölümün adı bile yok? Adını bile YAZDIRMIYOR

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Bölümün kendini yazdırmaması yanında bir de işe girdim. Hafta içi işteyim, yarın işte üçüncü haftam olacak hatta. Uzun süredir arıyordum zaten. Sonunda evden kurtulmak iyi geldi. Ama merak etmeyin, kitabı bırakmak gibi bir niyetim kesinlikle yok. Zaten bu bölümden sonra yazmak istediğim kısıma ulaşmış oluyoruz.

Ayrıca söylemem gerekiyor; bu bölüm tam bir geçiş bölümü, her şeyiyle hem de. Bu yüzden yeterli gelmeyebilir ama bir sonraki bölüm, bu bölümden kat kat heyecan verici olacak. Beklemede kalın, İYİ OKUMALAR💕💕

(Not: Medyada son birkaç aydır aşık olduğum grup var. Kitapta sık sık şarkılarını göreceğinizi düşünüyorum.)

*****

Bu kapandaki ortaklarımı görecek olmak ileriyi düşünmeme sebep oldu. Sahra, dengelerin değişeceğini söylemişti. Otorite el değiştirecek; yeni şeytanlar türerken, bazıları da herkesleşecekti.

Çetelerin içinde farklı yapı ve seviyelerde hiyerarşiler olduğunu fark ediyordum. Yıldırım Çetesi bu konuda daha sakindi. Hale gibi kendini bilmezler dışında, 'çaylaklar' büyük bir ayrımcılığa veya hakarete maruz kalmıyorlardı. Bu, çetede belli bir yeri olan kişiler içinde geçerliydi. Yaman'ın ağır otoritesi dışında herkes herkesle rahatça konuşabiliyordu.

Kara Çete'nin bu konuda daha karmaşık olduğunu fark etmiştim. Kuzey, Yaman kadar otoriter olmasada çetenin geneli ona ulaşılmazmış gibi davranıyordu. Halbuki o, Yaman'ın aksine koridorlarda dahi karşılaşabileceğiniz bir liderdi. Kuzey'le aramızdaki ilişki baştan beri karmaşık olduğu için bu algıyı garipsiyordum. Ayrıca çeteyi Kuzey'le beraber idare edenler, özellikle çaylaklarla pek muhattap olmuyorlardı. Adeta yazılı olmayan bir kuraldı. Sahra dışında onlarla rahat konuşabilen yoktu. Bu konuda kendimi şanslı hissediyordum. Eğer çete içindeki bu grubu yüksek bir zümre olarak tanımlarsak, ben en baştan aralarına dahil olabilmiş, en azından bu güç bariyerini aşabilmiştim.

Dalgınlıkla geçtiğim koridorların sonunda, Hızlıların mekanına ulaşmam ile düşüncelerim zihnimin göz önünde olmayan bir yanına savruldu. İçeri adımımı attığım an birkaç metre ileride, tanıdık bir simayla konuşan Sahra'yı gördüm. Gayet iyi görünüyordu.

Çete SavaşlarıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin