the vengeance || muke (+)

+6

Luke ilk kez beden eğitimi olmasına lanet etti.

Michael tam karşısında duruyor, tüm seksiliği ve çıplak bedeni ile müzedeki en ünlü sanat eseri gibi parlıyordu. Saçları saniyeler önce tişörtünü çıkarırken birbirine karışmıştı ve pantolonu da altında değildi. 

De Ja Vu.

Luke. Buna. Kesinlikle. Alışkın. Değildi.

"Şey, eğer istersen pantolonunu-"

"Kapa çeneni, inek öğrenci." Michael, Luke'a doğru yaklaştı ve Luke'un sırtı dolaplara yaslanıncaya kadar devam etti. Bir bacağını onun bacak arasına yerleştirirken bedenleri çok fazla yakındı ve Luke bu duyguya çok fazla yabancıydı. Calum ile hiçbir zaman bu şekilde flörtleşmemiş, birbirlerine tatlı öpücükler ve sarılmalar bahşetmekle yetinmişlerdi. Tamam, bir -belki de iki- kere sevişmiş olabilirlerdi ama kesinlikle fazla sert değildi.

Michael şu anda yaptığı hareketle bile ne kadar sert seviştiğini ifade edebiliyordu.

"T-Tanrım." Luke kızaran suratını yere doğru çevirdi ve saçları arasındaki pembe  dudakları görmezden gelmeye çalıştı. "M-Michael, be-bence o-onu."

"Neyi?" Michael kendini Luke'a daha da yakınlaştırdı. Bacağı çocuğun alt tarafına baskı yapıyor, Luke'u sıkıştırıyordu ve bu Michael için gülümsetici bir etki yaratsa da Luke'un can çekişmesine sebep oluyordu. Ciddi anlamda.

Michael, nefes nefese kalmış ve alnında ter damlaları birikmeye başlayan çocuğa doğru indirdi yüzünü ve nefesini onun suratına doğru üflerken konuştu. "Benden ne istediğini unutuyorsun, Hemmings."

"Tanrı aşkına, senden sevgilim olmanı istedim! Beni si-" Luke erkekliğine baskı yapan Michael'ın bacağını oynatmasıyla cümlesini bitiremedi ve dudakları arasından sıyrılan bir inleme cümlenin devamının yerini aldı. "Ah."

"Oh, bebeğim."

Luke daha fazla dayanamayacağından emindi. Michael'ı hafifçe iterek bacak arasındaki baskıdan kısa bir süreliğine kurtuldu ve bu durumu avantaja çevirerek Michael'dan ayrıldı. Kırmızı saçlı çocuk, Luke'un karşısında şişmiş bir penisle duruyordu ki bu, Luke'un kasıklarında bir zonklamaya sebep oluyordu. Sarışın olan tek kelime etmeden karnını tutarak hızlı adımlarla oradan uzaklaşırken Michael gülümseyerek onun gidişini izlemişti.

öldüm galiba