6.Aralı Perde

92 6 0
                                    

Genç adam gözlerini kiza dikmiş yiyecekmiş gibi bakan adamlarla göz göze geldiğinde öldürücü bakışlar atmıştı. Bunu neden yaptığına anlam veremesede sonuçta bizim ekipte korumakta bir anormallik yok diye cevaplandırmıştı kendini. Çok geçmeden iki dangalak hesabı ödeyip defolmuşlardı. Gözlerini Ceylin'e çevirdi. Sadece önündeki yemekle ilgilendiğini gördü zaten başka şey de beklenemezdi bu soğuk kızdan. Bir an Ceylin'in ona gülümseyerek baktığını düşünmeye çalıştı tabiki sonuç başarısızdı sanki bu kızın dudaklarına prangalar vurulmuştu. Bir insan ne yaşar da bu hale gelebilir diye düşünmeden de edememişti. Peki bir nasıl olurda duygularını bu kadar mükemmel saklayabilirdi.
CEYLIN'IN AĞZINDAN
Herkes bir anda sessizleşmiş yemeğe odaklanmıştı. Bu ortamdan biran önce gitmek istiyorum. Evime gitmek yıllardır bana yoldaşlık eden karanlık odamda düşüncelere dalmak istiyordum. Ben hep yalnızdım böyle ortamlardan haz etmezdim. Aslında biraz da herhangi soruya maruz kalmak istemiyorum. Korktuğum başıma geldi. Ali günün sorunu sordu.
-"Ceylin ben Asaf Âgah Mirza akademiden beri tanışıyoruz. Ama Mirza ile Âgah'ın kardeşliği çocukluğa kadar dayanır. Bizden daha eskiler anlayacağın. (onu anladık diye atladı iç sesim) Sema'yida tanıyoruz. Sen yeni katıldın aramıza. Ekip arkadaşımızı tanımak istiyoruz . Ceylin Akar kim?
Boş gözlerle Ali'ye bakmaya devam ettim. Ceylin Akar; babasına yemin ettiği için polis olmuş, silik bir hafızaya sahip olduğundan nasıl veya kim tarafından getirildiğini bilmediği yetimhanede büyüyen buzdan duvarları olan abisini ve annesi arayan kimsesiz kız. . . demek istesem de derin bir nefes aldım ve Ceylin Akar deyip başımı ağır bir şekilde sağa sola salladım.
-"Ne bilmek istiyorsun"
-"Mesela ailenle mi yaşıyorsun? dedi
-"Hayır" diye kısa bir cevap verdim.
-"Nerdeler?"
-"Uzakta çok uzakta. . .
Ali'nin anlayacağı yok gibiydi ama verdiğim kısa cevaplar ve yüz ifademden olsa gerek Mirza konuyu değiştirmişti.
-"Âgah devrem ye özlemişsindir Hasan abinin köftelerini"dedi
-"Bu köftelerin tadı yıllardır aynı gerçekten sanırım Hasan abiden tarifini isteyeceğim "
-"Vayy sen mutfağa gireceksin yani
-"Yok lan ileride eşime veririm yapar. Ama yeri geldimi mutfağa da gireriz."dedi. Bir anda Âgah'ı mutfakta yemek yaparken ki halini düşündüm ve sonuç hiçte içler açıcı değildi. Bu adam operasyonda bile arkasını kollayamamıştı.
-"Yakışır kardeşime "dedi gülmemek için kendini zor tutuyordu Mirza. Sabahtan beri hiç konuşmayan Asaf konudan uzak bir şekilde konuşmaya başladı.
-" Bu arada amirim sizin tepe de vurduğunuz adam ölmemiş . Hastanede kendine gelince ifadesi alınıp hapse atılacak.
-"Hii şu evin arkasındaki tepeden Ceylin'e nişan almış olan adam mı? (ne bana nişan almış olan adam mı yani o silah boşa değilde ona mı sıkmıştı)
-"Arkanı kollamalısın çaylak"dedi. Beynime kan sıçradı resmen.
-"Bana bunu arkasındaki adamı fark edemeyen amirim mi söylüyor .Gerçekten gülünç"dedim. Bana şaşkınlıkla bakan gözleri görmezden geldim.
-"İyi ya işte seni borçlu olmaktan kurtarmış oldum
-"Yalnız burada borçlu olmaktan son anda kurtulan sizsiniz amirim" Mirza konu daha fazla uzamasın diye araya girdi.
-"Tamam Âgah ikinizde borçlu değilsiniz. İkinizde çok iyi keskin nişancısınız"dedi ve aynı anda -"sende mi" diye bir soru döküldü ağzımızdan.
-"Evet". Sinirlenmeye başlıyorum ne yapıyoruz biz. Neyse ki daha birsey söylemedik.
-"İzninizle ben artık kalksam. Hayırlı geceler" dedim. Arabama doğru yol aldım.
~~~
Hoş bulduk karanlık dünyam dedim eve girerken. Ceketimi partmontaya astıktan sonra mutfağa geçip bir bardak soğuk su içtim . Böyle bir akşamın ardından anca soğuk su içilirdi. Soruları da ucuz atlatmıştım. Saate baktım ve daha 23:00. Sanırım uyumak için erken. Çalışma odasına geçtim. Masada dağınık şekilde duran belgeleri elime aldım. Daha önceden küçük çaplı araştırmalar yapmaya başlamıştım zaten. Ama silik hafızam bana hiç yardımcı olmuyordu bu yüzden çok mesafe kat edememis görevden de çok fırsat bulamamıştım. Kim tarafından götürüldüm yetimhaneye annem abim nerdeler, beni arıyorlarmıdır. Abim unutmuşmudur gökyüzünü. Bana hep gökyüzüm diye seslendirdi. Neden sadece bunu hatırlıyorum neden parça parça ne oldu bana nasıl hafızamı kaybettim. Sadece babamın ölümü, , mezarında ettiğim yemini hatırlıyorum. Abim de polis olmuş mudur? Bende Ceylinsem annemi abimi babamı öldüren şerefsizleri beni yetimhaneye bırakan adileri hepsini bulacağım. İlk fırsatta yetimhaneye gitmeliyim.
