Lapland Akademisi

219 33 0
                                    

Bilgisayar ekranındaki yazıyı tekrar ve tekrar okudum.

Sayın Melody Sanders, Lapland Akademisine kabul edildiniz.

Yarın akşam yola çıkacaktık. Uçak biletlerini almıştık. Bir yanım hiç gitmek istemezken diğer yanım gitmek zorunda olduğumu söylüyordu. Ben buraya ait değildim. Ben farklıydım. Gideceğim akademi de benim gibi farklı olanların eğitildiği bir yerdi. Ayrıntılı olarak bilgim yoktu ama Afreda'nın anlatmasına göre çok görkemli ve fantastik bir yerdi.

Sinem ve diğerlerine bir açıklama yapma mecburiyetindeydim. Aniden okuldan ayrılmam herkesi şok ettiğine eminim. Üç gündür okula gitmiyordum. Zaten okuldan ayrıldığıma dair belgeler imzalanmıştı. Sonuç olarak bugün onlarla buluşacaktım. Bir kaç yalan söylemek üzere kendimi hazırlamıştım ama yalan söylemek konusunda hiç iyi değildim. Bu yüzden daha inandırıcı olması için gerçeklerin yönünü biraz değiştirmeye karar verdim. Onlara İngiltere'de ki teyzemin yanına gideceğimi, oradaki bir okulda öğrenimime devam edeceğimi söyleyecektim. Neden aniden gitme kararı aldın diye sorarlarsa teyzemin eşinin vefat ettiğini ve onu yalnız bırakmak istemediğimi söyleyeceğim. Annemin ise işlerini hallettikten sonra İngiltere'ye geleceğini de söylemeyi ihmal etmeyecektim.

Dışarı çıkmak üzere hazırlandım. Saçlarımı dağınık topuz yaptım. Daha sonra dövmenin gözükme ihtimaline karşı serbest bıraktım. Genelde saçlarımı topladığım için şuan ki görünüşümü yabancılamıştım. Genel olarak iyi görünüyordum. Yüsra'nın aksine Melody daha hoşuma gitmeye başlamıştım. Ayna karşısında çok oyalanmadan çantamı alıp evden çıkacaktım ki kapının kenarında dikilen Aras'ı gördüm. Sorgulayıcı bakışlarım Aras'ı konuşturmuştu.

-Senin yalnız gönderemem, o kadın hala ortalıkta, dedi.

Bunun üzerine sağ elimi ona doğru uzattım ve avucumun içindeki oluşan sıcaklığı serbest bıraktım. Aras'ın gözleri bir mucizeye tanık oluyormuş gibi bakıyordu.

-Bu harika...

Sesindeki hayranlığı gizleyememişti. Açıkçası bende hala nasıl yaptığımı bilmiyordum ama bu hoşuma gidiyordu.

-Ayrıca, dedim. Seni benim yanımda görmeleri değişik düşüncelere yol açabilir. Böyle bir şeye asla izin veremem, dedim ve Aras'a göz kırptım.

Göz kırptım. Ben. Aras'a. Göz.

Bu kesinlikle Yüsra değildi. İçimde taşan Melody'i hissediyordum. Ve bu her geçen dakika daha da hoşuma gidiyordu. Çünkü artık tamamen kendim gibi davranıyordum. Yüsra gitmişti.

Kapıyı ardımdan kapatırken son kez Aras'ın yüzüne baktım. Şaşırmıştı, benden böyle bir şey beklemiyordu ve mutluydu. Aras'ın ilk defa düşüncelerini çok kısa bir süre okudum. Çünkü çok merak etmiştim. İlk kez. Yüsra olsa merak etmezdi. Bu Melody'di.

Babamın öldüğü gün mutfaktaki büyücü kadın, güçlerim gelişene kadar insan benliğinde kalmamı sağlayan bir büyü yapmıştı. Böylece insan halimle dikkat çekmeyecek, güvende olacaktım. Öyle de olmuştu zaten. Bu yaşıma kadar hep güven içinde huzurla yaşayan bir Yüsra olmuştum. Ama artık güçlerim gelişiyor ve Melody, Aryas taşının içinde kalmak istemiyordu. Yüsra'yı bu dünyaya tutan güç yavaş yavaş azalıyor, yerini Melody almaya başlıyordu.

Bütün yolu bu düşünceler içinde yürümüştüm. Kafeye geldiğimde bizimkiler büyük bir masada oturuyor, kendi hallerinde konuşuyorlardı. Ahh ne kadar özlemişim onları. Hızlıca yanlarına vardığımda Sinem beni farketmiş hemen boynuma atılmıştı. Diğerleri ise yüzüme şaşkın şaşkın bakıyorlardı. Sinemi hiç bırakmak istemiyordum. O benim en iyi arkadaşımdı. Canımdı. Ama şartlar bunu gerektiriyordu.

Düşlerin Ötesinde (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin