the vengeance || muke (+)

+13

Luke ancak yolun yarısını aştıktan sonra telefonunu unuttuğunu fark etmişti.

Jessica ve Acer'e bunu söylemiş, çantasını Jessica'ya vererek eve bırakmasını istemiş ve onun cevabını beklemeden geriye dönüp koşmaya başlamıştı. Yaklaşık sekiz dakikalık bir koşunun ardından nefes nefese okul bahçesine girdiğinde koşmayı kesti ve yavaş adımlarla okul binasından içeri adımını attı. Bina üç katlı, geniş bir yerdi ve her katın ortasında dolapların olduğu uzun bir koridor bulunuyor; koridorların iki tarafa ayrılarak sınıflara ulaşıyordu. Luke en alt kata, kimya laboratuvarına doğru ilerledi. Laboratuvarlar, müzik, rehberlik ve bunun gibi diğer gereksiz her şey alt katta bulunuyordu; asıl sınıflar ise diğer katlara dağıtılmıştı.

Kimya laboratuvarına ulaştığında bugün oturduğu sıraya yöneldi ve telefonunu sıranın altındaki bölmeden alıp cebine yerleştirdi. Kapıya doğru birkaç adım atmışken koridorda yankılanan "Seni orospu çocuğu!" bağırışı Luke'un duraksamasına neden olmuştu.

Bu sesi tanıyordu.

Bacaklarını sanki kendi beyinleri varmış gibi sese doğru ilerlemeye başladı ve 9 ve 10. sınıfların kullandığı fizik laboratuvarına girer girmez bacakları da hareket etmeyi kesti. Tam karşısında Michael, Calum'ı duvara yaslamış; elleri çocuğun tişörtünün yakası üzerindeydi ve Calum da onun tişörtünün yakasını kavramıştı. Luke geldiğinde ikisinin de bakışları ona döndü ve sarışın çocuk karşısındaki kavga eden ikilinin yüzünü gördüğünde bağıramayacak kadar şaşkındı.

Calum'ın sağ gözünün altı, tam elmacık kemiğinin üzerinde bir şişlik oluşmuştu. Michael'ın alnında ise derin gözüken bir yara vardı ve buradan akan kan şakağından süzülerek çenesine doğru ilerliyor, dudağından akan kan ile orada buluşuyordu. Açıkçası bu şekilde bir seri katilden fazla bir şeye benzemiyordu. Ve Luke bir kez daha Michael'a kırmızının fazlasıyla yakıştığını fark etti.

Kırmızı saçlı çocuk elleri arasındaki kumaş parçasını sertçe bıraktı ve hala tişörtünü tutan elleri yakasından çektikten sonra Calum'a dönüp "Luke için" dedi öfkeyle. "Bir daha anneme laf edersen bir yumruktan fazlasına katlanmak zorunda kalırsın, adi herif."

evlat gibi evlat amk