İlk Öpücük

56 6 0
                                    


Multimedya; Nicolas Allen.

Nicolas;

Balo gecesi:

Martin'in gözleri Melody'e kilitlenmişti. Elindeki bir şeyi yukarı kaldırarak Melody'nin üzerine doğru koşmaya başladı. O kadar hızlıydı ki göz açıp kapayıncaya kadar Melody yere düştü. Andre o sırada Melody'nin tam yanındaydı, o bile bir şey yapamamıştı. Martin yerde yatan Melody baktı ve güldü. Andre ve ben aynı anda Martin'in üzerine çullandık. Onu yere yatırdık. Ancak Martin'in "Saldırın!" diye bağırmasıyla baloda bulunan yaklaşık 30 küsür kişi balkona geldi ve bizi bir güzel benzettiler. Melody'i o zaman gözden kaybettik. Yerde yatan yaralı çocuk da yoktu. Son gücümüze kadar onlara engel olmaya çalıştık ama sayıca üstündüler.

Anlamadığım bir şekilde baloda bulunan kimse yardımımıza gelmiyordu. Neredeydi bu millet?

Artık tekmelere dayanacak gücüm kalmamıştı. Gözlerim kendiliğinden kapandı ve bilincimi kaybettim.

Uyandığımda bıraktıkları yerdeydim. Etrafımda kimse yoktu. Ayağa kalkmaya çalıştım. Oldukça kötü yaralanmıştım. Andre'ye bakındım ama göremedim. Balo salonunda çıkıp akademiye gittim.

Büyücü akademisinde kimse yoktu. Yol boyunca kimseyle karşılaşmamıştım. Neredeydiler?

Çaresizlik içindeydim. Nereye gideceğimi bilmiyordum. Beni neden götürmemişlerdi yanlarında? Etrafta tek bir ses dahi yoktu. Akademiden çıkıp bahçeye indim. Arenaya doğru ilerledim. Yine kimse yoktu. Sanki yer yarılmıştı da içine girmişti herkes.

Arenanın uç köşesinde silah malzemelerinin olduğu kulübeye yöneldim. Kendimi savunmak için silahlara ihtiyacım vardı. Kulübeye girdim. İçerisi neredeyse bomboştu. Sadece birkaç tane ok ve bir yay vardı. Çaresizlik içinde yere oturdum ve sırtımı duvara yaslandım.

Bir tıkırtıyla kafamı boş rafların olduğu dolaba yönelttim.

-Kim var orada? Diye bağırdım.

Tekrar aynı tıkırtılar geldi. Ayağa kalkıp sesin geldiği yöne gittim. Dolabın arkasın bakmamla başıma bir darbe yedim ve yere düştüm. Başım çok acımıştı. Ama çok güçlü vuramamıştı. Vuran kişiye baktım. Saçları dağılmış, elbiseleri yırtılmış ve yer yer yaraları olan bir kızdı.

-Sakin ol, ben büyücüyüm, dedim.

Kız dikkatlice bana baktı, sonra elindeki sopayı yere atıp yanıma geldi.

-Öz...Özür dilerim! Seni vampir sandım, dedi titrek sesiyle. Çok korkmuştu. Elleri titriyordu. Gözleri dolmuş, dokunsan ağlayacaktı.

-Sorun yok, dedim ve oturur pozisyona geçtim. O da benim karşıma biraz uzağa oturdu.

-Neler oluyor? Dedim. Neden kimse yok etrafta, biliyor musun? Diye sordum.

Adının Birdy olduğunu öğrendiğim kız güvenebileceği birini bulmanın rahatlığıyla her şeyi anlattı bana. Ben orada yaklaşık bir gündür baygın yatıyormuşum. Ve Birdy anlattıklarıyla beni şok etti.

Bu tahmin ettiğimizden de geniş çaplı bir plandı. Anlattığına göre Oswald hala hayattaydı. Herkes onu biliyordu ancak o pislik yaşıyordu ve yaklaşık 10 yıldır plan yapıyordu. Kendi tarafında bir sürü adamı vardı. Akademiden 90 km uzaklıkta bir sığınma yeri yapmış. Oswald akademi dışında yaşayan neredeyse tüm vampirleri kendi tarafına çekmişti. Akademi de ise oğlu Martin işleri yönetiyordu. Baba-oğul mükemmel bir uyum içinde çalışmışlardı ve büyük planları kusursuzca işlemişti.

Düşlerin Ötesinde (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin