**Merhaba okur-chanlarım ! İşte y.b. zamanı ! Nasıl buldunuz ? Yorumlarınızı ve votelarınızı isterim. Ayrıca Kurban Bayramında bol y.b. yayınlamayı düşünüyorum. Bölüm şarkısı ile iyi okumalar. Dumanı severim ! ****
Denizin rahatlatıcı ve tanıdık gelen kokusu, burnuma geliyordu ve rüzgar saçlarımı uçuyordu. Başımda kır çiçeklerinden oluşan bir taç vardı. Beyaz elbisem ile mükemmel uyuyordum. Çevreme bakındım. Beyazlar içinde Haru gelmişti. Bana gülümsüyordu. Ellerini belime koymuştu ve bende boynuna dolamıştım.
Haru " Rüya gibi bir yerdeyiz, değil mi ? "
" Evet. O kadar huzurlu bir yer ki." dedim ve birden Luis çıktı.
O da beyazlara bürünmüştü. Arkasından Sofia ve Jack geldi. Bir yandan bana bakıyordu, diğer yandan Sofia'nın elini tutuyordu. Bakışları üzgündü. Sonra Haru'ya baktım.
Haru "Yakında üzüntüsü geçecek. Korkma ! Ama sana aşık olmaktan asla vazgeçemeyecek. "
" Vazgeçsin veya vazgeçmesin umurumda değil. " dedim.
" Benim tek istediğim sensin. "
" Benimde sensin. Ruhumun derinliklerine inen tek kişi sensin. "
" Şu an için, tek kaybımız birbirimizi geç bulmamızdır. Ben yüzyıllarca seni aradım ve sonunda buldum." dedi ve elini yanağıma koydu.
Gülümsedim. Bu anı bozmak istemedim fakat hava karardı. Fırtına çıkacağı belliydi. Birden karanlık sihrimi hissettim ve enerjimi ilk Sofia'ya fırlattım. Belki yapmak isteyeceğim bir şeydi fakat şimdi olamazdı. Sonra Del ve Yugin vurdum. Yere yığıldıklarında öldüklerini anlamıştım. Hayır, ben en yakın dostlarımın katili olamazdım. Sihrim sayesinde Jack dizlerinin üstüne düştü.
Jack " Yapma, Jade ! Kendine gel ! " diye bağırıyordu.
Sihrim bu sefer, Luis'i hedef almıştı. Luis'i yere düşürmüştü ve acı içinde kıvranmasını sağlamıştı. Haru'ya baktım. Karanlık sihrim bu sefer ona dokunmamıştı fakat beni sarmalıyordu.
" Haru, kurtar beni ! "dedim.
Haru " Kurtaracağım sevgilim ! Dayan ! " dedi ve beni saran ipleri çözmeye çalışıyordu.
İpler, onu uzaklaştırdı ve beni boğmaya başladılar. Bağırmamı engelliyorlardı. Karanlık Jade'nin kahkahalarını duyuyordum. Hayır, böyle ölmemeliydim. Bedenimi bu şekilde elde etmemeliydi. En sonunda uyandırıldım, gerçek dünyaya döndüm. Yoksa bu işkenceye dayanamazdım. Şükürler olsun ki, rüyaymış. Kendimi Haru'nun kolları arasında buldum. Yüzü endişeliydi ve o sevimli Japon gözleri endişeli bir şekilde bana bakıyorlardı.
Haru " Geçti bebeğim, geçti. Korkma ben varım, Luis var. Del ve Yugin ölmediler, yaşıyorlar."
" Korkunçtu ! Ben hepinizi öldürmüştüm. Beni kurtaramadın. "
" Korkma ! Biz beraber, karanlık tarafını kontrol edeceğiz ve sonunda ölüm olmayacak."
" Ölüm olacak ve katil ben olacağım. En sonunda ise, kendimi öldüreceğim. " dedim ve hıçkırarak ağlamaya başladım.
Hıçkırıklarım arasında boğuluyordum. Haru sımsıkı sarıldı ve ben sustum. Sustuğumu görünce, vampir özelliği ile içeri gitti ve elinde bir tepsi ile geri döndü. Kahvaltı tepsisine bakınca, gülümsedim. Tanrım ! Beni nasılda mutlu ediyordu ? Yatağıma ilk kahvaltı taşıyan kişi o değildi, - Luis, ilk yapmıştı.- fakat mutlu olmuştum.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Uyanış
FantasiKleopatra: Pekala, madem gerçekten aşıksın, o zaman, ne kadar, onu söyle! Antonius: Ölçülebilen aşk zavallı bir aşktır. Kleopatra: Peki, ya ben ölçmeye kalkarsam? Antonius: O zaman kendine yeni bir dünya bulacaksın. -William Shakespeare Antonius & K...