Yiğit 28 yaşında bir muhasebecidir. Bir gün kendini bir ameliyathane de bir sedyenin üzerine bağlanmış halde bulur. Saşkındır ve aklında bin bir türlü soru vardır.
Bu soruların cevabını bulması uzun sürmez. O 28 yaşında bir öğretmendir ve öğrencisi...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Multimedyada Yiğit/Enes Soğuk, çok soğuktu. Kollarını vücuduna dolamak istedi, ama yapamadı. Bir kez daha denedi. Bilekleri acıyınca anlamıştı ki ellerini bağlamışlardı. Gözlerini açtı ve hemen geri kapattı. Güçlü bir ışık hüzmesi göz bebeklerini yakmıştı sanki. Gözlerini kapatmasına rağmen o ışık hüzmesini hala görebiliyordu.
Zorla gözlerini açtığında etrafına bakındı. Burası bir ameliyathaneydi. Doğrulmaya çalıştı, ayaklarının da bağlı olduğunu fark edince korkuyla derin bir nefes aldı.
Nasıl olmuştu bu? En son şirketin parasını bankaya yatırmaya gidiyordu. Yoksa parasını çalıp onu kaçırmışlar mıydı?
" İmdaaat. İmdaaat.Yardım edin. İmdaaaat!"
Kimse duymuyordu.
" İmdaaat.Ne olur yardım edin. İmdaaaat. Yardım edin. İmdaaaat!"
(...)
" İmdat. "
Artık bağırmaktan sesi çatallaşmıştı ama, gelen giden yoktu. İmdat diye inlediğinde demir kapı gürültüylü açıldı ve bir iki saniye sonra doktor önlüğü giymiş bir adam belirdi kapının önünde. Kalbi hızlanmaya başlamıştı. Doktor önlüklü adam içeri girince arkasından bir kadın ve bir erkek doktor daha girdi içeri. Yani doktor önlüğü giydiklerine göre doktor olmalılardı.
En son içeri giren erkek doktor kapıyı ardı sıra kapatırken kapıdan çıkan gıcırtı sesi Yiğit'in içini iyice daraltmıştı.
Sarışın mavi gözlü doktor, gülümseyerek,
" Bugün nasılsın?" diye sordu Yiğit'e.
"Bugün mü? Siz kimsiniz? Ben neden buradayım? "
Sarışın doktor, uzun boylu esmer doktora bakarak kafasını iki yana salladı.
" Neden burada olduğunu hatırlamıyor musun Enes?"
"Enes mi? Ne Enes'i? Benim adım Yiğit. "
Yiğit,"Enes, senin adın Yiğit değil. " diye bastırarak cevap veren sarışın doktora sert bakışlar fırlatarak dişlerini sıkıp
" Be- nim a-dım- Yi- git! Anladın mı?" diye bağırmıştı sonunda.
Bunlar ne saçmalıyordu? Onun adı Yiğit'di. Enes de nereden çıkmıştı?
" Kimsiniz? Beni neden bağladınız? " diye sordu birden. Anlam veremiyordu. En son hatırladığı şey para dolu bir çantayla arabaya doğru yürüyor olduğuydu. Henüz iş yerinin sınırlarından bile çıkmamıştı.
Doktorların birbiriyle bakıştığını görünce Yiğit sesini daha da yükselterek tekrarladı.
" Beni neden bağladınız? Siz kimsiniz ha, kimsiniz?"
