Gökyüzünün Sahibi -3-

431 75 41
                                    


Güzel bir rüya, güzel bir başlangıç, güzel bir yer beynimde dönüp duruyordu ki telefonumun lanetimsi alarmı çalıp, uykumun en sevdiğim yerinde uyandırmayı başarabilmişti.Kim mi? Derin tabiiki. Derin ve lanetimsi telefonum işbirliği içinde beni uyandırmışlardı.Bunun bedelini ödemeleri gerekiyordu. Evet ödetecektim. Ya da boşverip,uyuyadabilirdim.Tamam çek elini üzerimden sakinim ben. Üzgünüm, lanetimsi iç sesimle bile anlaşamıyordum. Evet "lanetimsi" fazla Aya'ca bir kelime... Her neyse Derin telefonumun alarmını saat sabahın 6'sına kurup beni uyandırmıştı. Sabahın köründe kurduğu alarm yetmiyormuş gibi, alarm melodisini Cody Simpson'dan çıkarıp, Adana Merkez yapmıştı.

İnanamıyorum ya,  şarkının melodisi kulağımda zonkluyordu. Yatağın içinde tam tur yaptıktan sonra sırtımı dikleştirip, ellerimle gözlerimi ovdum. Kendime geldiğimde, sesimin en desibeli yüksek tonunu Derin için hazırladım. Hop bir ki üç, Derin'in odasına doğru tempoyla koştum. Ve evet,geldim. Birkaç metre gittikten sonra ki bana kilometreler gibi gelmişti. 

Kapıyı güm diye açtım ve karşımda bir adet semt çocuğu gibi giyinmiş ve o da yetmiyormuş gibi, 4 numaralı gülüşünü atan Derin'e selam verdim. Ses tonumu 300 desibel artırarak bağırmaya başladım.

 "Seni Adana'ya sokayım Derin, gittiğin yerde seni şeker gibi paket yapıp tam merkezde patlatıyım, o da yetmez sana, rüyanda gördüğün ve soyduğun bankada sıra olsun da, tam soyacakken seni içeri almasınlar e mi? Derinciğim." dediğimde yedi numaralı gülüşümü yapıyordum.

Derin birkaç saniye şaşırdıktan sonra yanıma gelip kulağıma eğildi "Sana da günaydın kankaların en güzel tonu." diyerek iki numaralı gülüşünü takındı. Daha fazla dayanamayıp kahkahalara boğulduk. Hatta arada random atarak güldük. 

(Şimdi bu numaralı gülüşlerden hiçbir şey anlamıyorsunuz ama yine de hayal etmeye çalışın. Sonuçta artık siz de bu grubun üyesisiniz.) 

Ciddiyetimi topladığımda Derin'e "Her neyse sonuçta bana kahvaltı borçlusun annemin kızı." diyerek dudağımı kıvırdım.

Derin, "Tabii emredersin, kayın validemin eniştesi." dediğinde daha fazla dayanamayıp bir kez daha güldük.

"O nasıl bir sesleniştir ki, o seslenişi hiçbir edebiyatçı yerine getirememiş Derinkankam."diyerek ciddi Aya pozlarına geri dönmüştüm.

Derin, "Halt etmiş o edebiyatçılar Ayakankam." der demez aynı anda ağzımızdan şu cümle çıkmıştı.

Kural 2: Gruptaki üyelerin isimlerin sonuna -kankam ekini getir!

Aslında bunu söylediğinde aklıma Ozan gelmişti çünkü ona karşı bu kuralı yerine getirmemiştim ben. Getiremezdim de... 

Derin aklımı okuduğunda "Aya , kanka biz gruptakilerle buluşucaktık bugün. Buğra şehir dışından döndüğü için Buselerde buluşacağız." demişti son heceleri uzatarak.

Onu onayladığım sırada Derin kahvaltı hazırlamak üzere mutfağa gitti. Bense odama gidip gardrobuma saldırmaya başladım. Birkaç hip-hop müzik açarak ne giyeceğime karar vermeye çalışıyordum. 20 dakika boyunca gardrobumun karşısında kıyafetlerime bakıp durmuştum. Bilmem kaç çeşit kıyafet duruyordu. Ancak hiçbiri bana uygun gelmiyordu.Sanki bomboşmuş gibi dakikalarca çömelmiş bir şekilde dolabımla bakıştık. En sonunda dolabım benden sıkıldığında Derin gelip kahvaltının hazır olduğunu söyledi. Dolabım gideceğimi anladığında içten içe kıkırdamıştı. Yüzümü buruşturup aşağı inip mutfağa gittim. Gördüğüm manzara karşısında donup kalmıştım. Buse oradaydı. Buse'ye dönerek "WTF? Buse!" dediğimde koşarak Busekankama sarıldım.

GÖKYÜZÜNÜN SAHİBİ #Wattys2016Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin