En Baştan-

299 27 103
                                    

Merhaba! Ben geldim..

Keyifli okumalar!

***

(Bahadır)

Aslında dedeme abimin yaptığını, beni düşürdüğü zor durumu anlatmayacaktım. Ama bilmesi lazımdı, işler aksayabilirdi ve karşı firmaya yüklü bir tazminat ödeyebilirdik.

Afra'ya gülümseyerek baktım. Bakışlarımdan anlamıştı tabii ki... Odayı terk etmişti. Meryem yengem ise kahvaltının hazırlanmasına yardımcı oluyordu bu esnada...

'Bahadır'ım söyle bakalım bu kız kimdir? '

'Muğla'dan bir tanıdık. Kötü biri değil inan bana. Üniversiteye gitmek istiyor, burada seninle kalsın sınava hazırlansın istiyorum. '

'Kimdur necidur nasıl aynı çatı altına gireyim tanımadığım kız ile.. Belalı mıdır? Hırsız mıdır? Arsuz mudur?'

'Belalısı babası maalesef... Çok-çok dövüyordu kızı. Parkta insanların ortasında öldüresiye dövdü... Dede... Dayanamadım. Gülsüm'den ne farkı var? Daha ufacık çocuk! '

'Seni diğer şerefsuzlerden daha çok sevmemin nedenini bir kere daha anladım, vicdanlı çocuğum benim... Hep iyilik düşünen evladım. Allah senin karşına senin gibi merhametlisini çıkarsın... Bizim bu Meriyem gibi hayırsızını çıkarmasın inşallah...'

'Amin dedem... Amin. Allah sana uzun ömürler versin, başımızdan eksik etmesin... '

'E kalsın madem burada. Hem yalnızlıktan sıkılıyordum bende... '

'Kızın üstüne gitmek yok. En baştan anlaşalım. O ders çalışacak, üst katta benim odamı hazırlatacağım ona. Hem Meryem gelinin var sıkmaz hiç canını senin. '

Gülerek bu cümleyi söylediğimde bastonunu bir hışımla havaya kaldırmış ve aniden ayağıma vurmuştu.

'De get oradan! Meryem imiş! Meriiyeem kahvaltı hazır değil mi?! '

'Hazır, hazır babacığım. Kız ufaklık az elin değsin masaya, sen nasıl hizmetçisin! '

'Yenge! Afra bizim misafirimiz! Hizmetçimiz değil. '

'Gelin! Bahadır haklı. Hizmetçimiz bile olsa kimseye böyle davranmaya hakkın yok. Açtırma sabah sabah ağzimu!'

Yengem bana sinirle bakıp gerisin geriye çıktı odadan. Afra topuklu ayakkabılarını eline almıştı, etrafında bırakacak yer arıyordu... Kapının köşesinde gördüğü boşluk bir alana bıraktı... Ve sonrasında çıplak ayakları ile masanın etrafında dolanıyor bir şeyleri yerleştiriyordu.

Yanına doğru ilerliyordum ki kapıdan bir çığlık geldi!

'Aaabiiii! '

'Canııım, güzeliim..'

Gülsüm, elinde çantası ile salona giriş yapmıştı. Önce bana sıkıca sarılıp, sonra dedeme doğru koşturdu. Dedemi bir sağa bir sola sallayarak ayağa kaldırdı. Uzun zamandır gelmemesi bizi üzmüştü. Zaten biraz daha gelmeseydi ben gidecektim yanına.

'Aa şeyy-merhaba. '

'Afra ben. Merhaba. '

'İsmin ne kadar güzelmiş. Bir de benimkine bak. Gülsüm. Resmen babanne ismi. '

'Zaten babannemizin ismi o. '

Gülsüm kaşlarını kaldırarak kahkaha atmış ve masanın üzerindeki zeytinlerden ağzına bir kaç tane atmıştı. Afra kaşlarını kaldırmış ve kardeşime şaşkın bakışlar atıyordu...

KANSERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin