+10

2.4K 204 140
                                    

"Tekrar teşekkür ederim, Jess."

Jessica derin bir nefes aldı ve yanında oturmuş, elmasını yiyen arkadaşına dönüp "Artık çeneni kapamaya ne dersin?" diye sordu. "Beynimi siktin, Luke."

"Oh, tamam." Luke elmasını yemeye devam etti ve Jessica da sandviçine yöneldi. Birkaç dakika boyunca aralarında hiçbir konuşma geçmemiş, ardından Luke bu sessizliği bozmuştu. "Jess?"

"Hm?" diye sordu Jessica ağzı yemek doluyken.

"Teşekkür ederim."

O sırada elinde kese kağıdıyla masalarına oturan Acer, Jessica'nın edeceği küfürleri boğazına tıkamış ve yüzünde saf mutluluktan bir gülümseme oluşmasına sebep olmuştu.

"Selam" dedi Luke elmasından bir ısırık daha almadan önce. Jessica da saniyeler içerisinde ağzındaki lokmayı bitirip "Selam, güzelim" demişti.

"Bir şey soracağım" dedi Acer öne doğru eğilirken. Ardından kaş göz hareketleriyle yemekhanenin girişine yaslanmış, gözlerini Luke'tan çekmeyen Michael'ı işaret etti ve "Şu çocuk" dedi. "Kızıl kafa. Neden buraya doğru bakıyor?"

"Oh, sikeyim." Luke, Jessica'nın kızgın bakışlarına maruz kalınca "Üzgünüm" dedi. "Küfür etmek istememiştim."

"Sorun değil" dedi Acer gülümseyerek. Luke elmasını alıp ayağa kalktı. "Ben gidip Michael ile konuşayım." 

"Bu oyuna son verebilirsin, biliyorsun, değil mi?" diye sordu Jessica, Luke gitmeden önce. Luke kafasını sallayarak onu onaylasa da cevap vermedi ve girişe doğru yürürken elindeki elmayı da kenardaki çöp kutusuna attı. Michael'ın yanına ulaştığında Michael "Selam" demiş ve her zamanki çarpık gülümsemesini ortaya koymuştu. Luke bundan etkilenmemek için kendi içinde ayrı bir savaş verirken konuştu. "Ne sikime bizim masamıza bakıyorsun?"

"O masada bana ait olan bir şey var."

"Ah, şimdi de 'sen benimsin' olayları mı başlıyor?" Luke gözlerini devirdi. "Söylesene, ne zaman bileğimden tutup beni sürükleyeceksin?"

Michael gülümsemeye devam etti. "Söylediklerin hakkında en ufak bir fikrim yok."

Luke ikinci kez gözlerini devirdiğinde bakışları koridorun başından buraya doğru yaklaşan Calum'a takılı kaldığında yutkundu. Saçları her zamanki gibi düzenliydi, yüzünde günlük bir ifade vardı, üzerinde ise sıradan bir tişört ve bacaklarını saran dar bir pantolon duruyordu. Bu sefer koyu renklere bürünmüştü ve Luke buna aşık olabilirdi. Calum'ın her haline aşık olabilirdi ya, orası ayrı.

Calum ile gözleri kesiştiğinde Luke hemen bakışlarını Michael'a çevirdi ve ne yaptığını ya da yaptığı şeyin sonuçlarını umursamadan kırmızı saçlı çocuğun dudakları üzerine dudaklarını kapatıp göğsünden iterek onu duvara yapıştırdı.



neden update yapmadan duramıyorum aq

neyse bu bölümün sonları çok ekşınlı fşsdisldkhgildfsh

the vengeance ||  muke (+)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin