Mirza ağır bir şekilde kafasını kaldırdı. Karşımda duran bu adam yetimhanede ki tek arkadaşım tek dayanağımdı. Kaybettiğim abimdi. En ufacık bir somurtmamda yanıma gelip neyim olduğunu sorar şefkatle bir gökyüzünü andıran gözlerini gözlerime dikerdi. Şimdi ise şaşkınlıkla bana bakıyordu muhtemelen ona kızacağımı kabullenmeyeceğimi düşünüyordu. Bu güne kadar birçok sevdiğimi kaybettim şimdi dayanağımı bulmuşken bunu ne ona ne de kendime yapardım. Bunu yaparak duvarlarıma ağır bir darbe vuracak olsamda Mirza buna değerdi biliyorum. Uzatmış olduğum elimle ve yüzümde yıllardan sonra ilk defa içten olduğuna emin olduğum gülümsememle hâlâ şaşkın şaşkın bana bakan Mirza'yı izliyordum. Bir süre sonra gözlerindeki şaşkınlık yerini mutluluğa bırakmış onunda yüzünde gülümseme yer etmişti. Hiçbir şey demeden öylece bana bakıyordu. Birden ayağa kalktı ve kollarını boynuma doladı. Anın şaşkınlığıyla ne zaman ayağa kalktım onu bile hatırlamıyordum tek bildiğim bu abi şefkatini bu sahiplenme duygusunu elimin tersiyle itmeyecektım. Kollarımı beline doladım yıllardan sonra tekrar birine böyle sarılmak tarif edilemezdi. Bugün rafa kaldırdıklarımı daha doğrusu yapmayı unuttuklarımı yapma günüydü sanırım. Bu adam geçmişimden ailem dışında hatırladığım tek anımdı. Öyle bir yer etmişti ki aklımda ve kalbimde kesik kesikte olsa hatırladığım tek gerçekti. Tekrar yerlerimize otururken şaşkınlığını üstünden atmış olacak ki konuşmak için ağzını açtığında elimi kaldırıp susturdum söylediklerini yutarken konuşmaya başladım.
-"Sus ne olur geçmişi sorma evet uzun zaman oldu ama ben yetimhaneden öncesini hatırlamadığım gibi sonrasınıda anlatırken tekrar yaşamak istemiyorum. Acı vericek biliyorum (sonlara doğru sesim fısıltıdan ibaretti. Umarım anlayışla karşılar anlatmamı ısrarla istemezdi. Elimin üstünde hissettiğim sıcaklık ile gerildim fakat ihtiyacım olandı biliyordum.
-"Sen anlatmak istersen dinlerim istemezsen sormam" diyordu. Yüzündeki sıcak tebessüme karşılık verebildim mi bilmiyorum zira dudaklarım paslanmıştı .Mirza'nın telefonunun çalmasıyla dikkatimi gülümsemesinden alıp gözlerine çevirdim karşıda ki kişiye geliceğini söyleyip telefonu kapattı.
-"Gitmem gerekiyor hadi seni de bırakayım hem benim hikayemi dinlersin umarım."
-"Elbette anlatmak istersen dinlerim ve bu teklifi arabamın olmadığı bir güne joker hakkı olarak saklıyorum."Kısıklı ama bir o kadar hos bir kahkaha attı ve karşılık verdi söylediklerime
-"Hay hay her zaman suskun. Çıkalım mı? (Konuşmak yerine başımla onayladım ve kafeden çıktık arabama bindim ve sahile doğru sürdüm.
🍁🍁🍁🍁🍁🍁
Kayalıklara vuran ses huzurun ta kendisiydi. Oldum olası aşıktım denize ,gökyüzüne . Bir ıihtiyaçtı deniz havası ekmek gibi su gibi..
Küçükken hep denizin üstünde olan sapları sarmaşıklardan oluşan bir sallancak ısterdim. Denizi yukarıdan seyretmek istediğim zaman pamuk şekeri olan bulutlara uzanıp onlardan yiyebilmek hayalimdi. Aklıma gelen anıyla gözlerimi kapattım.Evin bahçesinde ki sallıncakta sallanmaya çalışıyordu küçük kız az ilerde arabalarıyla oynayan abisine huysuz bir sesle bağırmaya başladı.
-"abi abiiiii ".Oyuncaklarıyla oynamayı bırakıp mavi gözlerini kardeşine dikti. Sallıncakta nerdeyse ağladı ağlayacak bir surat ifadesiyle oturduğunu görünce yanına doğru koşmaya başladı.
-"Ne oldu gökyüzüm."Küçük kardeşinin gökyüzüne ve denize olan tutkusunu biliyordu ve ona böyle seslenmesini kendisi istemişti
-"Abi ben gökyüzünü cok seviyorum ya sende bana gökyüzüm dersen sende beni çok sevmiş olursun değil mi? "Aynen böyle demişti kardeşi.Küçük kız dudaklarını büzerek
-"Olmuyor abii ." diye mızmızlandı.
-"Ne olmuyor abicim?"
-"Eteklerim uçmuyor bu sanıncak bozuk gitmiyor kii.
Abisi salıncak diyemeyen huysuz kardeşine gülümsedi ve arkasına geçerek -"Kemerlerinizi bağlayın küçük hanım bir sonra ki durak gökyüzüü"deyip sallamaya başladı. Küçük kızın kahkahaları bahçeyi dolduruken bir köşede duran anne ve babası gülümseyerek izliyordu çocuklarını..
★★★
Ne kadar zamandır burdayım bilmiyordum. Ara ara beni yoklayan güzel anılardandı. Telefonumun sesiyle dalmış olduğum anılardan sıyrıldım.
Arayanı görmemle kaşlarımın çatılması bir olmuştu. Aramayı cevapladım fakat karşıdan gelen kükremeyle ne olduğunu anlmaya çalıştım.
-"Nerdesin sen neden açmıyorsun telefonu cevap ver Ceylinn!! Bu saatte neden dışardasın."
Ne olmuştu da böyle sinirlenmis hatta telaşlanmıştı bu adam hem evde olmadığımı da nerden... "UMUT"aklıma gelen isimden kesinlikle emindim . Hatta bekleyen amirime sanırım cevap vermem gerekiyordu fakat ona neydi ki bu satte dışarıda olmam hem saat kaçtı ki aklıma gelen şeyle telefonu kulağımdan çektim ve ekranına baktım saati görmemle saatin bu kadar hızlı geçmiş olmasına şaşırmıştım doğrusu. Tekrar ismimi seslenmesiyle
-"Kusura bakmayın amirim duymamışım hayırdır emniyette bi sıkıntı mı var? ( ne ona iyiyim biraz hava almak istedim saatin nasıl geçtiğini anlamadım hemen eve gidiyorum diye açıklama yapıcak halim yoktu...
Telefondan gelen homurtulardan hiçbir şey anlamıyordum bunun sorunu ne!
-"Hayır emniyette bir sıkıntı yok Umut sana ulaşamayınca bide ben arayayım dedim. Başına bir şey geldi sandık neyse ki benim telefonumu açtın. (Bunun altındaki imayı anlamamak aptallık olurdu Umutt cezan ikiye katlandı.
-"Emniyetle ilgili sandığım için cevapladım madem bir sıkıntı yok iyi geceler amirim!"Bir şey söyleyecek gibi oldu ama daha fazla dinlemedim ve telefonu kapattım bunun hesabını vereceksin Umut...
-"Ortalığı ayağa kaldırmışsın ?"
Eve geldiğimde hanımefendiyi oturur bir vaziyette tırnaklarını kemirirken gördüm ama benim için endişelenmiş olduğunu şimdilik bir kenara atıp hesap sormayı tercih etmiştim.
-"Hem Âgah ne alaka. Bir dakika numarasını nerden buldun sen?"
Karşımda ezilip büzülmesini bende beklemiyordum zira bu deli hiçbir şey yapmamış gibi gayet normal bir biçimde
-"Âgah'ın telefonuna cevap vereceğini düşündüm. Suratındaki sırıtmayla açıklamasına devam etti
-"Yanılmamışım."
-"Aramalarını duymadım. Hem ne alakası var . Biraz kafa dinlemek istedim saatin nasıl geçtiğini anlamadım. Ayrıca sana niye hesap veriyorum burda sorguda olan sensin numarayı nerden buldun?
-"Senden aldım."
-"Sebep?.
-"Bugünde olduğu gibi lazım olur "diyee
-"Senle başa çıkamıyorum Umut sen varya çıldırtırsın insanı boşyere adamı aradın."
-"Hıı şey aslına bakarsan adamları."
Tam ağzımı açıp sövmeye başlayacakken çalan zille sövmemi sonraya erteledim ve arkamdan gelen Umut'la kapıyı açtım ..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Geçmişin Arafı
Teen Fiction-"Yalnız değilsin Ceylin o yanında seni yalnız bırakmayacak. Burası kızım ne cennet ne cehennem burası Araf ruhunun sıkıştığı bu yerden onun sayesinde çıkacaksın ona yardımcı ol. Ruhunu geçmişin arafından kurtar . Seni çok seviyorum cennet kokulum "...