Yağmurlar-

505 59 38
                                    

Merhabalar! Hikayeyi okuma listenize eklemeyi unutmayın olur mu?

Keyifli okumalar...


***

(AFRA)

   Bin kere tekrarı olmazdı bu yaptığım şeyin. İnsanlar hayatlarında bir kere böyle büyük kararlar verir ve sonuçlarına katlanırlardı. Bahadır'ın avucuna elimi koyup yerimden kalkmıştım. Evden çıkarken annemin eşyalarını almayı akıl etmiştim. Bir daha oraya dönmektense kendimi öldürmeyi yeğlerdim.

"İyi misin? "

"İyiyim. "

Zangır zangır titreyen bedenim dışında gayet iyiydim. Sıcacık bir avucun içinde, karanlık bir sokakta yürüyordum.

"Korkuttu mu seni? Bir şey mi yaptı? "

"Hayır. Bir şey yapmadı. "

"Tamam, sakin ol daha fazla titreme lütfen. Bayılacak gibi duruyorsun. "

O an aniden başlayan yağmurla gülümsemeye başladım. Yağmur az yağardı bizim buralarda. Her yağmur yağdığında iyi şeyler olurdu. Yani annem öyle anlatırdı bana. Bu iyiliğin, güzelliğin habercisidir derdi. Belki benimde hayatımda güzel bir şey olacağının sinyaliydi bu yağmur.

Avuçlarımı havaya kaldırıp damlaları hissetmeye çalıştım. İyiydim. Şimdilik iyiydim.

***

(BAHADIR)

Afra ellerini yukarı doğru açmış yağmur damlalarını avuçluyordu. Yağmur damlaları dışında gözlerinden de güzel damlalar akıyordu. Onu o şekilde saatlerce izleyebilirdim. Gözlerini açıp bana diktiğinde ağzından çıkacak cümleleri bekledim.

"Neden yapıyorsun? "

"Annem bana insanlara iyilik yap dedi. "

"Benim annemde bana yağmur yağdığında güzellikler gelir derdi. Yağmur yağıyor ve sen yanımdasın. Neden? Neden Bahadır? "

"Bilmiyorum rüzgar ile gelen. Bilmiyorum. Sadece seni korumak istiyorum anlıyor musun? Kendimden bile korumak istiyorum. "

Kafasını sallayıp yürümeye devam etti. Bende arkasından gittim. Arabayı açıp içeri girmesini bekledim. O ince bacaklar üst bedenini nasıl taşıyordu hala bunu anlamış değildim. Gerçi üst bedeni de büyük sayılmazdı ya neyse.

"İş ne oldu? Çözüldü mü? "

"Halloldu gibi. Yarın Trabzona'a uçacağım sabah. "

"Ben? Ben ne olacağım? "

"Sen otelde kalabilirsin. Ya da benimle gelmek ister misin? "

"Uçak? Ben daha önce hiç uçağa binmedim ama. "

"İlk olur işte. Bir otele gidelim de yemek yerken bunları konuşuruz. Sahi sabahtan beri ne yedin sen? "

"Kahvaltı yapmıştım otelde. Ama zaten ben çok acıkmam. "

"Belli oluyor o kırk kilo falansın herhalde. "

"Elli bir kiloyum. Hafife alma bence beni. "

"Geçen gece taşırken gayet hafiftin oysaki. "

Gözlerini devirerek dışarıyı izlemeye başladı. Ben bir yola bir ona bakıyordum. Resmen şaşı olmuştum ona bakacağım diye. Radyo çalsaydı iyi olurdu. Onun konuşacağı yoktu...

***

(MERYEM)

"Seninle gurur duyuyorum kocacığım. Senden başka kimse bu işi beceremezdi. "

KANSERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin