+26

1.7K 177 122
                                    

Michael dört gündür okulun cehennem olduğunu düşünüyordu ve bugün perşembeydi, Lukse'suz geçen dördüncü gün ki bu garipti, Luke asla okula gelmemezlik yapmazdı.

"Yok mu?" diye sordu yanına oturan Alex. Shine de onun ardından masaya yerleşmiş, telefonuyla birine mesaj atmaya başlamıştı. Michael bakışlarını masanın üzerinde duran ellerinden ayırmadan kafasını iki yana salladı. "Dördüncü gün."

"Evet, dört gündür bu haldesin" dedi Shine telefonunu cebine koyarken. "Dostum, seni böyle görmek sinirlerimi bozuyor. Suratına yumruk atabilir miyim?"

Alex gözlerini devirdi. "Kapa çeneni, aptal."

"Belki de haklıdır." Michael ayağa kalktı ve masanın diğer tarafına, Shine'ın yerine geçerken konuştu. "Bir yumruk iyi gelebilir."

Shine, Alex'e egoist bir bakış atarak ayağa kalkarken Alex "İkiniz de aptalsınız" diye mırıldanmıştı. Shine yumruklarını açıp kapattı ve Michael'ın hazır olduğundan emin olduğu bir anda suratına sert bir yumruk geçirdi. Kırmızı saçlı çocuk bir inleme eşliğinde yere düşerken kafeteryadaki birkaç kişinin bakışları onlara dönmüş, Shine arkadaşının yanına eğilirken Alex de kendilerine bakanlara önlerine dönmelerini söylemişti.

"Tanrım," Michael sağ gözünü tutarak ayağa kalktı. "Luke hala yok, değil mi?"

Shine kafasını iki yana salladı. "Siktir et, denemeye değerdi."

Üçü de tekrar masalarına otururken Alex iç geçirdi ve "Belki de Acer'e sormalısın" dedi. Michael kaşlarını çatmış, arkadaşına dönmüştü. "Acer?"

"Jessica'nın sevgilisi."

Kırmızı saçlı çocuk öfkeyle elini alnına çarparken "Ah, sikeyim" dedi ve ayağa kalktı. "Jessica'ya soracağım!"

Michael koşmaya başlarken Alex arkasından "Sormadın mı?" diye bağırmış ama Michael cevap vermemişti. Önce alt kata, laboratuvarlara baktı ve sonra da koşarak giriş kata çıktı. Dolapların çevirdiği koridoru hızla ilerlerken Jessica'nın kızlar tuvaletinden çıktığını görerek onun yanına gitmişti. "Jessica!"

Jessica sarı saçlarını toplarken Michael onu hızla kolundan tutup tekrar kızlar tuvaletine soktu ve kapının yanındaki duvara yaslayıp nerede olduğunu umursamadan konuştu. "Luke nerede?"

"Kolumu bırakmak isteyebilirsin" dedi Jessica çatık kaşlarıyla Michael'ın kolunu kavrayan parmaklarını göstererek. Michael hemen elini geri çekti ve "Ah, üzgünüm" diye mırıldandı. 

"Luke yok" dedi Jessica kısaca. "Onsuz da yapabilirsin."

"Ona birkaç şey söylemem gerekiyor."

"Ne gibi?" Jessica güldü. "Özür falan dilemeyi düşünmüyorsun, değil mi?"

"Aslında yapmak istediğim tam olarak oydu" dedi Michael dürüstçe.

"Birinin kalbini kırdığında kuru bir özür dileyemezsin, Michael. Özellikle bunu tekrar yapacağının farkındayken. Bunu anlayacak kadar beynin olduğunu sanıyordum."

"Ben de öyle sanıyordum."

Jessica tuvaletten çıkmak için hamle yaptığında Michael tekrar onun kolunu tuttu ve "En azından iyi olup olmadığını söyleyebilir misin?" diye sordu son bir umutla. "Lütfen."

Jessica bileğini çekip Michael'ın gevşeyen parmaklarından kurtardı, bir süre onun çaresiz suratına baktı ve "İyi değil" dedi tuvaletin kapısını açtıktan sonra. "Trafik kazası geçirdi."



muke daddy kink yazmayı düşünüyorum bundan sonra

nasıl olur?

the vengeance ||  muke (+)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin