the vengeance || muke (+)

+15

"Tanrım." Alex, Michael'ın yanına koştu ve kanepeye oturup alnındaki yarayı incelemeye başladı. "Sikeyim."

"Bu sefer bir kız kafanda vazo falan mı kırdı?" diye sordu Shine, Alex'in yanına otururken. Michael'ın yarasına bakıp suratını buruşturdu.

"Kız değil" dedi Michael. Shine kahkaha atarken Alex onun karnına dirseğini geçirdi ve "Gülmeyi kes" dedi. "Ciddi bir şey olabilir."

"Üzgünüm bebeğim ama bir erkek her zaman Michael'ın kafasında vazo kırmıyor."

"Vazo da değil, gerzek. Deney tüpü."

Bu sefer Alex gülmeye başladığında Michael ayağa kalktı ve tekli koltuklardan birine geçerken mırıldandı. "Sik beyinliler."

Alex ile Shine onu duymamış gibi kahkahalarına devam ederken Michael masanın üzerindeki kumandayı aldı televizyonu açtı.

Shine kahkahalarını durdurup Alex'in karnına hafifçe dirseğini geçirdi ve dalga geçercesine konuştu. "Gülmeyi kes. Ciddi bir şey olabilir."

Alex durdu ve Shine'a sert bir bakış attı. Shine ellerini iki yana kaldırıp 'ben suçsuzum' demek için dudaklarını araladığında kız onu yakasından tutup kendisine çekti ve dudaklarını çocuğun dudakları üzerine kapandı.

"Ah, önümde yapmayın" diye homurdandı Michael başının ağrısından dolayı şakaklarını ovalarken. "İğrenç."

"Luke ile koridorun ortasında sevişirken iğrenç demiyordun" dedi Shine, Alex dudaklarını ayırdığında. Michael omuz silkti ama cevap vermedi.

"Şu alnını açıklamaya ne dersin?" diye sordu Alex kafasını Shine'ın göğsüne yaslarken. "Umarım mantıklı bir şeydir."

"Calum'a bizden uzak durmasını-"

"Dur bir dakika" diyerek araya girdi Shine. "Biz mi?"

Alex sevgilisine bakıp "Luke'tan bahsediyor" dedi. "Sarışın çocuğun teki. Michael ile sevgililer."

Shine güldü. "Michael ve sevgili mi? Siktir git."

"Sevgili değiliz" dedi Michael gözlerini devirdikten sonra. "Neyse ne. Sonuç olarak kavga ettik ve kafama deney tüpü geçirdi."

Alex kaşlarını çattı. "Laboratuvar?"

"Laboratuvar" diye onayladı Michael.

Shine sordu. "Luke nasıl?"

"Tanrım." Alex tavana doğru baktı ve gülümsedi. "Yeni tarzıyla çok yakışıklı."

"Ah, öyle mi?"

"Öyle."

Shine, Alex'in üzerinden çekti ve kanepeden kalkıp tekli koltuğa geçti. "Pekala, Luke ile şeviş o zaman."

Alex, Shine'a bakıp gülerken Shine kaşlarını çatmış bir şekilde televizyona bakıyordu. Kız kanepeden kalktı ve sevgilisine doğru ilerleyip onun kucağına oturdu, kollarını çocuğun boynuna doları ve dudaklarını birleştirdi. Shine saniyesinde ona karşılık verirken elleri de Alex'in kalçasını kavramıştı. Michael kaşlarını çatıp onların yiyişmelerini izlerken suratını buruşturdu. "Tanrım, ne biçim arkadaşlarım var?"

shinex (shine+alex)
ya da
jacer (jessica+acer) *ekin buldu bunu*
hangisi?