+32

1.7K 180 126
                                    

Michael dışarıda oturuyordu, bir parkta, gece yarısını arkasında bırakmıştı. Hava soğuktu, sokak ışıkları yeteri kadar aydınlatma yapamıyordu ve iyi olan tek şey de bu gibiydi, Michael'ın gözyaşlarını görecek kimse yoktu.

Kafasını yukarı, gökyüzüne çevirdi ve görüş alanındaki yıldızdan yoksun, lacivert alana baktı. Tüm dünya üzerine düşmüş ve bedeninde derin yaralar bırakmış gibi hissediyordu. Yakıyordu, hiç olmadığı kadar.

Olay şuydu; Luke, Michael'a 'siktir git' demiş ve Michael da gitmişti. Ne bir başka özür dileme ne de konuşma yapmış, tek kelime etmeden hastane binasından çıkmıştı. İşin kalp kıran tarafı ise Luke haklıydı, Michael ile sadece Calum'ı kıskandırmak için sevgili olmuşlardı ve Luke'un Michael'a bağlanması gerekirken tam tersi olmuştu. Michael, Luke olmadan yapamıyordu ve şimdi Luke yoktu.

Michael, kendisine doğru ilerleyen Shine'ı yanına oturana kadar izledi, ardından bakışlarını tekrar gökyüzüne çevirdi. Nemli yanakları umurunda değildi, kırmızı gözleri umurunda değildi ve iki gündür uyumamış olması da umurunda değildi. Luke umurundaydı, önemli olan oydu.

"Alex her şeyi anlattı."

Michael kafasını salladı ve gökyüzüne bakarken Shine devam etti. "Üzgünüm."

"Ben de ona böyle demiştim." Güldü. "Benden nefret ediyor."

"Çocuğun kalbini siktin, Michael. Ne bekliyorsun?"

Michael kaşlarını çatarak Shine'a dönerken "Sen kimin tarafındasın?" diye sordu ve Shine "Doğru" dedi. "Üzgünüm, adaletli tarafım ağır basıyor."

Michael tekrar kafasını gökyüzüne çevirdi. "Neden haklısın?" Gözyaşıyla parlayan gözlerini kapattı ve bir damla yanaklarındaki yok olmaya başlamış yolu tekrar çizdi. "Onu seviyorum."

"Onu unutmalısın."

"Ah, hayır." Göz kapakları aralandı ve damlalardan dolayı parlayan gözlerini gökyüzüne  dikti. "Bunu yaparsam kendimi affetmiş olurum."

Shine da arkadaşının yaptığı gibi kafasını geriye attı ve karanlık gökyüzünün görüş alanını kaplamasına izin verdi. "Belki de gitmeliyizdir, Michael."

Michael kafasını yavaşça iki yana salladı ve "Tekrar kaçmak istemiyorum" dedi. "Tekrar bir başka bok çukuruna yerleşmek istemiyorum."

"Alex üzülüyor." Shine, Michael'a baktı. "Senin için endişeleniyor."

Michael cevap vermediğinde tekrar bakışları gökyüzüne döndü ve birkaç dakika boyunca rüzgarın kulaklarında uğuldarken çıkardığı rahatlatıcı sesi dinlediler. Düşünceler ikisinin de peşini bırakmıyordu ve Michael ilk kez Shine'a ciddi anlamda güvenmişti. Alex'i gerçekten sevdiğini anlamıştı ve bu tür bir sevgiyi kendisi de birine hissettirebilmek isterdi, bu kişinin Luke olmasını isterdi.

"Doğru" dedi banktan kalkarken. "Kaçmalıyız."



hayran kurguda 232 olmuş nasıl oldu amk

gidip yengeç dansı yapıp geleyim

ve iki bölüm sonra final olabilir :')

232 OHA FŞDLÖGMVJFSDŞLİKFWQJŞİHGVKDFKJBİŞFDH

sonradan eklenen not; tarihi yazayım fşdslmdngişskdjfşds

22.08.2016

the vengeance ||  muke (+)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin