GÖKYÜZÜNÜN SAHİBİ #Wattys2016

Gökyüzünün Sahibi -17-

Bölüm Şarkısı: Son feci bisiklet- Bikinisinde Astronomi

Bölüm İthafı: 

Bölüm Sözü: Sigaradan nefret ederken sigarasının külünü en derin yarasında söndürdü.

Nasıl cesaret ettim bilemiyorum ki.Ben, hiçbir şekilde kalabalığın önünde konuşmak gibi insancıl bir şeyi yapamazken, içtenlikle şarkı söyledim. Hem de biraz önce...Allah'ım lütfen delirmiş olayım.Lütfen!Her şeyiyle etrafımda gördüğüm halüsinasyonun biteceğini söyleyin bana. Bacaklarım titreye titreye mi söyledim?Sesim sızlaya sızlaya mı?Gitarı tutuşum öyle değişikti ki. Soğuk soğuk terleyişim gitarın vücudumdan kaymasına yüz tutmuş gibiydi.Az önce Ozan'ın gözlerinin içine bakarak söylediğim şarkı.Geceleri gözüme uyku girmezken kendimi zorlayarak oluşturduğum melodi.Sözlerini öyle hissederek düşündüm ki.Hepsi gerçekti sanki.Hani demiştim ya ben aşktan yoksun bir kızım diye.Acıyı, hüznü iliklerime kadar hissederken sevgi bana uğramaz diye. Biraz önce duvarlarımı aşıp bütün gerçekçi duygularımla o şarkıyı nasıl dillendirdim ben? Şimdi onlarca insanın alkışlarını duyduğumdan emin olmayarak etrafıma bakıyorum. Derin, Buse, Buğra...Bana karşı bakışları çok değişik. Birbirimize bakarak gülüyoruz. Gözlerim Ozan'a kayıyor. Dikkatli baktığımda gözlerinden süzülen bir damla yaşı gizlemeye çalıştığını görüyorum. O kadar korkuyorum ki sonra.Sevgi böyle bir şey miydi? Onu fazla sevgiden dolayı ağladığını gördüğünde hissettiğin korku.Değişik sancılar, ama aşırı mutlusun hani.Sanki,içimden gelen bir his. Bir kelebek olarak üç günlük ömrümü de onun kalbinde mahsur kalarak yaşamak istediğimi söylüyordu.Bu kadar tarif edilemez bir duygu muydu bu güzel şey. Gözlerimin içine bakıyor Ozan, ilk kez ismine takılıyorum sonra. Ozan değil mi? Çok güzel bir isim öyle değil mi? Yüzüne tekrar bakıyorum, her ilmeğini incelerken gözlerini es geçiyorum. Çünkü baktıkça yaşamadığım ölüm bana defalarca uğruyor. Kıvrımlı dudakları titriyor, o dudaklara sigara bile uğramasın diyorum içimden. O kadar seviyorum ki onu.Dudaklarına değen sigaraları kıskanıyorum o anda. Ani bir hareket oluyor sonra, bütün insanlar yavaş yavaş açılıyor, gözlerim insanlara kaydığında beynim ağır çekimle Ozan'a bakıyor. İçimden gelen sarılma isteğiyle ona doğru koşuyorum. O da bana doğru koşarak geliyor.Sarılıyoruz sonra, kokusunu içime çekiyorum. Kollarımı vücuduna dokundurduğumda, zarar veririm diye korkuyorum. Gözlerimden akan yaşları umursamadan daha çok sarılıyorum. Biraz sonra bir acı hissediyorum.Beynim zonkluyor.Anlamadığım şekilde gördüklerim bir bir yok oluyor. Acıyla gözlerimi açtığımda kendimi yatağımda yatarken buluyorum.Buğra gülerek beni sallıyor. "Uyansana kızım" dediğinde anlamayarak etrafıma bakınıyorum.Ne yani rüya mıydı olanların hepsi. İçimden "Böyle rüyanın da Ozan'ın da" dedikten sonra bir küfür savuruyorum. Derin bana güldüğünde "Kanka, Ozan'ın ne suçu var?" diyerek bana bakıyor ardından Buse' de gülüyor. Kendime kızarak "Ben onu içimden söyleyecektim, neyse Buğra bu söylediğim son şey senin içinde geçerli." dediğimde ayağa kalkmak için doğruldum. Hissettiğim ıslaklık yüzünden tekrar yerime geçtiğimde "Nolur, şortum ıslak olmasın" diyerek tekrarlıyorum. Gözlerim şortuma kaydığında ıslaklığı fark edip tekrar bir küfür savuruyorum. "Ne yani altıma mı işedim?" diyerek Derin'e baktığımda herkes gülmeye başlıyor. Buse bana bakıp "Yok kız, Buğra seni uyandırmak için su döktü ama uyanmadın." dediği an yüzümü buruşturuyorum.Buğra'nın sesli kahkahasının ardından "İnşallah, bilgisayarın bozulur da babanla yaptırmaya giderken internet geçmişin ortaya dökülür." diye bir beddua okuyorum.Derin'le Buse aynı anda "Amin" demesiyle Buğra sesini biraz daha azaltıyor.Sözde trip atmak için kollarını birbirine bağlayıp kendini geriye doğru attığında yataktan yere düşüyor. Çıkardığı acı iniltiyle birlikte "Oh olsun" diyerek çocuk gibi bir hareket yaptım. Hepimiz gülerek birbirimize bakıyoruz.Buğra yatağın kenarından bize bakarak "Sanırım artık, mayoz üreyemeyeceğim." dedi an tekrar gülmeye başladık. Hala rüyanın etkisinde olduğum için dün ne olduğunu bile hatırlamıyordum. Buse'ye dönerek "Kanka dün bana ne oldu?" dedim. Buğra, "Bence bunu Derin söylesin" dedi. Derin gözlüğünün altından gözlerini devirdiğinde "Benim sanırım tuvalete gitmem lazım." diyerek ayaklanıyor. Buse de bir bahane aramaya çalıştığında birden buldum diyerek, "Benim de Derin'e yardım etmem lazım" diyor. Birlikte odadan çıkıyorlar. Buğra'yla tek kaldığımızda "Hamile olsam bu kadar telaşa girmezsiniz, noluyor be?" diyorum.