Suretler

305 23 2
                                    

Geçmiyordu. Zaman bir türlü geçmiyordu. Beyaz duvarları olan, gri demir kapılı bu boş odada kafayı yemek üzereydi. Bu da yetmezmiş gibi onu hareket etmesini engellemek için bir sedyeye bağlamışlardı ve bu onu çok daha kötü bir ruh haline sokuyordu. Sanki ona farklı bir isimle seslenen insanların olması yeterince kötü değilmiş gibi bir de hareketini kısıtlıyorlardı.

" Allah kahretsin. Allah kahretsin!"

Yiğit gerilen sinirlerinin etkisiyle var gücüyle bağırdı. Her şey sıradan bir şekilde normal giderken birden kendini burada bulmuştu. Hem de bağlı bir şekilde. Hem de ona farklı biri gibi davranılarak. Deli biri gibi.

Buradan bir an önce kurtulması gerekiyordu. Ama nasıl?

Bu adamların derdi neydi ki onu kaçırmışlardı? Aklının sınırlarını zorlayarak onu delirtmeye mi çalışıyorlardı? Ama neden? Neden? Aklına izlediği filmlerdeki psikopatlar gelmişti. O filmlerde nedenin, niçinin bir önemi yoktu? Kimi filmlerde kötü bir çocukluk geçiriyordu psikopat katil. Kimi filmlerde nedensizce sırf zevkine işkence görüyordu zavallı insanlar. Kim bilir onun başına da neler neler gelecekti? Buna izin veremezdi. İlk fırsatta kaçmalıydı buradan?

Bir faydası olmadığını bilse de ellerini oynattı.

" Yeter." diye bağırdı.

" Yeter. Yemiyorum anladınız mı? Yemiyorum. Bırakın beni. Ahhhh! Yeter!"

Yiğit biliyordu ki ne kadar yalvarırsa yalvarsın onu serbest bırakmayacaklardı . Bu düşünceydi ya onu deli eden.

" Buradan kaçmam lazım. " diye kendi kendine konuşmaya devam ederken aslında aklında herhangi bir plan yoktu. Sadece kendi kendine sayıklıyordu.

" Buradan kurtulmam lazım. Kurtulmam lazım. "

Onu bu boş odadaki tek eşya olan sedyeye bağlayan iplerden kurtulamayacağını bilse de kendini sedyeden söküp kurtarabilecekmiş gibi kalkmayı denedi. Olmuyordu. Hiçbir şekilde kendi çabalarıyla buradan kurtulamayacaktı. Onların merhametine kalmıştı her şey. Sakinleşmek için burnundan nefes alıp ağzından vermeye başladı. Gözlerini kapatıp nefes alıp vermeye devam ederken zihnindeki düşüncelerden de sıyrılmaya çalıştı. Yoksa gerçekten delirecekti. Sinirleri o kadar çok gerilmişti ki ağlamamak için zor tutuyordu kendini.

Kapı birden gıcırdayarak açıldığında korkuyla yerinden zıpladı. O kadar saat yalnız kalınca kapı gıcırtısından bile korkacak hale gelmişti.

" Sakinleştin mi Enes? " diyerek yanına gelen Doktor Adem'i , Doktor Turgay ile , Doktor Ebru da takip etmişti. Anlaşılan bunlar birbirinden ayrılamıyordu.

" Sakinleştim. Söyleyin hadi. Neden beni burada tutuyorsunuz?"

"Bunun için daha erken Enes. "

"Nedenmiş o? Eğer haklı bir sebebiniz varsa bunu söylemelisiniz. Aksi halde size nasıl inanacağım? "

"Enes... Bak bunun için daha erken. Sen zaten neden burada olduğunu biliyordun ama, kendine bambaşka bir karakter yaratarak olanları unutma yolunu seçtin. Aslında şimdiye kadar düzelmiş olman lazımdı ama, gerek ilaçlarını aksattığından, gerekse diğer etmenlerden ötürü henüz kendine gelemedin. Şimdi burada olmanın asıl sebebini söylersek durumun daha ciddi bir hal alabilir. Lütfen bize güven ve sabret. " diyen Ebru Doktor'a ne kadar sinirlense de bakışlarını yumuşak tutmaya çalışan Yiğit dudaklarını birbirine bastırdı. Bunu yapmasaydı ağzından çok ağır bir küfür çıkabilirdi çünkü.

" Bakın. Size inanmıyorum. Eğer size inanmamı istiyorsanız bana suçumu söyleyin. Neden buradayım?"

" Neden mi buradasın?" dedi Adem Doktor ve bir iki adım öne çıktı.

PSİKOTİK(Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin