** Selam ! Yazılı haftam olduğu için haftada 1 bölüm yayınlayacağım. Üzgünüm ! Bu arada multimedyada küçük Jade var. :) Küçüklük hali işte. Haru'nun balayı için bulduğu yer nasıl ? Bu arada birkaç fikrinden dolayı Kubraardic'e teşekkür ederim ! Sizde söylemek isterseniz, mesaj atmanız yeterli olacaktır. Bölüm şarkımızla iyi okumalar !
Gözlerim bağlı ve ben bekliyordum. Dışarıdan, akan bir derenin sesi geliyordu. Doğanın kucağındaydık, ne güzel ! Fakat nedense, araba sesleri falan yoktu. Yerine, at kişnemesi vardı. Ayak seslerini duydum. Haru, yanıma geldi ve gözlerimi açtı. Bir kaç kez kırpıştırdım ve her şey daha net gözükmeye başladı.Akşamdı ve etrafta ışıklandırma, elektirik yerine meşalerle ile sağlanmıştı. Elektriğin olmadığı hangi cehennemdeydik ? Neredeydik ?
Haru " Korkma, doğru yerdeyiz. Burası benim büyüdüğüm yer, Jade-chan."
" Kaç yılındayız ? " dedim.
" 1500 olması lazım."
" Hani 1000 yıllıktın. Bana öyle demiştin. 513 yaşında oluyorsun."
" Seni korkutmak için söylemiş olduğum bir laftı."
" Yani senin çocukluğunun geçtiği, köyde miyiz ? "
" Evet, istersen balayımızı başlatalım." dedi ve beni kucağına aldı.
Kapının önüne geldiğimizde ayakkabılarımızı çıkardı. İçeride iken yere indirdi. İçerisi gayet iyiydi. Sadeydi ve geleneksel bir Japon eviydi. Yukarı çıkan bir merdivende vardı. Fakat bizim orayı kullanacağımızı sanmıyordum çünkü, bu kat gayet genişdi.Banyoyu ve küçük bir alan olan mutfak bölümünü görüyordum. Banyonun hemen yanında, bir oda vardı. Fakat salon genişdi. Büyük pencerenin olduğu yerde, iki kişilik bir masa vardı ve orada minik koltuklar. Eminim Japonca adı vardır. Diğer taraflarda minderler ve süsleme yeri.
Haru " İstersen, evi sana açıklayayım. Burası senin için azıcık değiştirilmiş bir Japon evi. Ekstra olarak mutfak eklenildi. Üst kat, bir çeşit kiler. Depolama yeri. Bu oda çok amaçlıdır. Yersin, içersin ve yatarsın. Fakat bir çeşit salonmuş gibi dizayn ettim. Normalde fazla eşya kullanmayız. Şurası gördüğün gibi, tokonomodır. Burası süs eşyaları bulunur ve saygı köşeside var ama eklemedim. Şu sürgülü kapı da, shojidir. Gördüğün gibi, şeffaf ama sağlamdır. İç kapılarda, resimli gördüğün gibi. Bunların adı da Fusumadır. Bunlar saydam değildir. Bizim resimli kapılarımızdaki tema siyah ve beyaz güller gördüğün gibi. Biraz sonra göreceğin yatağı sevecek misin, bilmiyorum. O yatağın adı da, futondur ve ben o yatakları asla değişmem ! Yatak odamız gayet iyi, göreceksin. Orası da geniştir. Yatağımız, minderlerimiz ve masalarımız. Şuradaki masa var ya, onun minderli sandalyelerin özel adı zaisudur. Minderlerinde adı var ama, detay olmasın. Şu aydınlatma andondur. İçinde mum var. Ayakkabıların çıkarıldığı bölüm, genkandır. Öğrendin mi ? "
" Çok uzun oldu. Neyse, Haru. Hadi yatak odasına bakalım." dedim ve yatak odamıza doğru ilerledik.
Karşımdaki oda gayet iyi döşenmişti. Oturma minderleri, küçük masamız vardı fakat yerde çift kişilik bir yer yatağı vardı.
" Haru, bu yer yatağı ne ? " dedim.
Haru " Futon hayatım."
" Bu mu rahat olacak ? "
" Evet, şu an küçümseyebilirsin ama rahat."
" Ben rahat olabileceğini sanmıyorum."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Uyanış
FantasyKleopatra: Pekala, madem gerçekten aşıksın, o zaman, ne kadar, onu söyle! Antonius: Ölçülebilen aşk zavallı bir aşktır. Kleopatra: Peki, ya ben ölçmeye kalkarsam? Antonius: O zaman kendine yeni bir dünya bulacaksın. -William Shakespeare Antonius & K...