"İşte burası.O hızla ne çabuk vardık."
"Ah!Beni arkada bıraktınız!"Hayatımda ve ölü olup SAB olduğum söylenene kadarki zamanımda hiç bu kadar sinirlenmemiştim.
Şeytanla beni yalnız bırakmışlardı!"Sen arkamızda değil miydin?"dedi Kiseki.Onu şakadan boğdum.
(Belki biraz şakayı geçmiştir)"Sen ciddi misin?"dedim."O şeytandı!
Şeytan!"Evet?Ne diyeceklerdi?Bunun önüne hiç bir malzelet geçemezdi!
Ama bir yandan,bu sayede Riva'nın o çirkin görünümlü kalesini gelmiştik.Tamamen bir soğanı andırıyordu ve hiç cam yoktu."Ölümsüzlerin hep böyle çirkin bir tarzları mı var Juvia?"
"Evet.Hadi girelim.Lucy,şey...sen dikkatli ol."
Gülümsedim."Biliyorum."
Kalenin içine girensen kadar çok zaman kaybederdik çünkü eğer yürüyerek geçeceksek bir ipten bile daha dengesiz köprüden geçmek zorunda kalacaktık.O yüzden uçtuk.Bu sefer Lisa yoktu,o yüzden işimiz kolay olmuştu."Ne iyi."
Çok heyecanlıydım ve korkuyordum.Şeytandan bile daha kötü bir his edinmişti yüreğimde Riva.Ayrıca o ne biçim isim*?
(Y/N: İsim bulamadım.Ona yakışacak yani.)
"Geldiiiiiiiiii~"dedi bir kadın sesi.Ses,dalgakıranlara çarpan felaket dalgaları ve şeytanın çıngıraklı yılanın sesi gibiydi.İkisi birleşince bir tuhaf oluyordu.Tıpkı Juvia'nın sesi gibi.Tatlı ve yavaşça kıyıya vuran dalga sesleri gibiydi.Ve Kiseki,onunkiler ne kadar karakterine uymasa bile güneş ışıklarının yağmurlu bir günden sonra oynaması gibiydi.Bu şekilde benzetme yapmayı bana annem öğretmişti.
Benim sesimin rüzgar gibi kısa ve öz olmasından memnunmuş.Onunkiler tıpkı bir meleğinki gibiydi.
"Sonunda geldiniz!Seni çok bekledim,Lucy!Ve Juvia!Ama...Kiseki.
Keşke sen gelmeseymişsin.""Senden daha fazla nefret ettim."
"Çoğu ölümsüz ve ölümlü gibi."kıkırdadı ve kemikli parmağını bana uzattı."Bunu mu istiyorsun?"parmağını şıklattı ve bir kaymera* zindan getirdi.Zindanın içinde Lisa vardı.
"LİSA!"
"L-Lucy..."
"Onun ölmesini istemiyorsan,bana bir şey vermen gerekiyor."
Tilki gibi sırıtmıştı ve ondan bir kere daha tiksindim."Başka birini.""Ne...diyorsun sen?!"dedim ama cümleyi korkakça söylemiştim.
Gözbebekleri küçüldü ve kafasını geri çekti."O!O ikisinden birini!"
"İmkansız!Beni al!"
"Asla seni almam.Tanrı seni koruyor.Nedenini bilmiyorum.Ama sen olmazsın."Somurttu."Git geber."
"Seni-"tam saldıracaksın Juvia beni tuttu.İleri baktım.Kiseki?Riva'nın tam önündeydi ve aurası kararmıştı.Bu neydi böyle?
Korku filmi mi?Juvia'dan kolumu çekmeye çalıştım ama bırakmıyordu."JUVİA?BIRAK BENİ!HEMEN!"Dostu dosta düşman etmeye çalışıyordu.Juvia başını kaldırdı.Gözleri her zamanki canlılığın yitirmişti.Tıpkı bir...ölü gibiydi.
"Dikkatli atak yap.Aptal."Ne?
"Sen ne diyorsun,Juvia?"şaşkınlığımı gizleyemiyordum.Bu neydi ya?
Eliyle tuttuğu kolum morarmıştı.Uçlardaki açıklardan görmüştüm."Sadece..."eskisi gibi sıcaklaştı.Gülümsedi ve güven veren sesiyle;
"Beni unutma."Riva'ya doğru ışık hızında uçtu ve onu duvara fırlattı.Riva hemen ayağa kalkıp onu çekti ve kanatlarını yoldu.Juvia acıyla çığlık attı ve geriye zıpladı.Etraflarındaki kare alandan dışarı çıkamazdı.Riva eline bir mızrak aldı ve Juvia'ya doğru uçtu.Juvia çok kolay kurtuldu.Tek bir adımı yetmişti.Biz bu sırada Juvia'nın büyüsü nedeniyle kıpırdayamıyorduk..Sadece Juvia'nın düşüşünü izliyorduk ve Kiseki artık bakamıyordu.Gözlerini sıkıca kapamıştı.
Riva o sırada her yanında ışınlanmaya başladı.Juvia nereye baksa onu görüyordu ve en sonunda arkasında durup koluna mızrak batırdı.
"Gücün bitiyor."
"Sen asla kullanamazsın."
Mızrağı kalbine sapladı.
"JUVİA!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
estrella blanca // LisLu
Romance"Sanırım en iyi seçimim Lucy." ~ DİKKAT!Eşcinsel KİTABIDIR! (Watty'deki ilk LisLu kitabı.) (18.05.16) Kopya görürsem canından bezdiririm.