Playlist:
- Leona Lewis - Broken
- Katy Perry - The One that got away akustik
- Cem Adrian - Ben Seni Çok Sevdim
Final bölümüdür :*
( 5 Yıl Sonra.)
Kızımın, saçlarını tarıyordum. Uzun, siyah, dalgalı ve gür saçlarını. Belki son kez yapabilirdim. Bugün, bu tarihi günde, hakkım olanları almaya gidiyordum. Yanımda Haru ve Yugin ile. İkizlerimi, canımdan can verdiklerimi ise Sam ve Amber çiftine bırakacaktım. Eğer bana bir şey olursa, ikizlerimi onlar yetiştirebilirdi. Kendi çocuklarıyla. Aradan 5 yıl geçmişti. Bu 5 yıl içinde, değişmemiştim. Değiştiğim tek yer, acılarımdı. Acılara dayanmayı öğrenmiştim. Elimdekilerle yetinmeyi öğrenmiştim. Bana bunları öğreten ise, Haru'ydu. Bu 5 yıl içinde, ikimizde birbirimize tam olmuştuk. Bir bütün olmuştuk. Kavga ettiğimiz anlarda oldu, birbirimize tekrardan aşık olduğumuz zamanlarda. Kızımın saçlarını taradım ve öptüm.
Jadia " Anneciğim, neden bugün Sam Oji'ye ( Oji = Dayı ) gidiyoruz ? Hani babamla beraber Lunapark'a gidecektik ? "
" Tatlım, ben ve babanın gitmesi gereken bir yer var. Oraya gitmemiz lazım." dedim.
" Bizde gidelim. Haden, mızıkçı olsa bile gidelim. Lütfen ! "
" Üzgünüm, bebeğim. Zaten zamanı geldiğinde oralara gideceksiniz. Küçük sırt çantanı aldın mı ? "
" Evet, aldım."
" İyi, o zaman. Hadi babanların yanına gidelim." dedim ve kızımın elini tuttum.
5 yaşında olmasına rağmen, gayet zekilerdi. Bu yüzden onları kandıramazdım. Sadece bir oyalayabilirdim. Aşağı indiğimizde, Haru oğlumuzla beraber oturuyordu. İkisi birlikte ne güzel gülüyorlardı. Oğlum ve kocamın gülüşleri, beni mutlu ediyordu. Oğlum, bakışlarını bana çevirdi ve sonra koşarak bana sarıldı.
Haden " Haha ( Japonca annem ) ! "
" Oğlum ! " dedim ve ona sarıldım.
Kokusunu içime çektim. Sonra Haru'nun yanına oturdum. İkizler ise, ayakta bize bakıyorlardı. Jadia, gittikçe güzelleşiyordu. Siyah saçları, yeşil gözleri ile muhteşem bir güzellik olacaktı. Şimdiden bile nazlı nazlı salınıyordu. Kim bilir, yetişken peşinde kimleri koşturacaktı nazlı kız ? Oğlum da, güzeldi. O da kızım kadar, çok yakışıklı olacaktı. Şimdiden etrafa çapkınca bakıyordu. Haru, elimi sıktı.
Haru " Şimdi, dayınız gelecek. Sakın, onun sözünden çıkmayın tamam mı ? Biz geri dönünceğe kadar, onu dinleyin. Eğer dönemezsek de, davamızı sürdürün. Ve sizi daima sevdiğimizi hatırlayın, Haruto ve Airi." dedi ve aile kucaklaşması yaşadık.
Sarılmamız bittiğinde, kapı çaldı. Kapıya baktım ve gelen Sam, Amber ve tatlı sarı kızları Kristen geldi. Kristen, boynuma " Halacım ! " diye sarıldı. Kucağımda onunla içeri girdim. Benim, kıskanç oğlum hemen Kristen'ın ayaklarını tutmaya başladı.
Haden " Bırak annemi ! O, benim ! Senin annen orada ! "
" Haden ! Böyle deme, tatlım." dedim ve Kristen'ı aşağı indirdim.
Sam " Eminim, sapasağlam döneceksiniz. Hadi, sevimli ikizler ! Gidelim." dedi ve ikizler bize baktıktan sonra, Sam'in elinden tutarak gittiler.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Uyanış
FantasyKleopatra: Pekala, madem gerçekten aşıksın, o zaman, ne kadar, onu söyle! Antonius: Ölçülebilen aşk zavallı bir aşktır. Kleopatra: Peki, ya ben ölçmeye kalkarsam? Antonius: O zaman kendine yeni bir dünya bulacaksın. -William Shakespeare Antonius & K...