~~~
Yetimhanenin kapısında durmuş öylece bakıyordum. En kötü yıllarımı geçirdiğim, bir sığıntı gibi yaşadığım, soğuk olmayı,boş bakmayı, en büyük acıları yaşayıp sessizce gözyaşlarımı içime akıtmayı öğrendiğim yerdi burası. Her ne kadar yıllar sonra tekrar gelmek istemesemde buna mecburdum. Ailem için yıllar önce onlardan ayrı kalıp yaşamaya çalıştığım bu geçmişimle dolu yere girmek zorundayım. . Müdür gitmiş yerine yeni müdür gelmişti. Bunu öğrenmeden buraya gelmiş olsaydım kendimi tutamaz o adamı ve beraberinde ki bakıcıları yetimhaneyi ateşe verirdim. Umarım burda yaşayan çocuklar benim gibi değillerdir. Gerçi ne kadar iyi bakılırsa bakılsın bu çocukların hep biri yanı eksiktir. Kalpleri hedef tahtası gibi delik deşik ve yaralı olurlar. Oturup sokağı izlediğim yere doğru yürüdüm. Aynı şekilde oturup sokağı izlemeye başladım. Her şey aynıydı yaralı bir ben, demir parmaklıklar ve aynı sokak tek eksik olan kaldırımda oturmuş bana bakan çocuktu. Belki de en çok onun olmasını isterdim. Annesinin aldığı çikolatayı tek yemeyip bana uzatmaya çalışan beni konuşturmaya uğraşan küçük çocuk. Anlam vermediğim ise sokaktaki çocuklarla oynamayıp kafayı benimle bozmasıydı. Sanırım onu da bulmadan bu sorum cevapsız kalacaktı. Bu yetimhanede kaldığım sürece tek bir güzel günüm geldi aklıma. Sadece o gün dilime ve dudaklarıma vurulan prangaları kaldırıp gülümsemek istedim.
~~~12.10.2003~~~
Yine yetimhanenin bahçesinde oturmuştum. Çok sıkılmıştım. Dışarı çıkıp dolaşmak istiyordum. Sinir bozucu çocukta gelmiş kaldırımda oturmuştu. Her fırsatta beni konuşturmaya çalışıyor bunu yapmaktan hiç bıkmıyordu. Onunda gözleri buz gibi bakıyordu. o da kimse ile arkadaşlık yapmıyordu. Bir anda kalktı ve benim olduğum duvara doğru yürümeye başladı. Duvarın dibine gelince -"Seni burdan çıkarmamı ister misin? "diye sordu. Burdan çıkmayı çok istiyordum ama bunu nasıl yapacaktık. Sadece kafamı salladım. Konuşmadığım için ismini bilmiyordum. Benim ismimi dr bilmiyordu. Çocuk duvarın dış tarafında ki çıkıntılara ayağını koyup yukarı tırmanmaya başladı. Bu duvar ve parmaklıkların yüksek olmadığını yeni fark ediyorum. Usta bir şekilde yukarı tırmandı ve yanıma geldi.
-"İşte bu kadar basit şimdi aynı şekilde ben ineceğim aşağıdan sana bakacağım. Sende benim yaptığım gibi aşağı ineceksin. Sakın korkma duvar yüksek değil ben tutacağım seni "dedi. Aşağı inmeye başladı. Ağaçlarda çok pratik yapmıştı sanırım. Onun yaptığı gibi yaparak ayaklarımı duvarın çıkıntılara yerleştirerek aşağı indim.
-"Hadi gel bu taraftan"dedi. Yürümeye başladı bende onu takip ettim. Geldiğimiz yer parktı. -"Hadi gel salıncağı bin". Salıncağa doğru gittim. Beni sallamaya başladı. Salıncak her yükseldiğinde gökyüzündeymis gibi hissediyorum. Her ne kadar çocuk görmese yüzümde tebessüm vardı. En çokta ruhum gülüyordu. Parkın içindeki büfeden iki dondurma aldı muhtemelen annesinin onu vermiş olduğu harçlığını adama uzattı. Dondurmaları yedikten sonra dönmek istemesemde mecbur olarak yetimhaneye döndük. Hiç unutmayacağım dediğim bugünü daha dün gibi hatırlıyordum. Yetimhane de yokluğum fark edilmiş nerede olduğum nereye gittiğim sorusuna yine konuşmamış ve dayak yemiştim. İşte bu kadar kolaydı yaşanan güzelliklerin bir anda yok olup yerini acıya bırakması. Benim mutluluklarım hep kısa sürmüştü zaten. Oturduğum yerden kalktım ve yetimhanenin kapısından içeri girdim. Duvarların rengi değişmişti ama bakımlı olduğu söylenemezdi.
-"Buyurun kime bakmıştınız"diyen sese döndüm. Orta yaşta bir bayanla karşılaştım.
-"Müdürle görüşecektim"dedim. Kadın
-" Koridorun sonunda soldaki ilk kapı"dedi. Merdivenlerden yukarı çıktı sanırım çocukların yanına gidiyordu. Koridorda ilerlerken kapısı açık bir oda gördüm. Çok tanıdık bir odaydı. İçeri adımımı attım. Gördüğümle bir anda ürperdim.


Geçmişin ArafıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin