13. Umut

56 3 0
                                    

Transa girmiş öylece  uzaklaşmasını bekliyordum.  Bu nasıl bir çekim gücüydü böyle alamamıştım âdeta beni çekip kendine çarpa çarpa buzlarımı kırmaya çalışıyordu. Ağır bir şekilde benden uzaklaştı. Eli hâlâ yaptığı pansumanın üstündeydi. Kehribarların  ağırlığını yüzümde  hissetmeme rağmen gözlerim ondan başka her tarafa değiyordu. Bir anlık yüzüne baktım.  Gözlerim gözlerine hapsoldu. Her ne kadar gözleri kehribar olsada sanki bambaşka diyardı. Böyle uçsuz bucaksız deniz gibiydi.  Evet denizin maviliği yoktu ama uçsuz bucaksızlığı hatta içine çeken bir kara deliği vardı.  Girmiş olduğum transtan beni çıkaran telefonumdu. Bu durumdan kurtulmanın sevinci ile telefonu cebimden çıkardım.  Elini boynumdan çekmişti. Ekranda deli doktoru yazısını görünce kendimden beklenmedik sevinçle
-"Efendim Umut" dedim. Karşımda bir o kadar da yanımda olan bedenin gerildiğini anlamıştım.
-"Tövbe Bismillah ben yanlış aradım galiba kusura bakmayın iyi günler"  tam telefonu kapatacakken
-"Doğru Umut  iyiyim ben sen nasılsın" olayı toparlamaya çalışıyordum ama Umut ısrarla anlamıyordu. Ayrıca bu adam bu kadar yakınken nasıl konuşabilirim.
-"Haa iyi misin Ceylin. Bu arada bugün ayın kaçı not almam lazım gerek ilk defa böyle bir heyecanla telefonumu açtın. Ben sana iyi misin diye bile sormadım. "
-"Evet şubedeyim. Pek müsait değilim aslında.  " Aģah'ın kaşlarının alayla havlandıģını gördüm.  Lanet olsun yanlış anladı. Müsait değilim ne demek salak Ceylin.
-"Neyse bu konuyu ben gelince konuşacağız. Kaçışın yok."
-" Ne sen İstanbul'a mı geliyorsun?  Doğru anladım değil mi?"
-"Evet hem de temelli."
-"Çok sevindim.  Ne zaman geliyorsun? "
Agah'a baktığımda bu saçma diyaloğumuzu anlamamış bir şekilde beni izlediğini gördüm.
-"Havaalanındayım. Gel de al beni şapşal. Daha ev ayarlacağım."
-"Ne evi saçmalama.  Bende kalacaksın. "   Ben cümlemi bitirir bitirmez Agah'ı bir öksürük krizi tuttu.  Bir yandan da Umut' a laf anlatıyordum.
-" Tamam Umut birazdan çıkarım. Yarım saate ordayım.  Görüşürüz. " Bir şey demesine izin vermeden telefonu yüzüne kapattım.  Agah'ın öksürükleri azalmıştı.
Hâlâ kesik kesik öksürürken
-" İyi misiniz amirim?"  diye sordum.  Agah'ın öfkeli bakışları beni buldu.  Hiçbir şey demeden odadanin kapısını vurup çıktı.Sormuş olduğum soru  büyük bir hızla yere çakıldı ve binbir parçaya ayrılırken çıkardığı ses beynimde yankılandı. Bende odadan çıkarken dudaklarımdan fısıltı halinde dökülen tek kelime"DENGESİZ" oldu.

&&&

Havaalanına geldim ve Umut'u aradım.

-" Alo Umut ben geldim.Nerdesin sen?"

-" Bavulumu aldım çıkışa doğru gelmek üzeriyim. Gördüm seni." Telefonu kapattım cebime koydum. Gözlerimi gezdirdim. Umut'u görmemek imkansızdı.O nasıl ben burdayım hareketiydi hala anlamdım.Biran  gelen hastaların iyileşmeyi bırakıp Umut'u iyileştirmeye çalıştıklarını düşündüm. Bu düşünce gülümsetmişti. Birden bana doğru koştuğunu hayır hayır uçtuğunu gördüm.Bana son sürat koşarken ben geri geri adımlıyordum.

-" Gelme Umut! Yapma" Beni dinlemedi ve resmen üstüme atladı.Ben geriye doğru sendelendim ve sonda kendimi yere yapışmaktan kurtardım.

-" Seni çok özledim atarlı".Bende ona sarıldım.

-"Hoşgeldin deli doktoru"

-"Eee hadi gidelim atarlı"

-" Tamam tamam araba şurda" dedim. Evin kapısını açtım ve içeriye girdik. Kendimizi koltuğa attık.Yol boyunca hiç susmayan canım arkadaaşım yine konuşmaya başladı.

-"Ee anlat bakalım.Neydi bugünkü halin hani şu telefondakininden bahsediyorum". Bu konuyu açacağını biliyordum.Tahmin etmeliydim en azından.

-"Bak ne diyeceğim hadi bana  yardım ette yemek yiyelim. Yemek yedikten sonra biraz dışarı çıkarız.Belki bir şeyler anlatabilirim".Yaptığım teklif hoşuna gitmişti.

Geçmişin ArafıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin