Düşman

51 6 2
                                    


..............................

Güldüğümü duyanlar sustular ve salon tekrar sessizleşti.

-Aslında buraya çıkıp gücümle övünmek istemezdim ama liderliğimi kanıtlamak zorundayım değil mi?

Birkaç adım geriye çıktım. Ön safhada yer alan bazıları bu hareketimden korkup onlarda geriye çekildiler.

Ellerimi hafif yukarı kaldırdım. Masaların üzerinde duran bardaktaki suları havalandırdım ve kendime yönelttim. Suyun elbiseme değmeyecek şekilde etrafımı sarmasını seyrettim. Ardından avucumda oluşan alevlerden etrafıma bir çember çizdim ve ateşin yükselmesini sağladım. Rüzgar elementi ile de etrafta esinti oluşturdum. Oluşan esinti ateşi körüklüyor ve suyu dalgalandırıyordu. Saçlarım uçuşurken gözlerimi kapattım. Sıra toprak elementine gelmişti.

Salonun etrafını saran çiçekler ve orta boylu ağaçların büyümesini hayal ettim. Ağaçlar büyüyerek tüm tavanı kaplamışlardı. İşte şimdi gerçekten doğada gibiydik.

"Ama bu imkansız!" "Dördünü de kullandı! Hem de peşpeşe!"

Ellerimi indirdim ve ateş çemberinden dışarı çıktım.

-Dört elementi de kusursuz şekilde kullanabiliyorum. Ve... Akıl okuyabiliyorum, dedim.

Herkes afallamıştı. Bunu idrak edemiyorlardı. Daha doğrusu kabul edemiyorlardı.

İnsanları sakinleştirmek için suyu yere akıttım ve ateşi söndürdüm. Rüzgarı durdurdum. Ağaçlara dokunmadım, çünkü böyle çok güzel görünüyorlardı.

-Eee, bu kadar konuşmak yeter, dedim. Biraz eğlenelim artık değil mi?

Gülümseyerek sahneden inerken herkes beni olanca gücüyle alkışlıyordu. Alkışlamalara daha çok gülerek teşekkür ettim. Benden sonra sahneye teyzem ve amcam çıktı. Beni tebrik ettiler ve böyle bir yeğenleri olduğu için gurur duyduklarını söylediler. Hareketli bir müzikle birlikte içki servisi yapılmaya başlandı. Herkes bu gece çok güzel giyinmişti ve buna değmesini istiyorlardı.

Teyzem ve amcamın yanına gittim. Oldukça mutlu görünüyorlardı. Amcam konuşmamı oldukça beğenmişti. "Hazırlansan bu kadar iyi konuşamazdın." Dedi. Daha sonra yanıma Afreda ve Adrena geldi. Onlarda gecenin en güzel kızlarındandı. Evan beni görünce elleriyle kalp şekli yapıp bana öpücük yolladı. Onları çok özlediğimi fark ettim. "Aras nerde?" Diye sordu Evan'a. Evan etrafına bakındı. "Az önce buraydı." Dedi. Belki balkona çıkmıştır diye düşündüm çünkü salonda gözükmüyordu. Birlikte hoş sohbet ettikten sonra Nicolas yanımıza gelip beni dansa kaldırdı. Evan şikayet edip "Ama önce ben dans etmek istiyorum" diye mızmızlandı. Gülümsedim ve "bir daha ki sefere" deyip Nicolas ile sahnede yerimizi aldık.

Şimdi fark ettim de Nicolas oldukça şık olmuştu bugün. Diğerlerinin aksine gece mavisi bir takım giymişti. Ve oldukça yakışmıştı ona. Dans ederken dostça muhabbet ettik. Konuşmamı oldukça beğenmişti. Korkmamamı söyledi. Bu gece herkese liderliğimi kanıtlamıştım.

Pistte bizim gibi birkaç çift daha vardı. Geneli şuan bir şeyler içip yemekle meşguldü. O sırada dans eden bir çift bizim olduğumuz yere yaklaştı.

-Eşlerimizi değiştirelim mi Nicolas?

Bunu diyen Andre idi. Şu beni sakinleştiren çocuk.

Nicolas gönülsüzce ellerimi bıraktı ve Andre'nin eşi olan sarışın kızın yanına gitti. Andre önüme gelip hafifçe eğildi ve elimi tuttu.

-Merhaba Melody.

-Merhaba Andre, nasılsın?

Andre de bu akşam kendine oldukça özen göstermişti. Bir çok büyücü kız ona bakıp beni kıskanıyorlardı. Elementleri kullanmada oldukça becerikli bir büyücüymüş. Havadan sudan konuşarak müziğe kaptırdık kendimizi.

Gözüm sürekli Martin'i arıyordu. Bu gece için iyi planları olduğunu zannetmiyordum.

-Andre, sen Martin'i tanıyor musun? Saf kan vampirlerden.

Andre bir an durdu. Şaşırmayla karışık bir gülümsemeyle "Onu kim tanımaz ki?" dedi.

Onu tanımamış olmama şaşırmıştı.

-Kim peki? Diyerek ısrar ettim.

-Duymak istediğine emin misin? Dedi.

Evet anlamında başımı salladım.

-İlk ortaya çıktığın zamanlarda birisi evine saldırmıştı hatırlıyor musun? Bacağını kırmıştın.

Bunu nerden duyduğunu bilmiyordum. İnsanlar beni tahmin ettiğimden daha sıkı takip ediyorlar.

-Evet, babamı öldüren ve beni öldürmeye çalışan Oswald Morris'in karısıydı, dedim.

-İşte, Oswald'ın oğlu. Martin Morris.

Oswald Morris...

Beni öldürüp kanımı içmek için birçok insanın hayatını alan, babamı öldüren ve beni kovalarken annem tarafından kafası kopartılan adam...

Ve onun oğlu...

Martin Morris...

Sanırım en büyük düşmanımı bulmuştum.

Tam o sırada birkaç bağırış ve çığlık duyduk. Andre'den ayrılıp hızlıca o tarafa yöneldim. Salonun balkonundan geliyordu ses. Nicolas da peşimden koşarak geliyordu.

Ve iki siyah göz gördüm. İntikam dolu... Bana bakıyorlardı. Ve sonrası karanlık...

Melody! Haykırışlarını duyuyordum. Bir el beni tutuyordu.

Ve o kan kokusu.

Nefis...

etw�V���Ut

Düşlerin Ötesinde (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin