the vengeance || muke (+)

+7

Luke tam olarak 47 dakika boyunca tuvalette kaldı ve kimin girip kimin çıktığı umurunda olmadı. Bütün bir beden dersini dört duvar arasında ve sağ eliyle birlikte geçirmiş, işi bittiğinde -şükürler olsun- çantasını alıp hiç kimseye tek kelime etmeden okuldan çıkmıştı. Jessica olsaydı onu kesinlikle durdururdu ama iki haftalık tatilinden yeni dönmüştü ve bugün de tüm geri kaldığı konuları kapsayan bir çalışma yapmaya karar vermişti. Kısacası, Luke'u engelleyen kimse yoktu.

Sarışın çocuk hemen eve döndü ve annesine karnının ağrıdığını söyleyerek odasına çıktı. Ne yapacağı hakkında en ufak bir fikri yoktu ve bota bakmış olduğu tartışılamaz bir gerçekti.

Michael, Luke için çok fazlaydı ve Luke'un bu durumu düzeltmesi gerekiyordu. Önce Calum ondan ayrılmıştı -ki iki gündür de okula geldiği yoktu- , sonra Michael'a mesaj atıp ona seks teklifinde bulunmuştu ve şimdi de Michael onunla ciddi anlamda sevişmek istiyordu.

Luke üzerini değiştirmeden battaniyesinin altına girdi ve oradan bir daha asla çıkmamayı diledi. Telefonunu arka cebinden çıkarıp galeriye girdiğinde Calum ile ilgili olan fotoğrafların hepsi görüş alanına girmişti. Bunları silmesi gerektiğini biliyordu ama yapamazdı. Onu hala çok seviyordu.

Birkaç dakikalık gözyaşı, 'neden gittin calum?' ve hıçkırmanın ardından Luke rehberine girdi ve oradan en yakın arkadaşının ismini bulup arama tuşuna bastı. Telefon bir süre çalıp Jessica'nın sesi kulağına dolduğunda hıçkırığını bastırmak için kendisini çok fazla zorlamıştı.

"Luke?" diye sordu Jessica. Luke onun kaşlarını çattığından emindi. "Sen iyi misin? Henüz okuldan çıkış zamanı gelmedi."

"Jessica?"

Jessica bir an duraksadı. "Tanrım, neden ağlıyorsun?"

Ve Luke bu kelimelerden sonra daha fazla rol yapmanın ya da iyi olduğunu gösterme çabalarının gereksiz olduğunu düşündü. İyi falan değildi. Güçlü değil. Calum'ı özlüyordu sıkı bir sarılmaya ihtiyacı vardı.

"Sikeyim, oraya geliyorum, ahmak."

coşturdum yeter iyi uykular amk